8 bin yıllık Hevsel Bahçeleri barındırdığı kuş türleriyle dikkat çekiyor

8 bin yıllık Hevsel Bahçeleri barındırdığı kuş türleriyle dikkat çekiyor

​Diyarbakır’ın Dicle Nehri kıyısında bulunan 8 bin yıllık Hevsel Bahçeleri, 180 kuş türüne hem barınma hem de beslenme imkânı tanıyor.

Diyarbakır'ın merkez Sur ilçesi sınırları içinde bulunan ve Dicle Nehri kıyısında yer alan 8 bin yıllık Hevsel Bahçeleri (Baxçeyên Hewselê), 180 kuş türüne hem barınma hem de beslenme imkânı tanıyor.

UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesine alınan Hevsel Bahçeleri, Türkiye'nin sayılı, bölgenin ise en büyük ‘Kuş Cenneti’ olma özelliğini taşıyor.

Dicle Nehri kıyısında, Diyarbakır Surları ile nehir vadisi arasında yer alan yaklaşık 700 hektarlık verimli araziye sahip olan Hevsel Bahçeleri, 180 kuş türüne ev sahipliği yapıyor.

Geçmiş dönemlerde sultanların kuş sesi dinlemek için geldiği Hevsel Bahçeleri, kalabalık sürüler halinde gezinen boz alamecekler ile pembe göğüslü ötleğenlere ve Türkiye'de nadir bulunan yaz atmacalarını barındırıyor.

Hevsel Bahçelerinde, kertenkele ve sürüngenlerle beslenen şahin, kızıl şahin, arı şahini, yılan kartalı, gökçe delice, kukumav, kerkenez ve küçük kerkenez gibi yırtıcı kuşlara da yılın hemen hemen her mevsiminde rastlamak mümkün.

Bahçenin aynı zamanda bir vadi olması ve yiyeceğin bol olması kuşları çeken faktörler olarak bilinirken,  göçmen kuşları Dicle Vadisini ve Hevsel Bahçelerini bir istasyon, dinlenme, barınma ve de bir korunma yeri olarak kullanıyor.

Yaklaşık 25 yıldır kuşlar üzerinde araştırmalar yapan Dicle Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksek Okulu Müdürü Biyolog Prof. Dr. Ahmet Kılıç, bahçelerde 180 kuş türünü görmenin bahçelere, ‘Kuş Cenneti’ özelliğini verdiğini belirtti.

Bu kadar kuş türünün bahçelerde bulunmasının Diyarbakır için büyük bir öneme sahip olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kılıç,bu zenginliğin tanıtılıp korunması gerektiğini söyledi.

Hevsel Bahçeleri’nin tarihten gelen bir zenginliğe sahip olduğu dile getiren Kılıç, “İnsanların meyve sebze ve diğer ihtiyaçlarına yönelik büyük bir öneme sahip olan bahçeler, aynı zamanda kuşlar açısından da çok büyük bir önem arz eder. Bahçeler kuşlar için konaklama, dinlenme; kışın barınma yeridir. Kuşlar bahçelerde yiyeceklerini rahatlıkla bulurlar. Bu imkânlardan dolayı zaman zaman burada kuş sayısı, 180’e kadar uzanır. 180 farklı kuş türünü Hevsel Bahçeleri civarında görebiliriz.” dedi.

“Diyarbakır şehir merkezi bir kuş cenneti”

1993 yılından beri Diyarbakır ve çevresinde kuşlar üzerine araştırma yaptığını hatırlatan Kılıç, “Bu yönüyle Türkiye’de kuşların en iyi araştırılan yerlerden biri de Diyarbakır’dır, Hevsel bahçeleridir. Diyarbakır merkezde kuş türü sayısı 180 olurken, il genelinde bu sayı 280’e çıkar ve her seferinde yeni türleri görme şansımız var. Yani Diyarbakır deyim yerindeyse bir ‘Kuş Cenneti.’ Diyarbakır şehir merkezi bir ‘Kuş Cenneti.’ Çünkü 180 tane kuşu aynı anda görme imkânı bize ‘Kuş Cenneti’ özelliğini gösterir. Bu yüzden Diyarbakır büyük bir öneme sahip.” ifadelerini kullandı.

“Biz Diyarbakır doğallığını kaybetmedi diyebiliriz, tabi bunu korumamız lazım”

Hevsel Bahçeleri’nin farklı yaşam alanlarına sahiplik ettiğini söyleyen Kılıç, sözlerine şöyle devam etti:

“Çünkü burada çok farklı yaşam alanları var. Biz buna ‘habitat’ diyoruz;  yırtıcılar için, su kuşları için, ördekler için, step (Bozkır) türleri için herkese hitap eden bir yaşam alanı var burada. Kuşlar burada yiyecek bulabiliyorlar, barınabiliyorlar. Dolayısıyla biz ‘Diyarbakır doğallığını kaybetmedi’ diyebiliriz. Tabi bunu korumamız lazım. Bu konuda tüm hemşerilerimize bir görev düşüyor. Tarımsal faaliyetler, sanayi faaliyetleri mutlaka olacak ama bizim buraya ait olan özellikleri doğal yapıyı da bozmamamız gerekiyor, yardımcı olmamız lazım. Avcılarımızın avlanmayla ilgili kurallara uyması lazım. Çiftçi ve köylü vatandaşımızın özellikle kırsalda yaşayan türleri üreme döneminde rahatsız etmemeleri lazım. Bunları yapabilirsek bu ‘kuş cenneti’ özelliği daha uzun yıllar devam eder.”

“Özellikle ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde kuş sayısında ciddi artış var”

Kuşların Hevsel Bahçelerini besin yeri olarak düşündüğünü ifade eden Kılıç, “180 sayısı şunu ifade eder: Bazı kuşlar kışın geliyorlar, kuzey bölgelerde iklim şartları soğuk ya da yiyecek azlığı dolayısıyla Diyarbakır’ı tercih ediyorlar. Biz buna ‘kış göçmeni’ diyoruz. Bazıları da yaz göçmeni, bunlar üreme için Diyarbakır’ı kullanır. Bir de sürekli olarak Diyarbakır’da bulunan türler var, onlarca tür sürekli Diyarbakır’da sürekli bulunur. Mesela biz balıkçılları, step türleri, baykuşları görürüz. Bunlar üç büyük grupta toplanabilirler; kış göçmeni, yaz göçmeni ve yerli olanlar. Özellikle ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde bu sayıda ciddi artış var. Yazın özellikle üreyenler yönünden zenginlik var, kışın da burayı korunak olarak, besin yeri olarak düşünen türler için bir zenginliktir var.” ifadelerini kullandı.

“Diyarbakır’da 2 yalıçapkınının ürediğini biliyoruz”

Su kuşları yönünden Diyarbakır’ın çok zengin olduğunu söyleyen Kılıç, “Dicle Vadisi bu kuşlara hem barınma hem de beslenme imkânı tanıyor. Siz Dicle Vadisinde -tabi Hevsel Bahçesi de Dicle Vadisi’nin bir parçası- onlarca ördek türü görebilirsiniz. Yırtıcılar, farklı yırtıcı türü kuşlarımız var; delice, şahin, atmaca, kerkenezlerimiz var. Bunlar sürekli her yerde bulunabilen türler değildir. Mesela Diyarbakır’ın özelliğini gösteren 2 önemli türümüz var. Biz onlara yalıçapkınları diyoruz. Diyarbakır’da 2 yalıçapkınının ürediğini biliyoruz. Yalıçapkınları suyun temiz olduğu yerleri tercih ediyorlar, eğer su kirliyse o bölgede ne bulunuyorlar ne de ürüyorlar. Biz iki tane yalıçapkınının burada ürediğini biliyoruz bu bir sevindirici haber. Ayrıca 3'üncü yalıçapkını İzmir yalıçapkınında kuş severler tarafından tespit edildiğini duyduk.” diye konuştu.

“Bu zenginliği tanımamız lazım”

“Bu zenginlik ülkemizin, Güneydoğumuzun, Diyarbakır’ımızın zenginliği” diyen Kılıç, “Şimdi bize düşen nedir? Buranın bir vatandaşı olarak, hemşerilerimizden beklentim şudur: sanayici olsun, tarımda bulunan insanlarımız olsun, köylerde yaşayan vatandaşlarımız olsun önce bu zenginliği tanımamız lazım. Bu zenginliği tanırsak korumamız daha kolay olur. Herkes bu konuda kendini sorumlu hissederse bu olabilecek. Bu şekilde zenginliğimiz torunlarımıza, torunlarımızın torunlarına bile ulaşabilir.” dedi.

İLKHA











































HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.