Ahlat taşı sahip çıkılmayı bekliyor

Ahlat taşı sahip çıkılmayı bekliyor

Bitlis’in Ahlat ilçesinde işlenip Türkiye’nin dört bir yanına gönderilen Ahlat taşı, sahip çıkılmayı bekliyor.

Sektör haline gelen Ahlat taşına sahip çıkılması çağrısında bulunuldu.

Bitlis’in Ahlat ilçesinde işlenen taşlar, Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor. Dağlarda ilkel yöntemlerle çıkarılarak kurulan küçük atölyelere taşınan Ahlat taşı, burada insan gücü harcanarak taşlara şekil veriliyor. Her bir küçük işletmede onlarca Ahlatlı istihdam ediliyor. İşletme sahipleri ise Ahlat taşının daha çok sahiplenmesi gerektiğini belirtiyor. Ahlat taşı işletmeciliğinin bir sektör haline geldiğini vurgulayan işletme sahipleri, Türkiye’nin dört bir yanına işledikleri Ahlat taşını gönderdiklerini belirttiler.

Ahlat taşının en büyük özelliğinin yazın serin, kışın sıcak tuttuğunu belirten taş ocağı işletmecisi Emre Nacaroğlu, dağlardan ilkel yöntemlerle taşları ocağa getirdiklerini ifade ederek, “Ahlat taşının özelliği evleri yazları serin, kışları sıcak tutmasıdır. Dağda ilkel yollarla kesilip, el ile arabalara yükleniyor, ardından buraya getirip insan gücüyle boşaltıyoruz. Burada gördüğünüz gibi büyük makinayla ikiye ayrılıp, küçük makinalarla da kafa kesimi yapıyoruz. İşlemeye hazır hale getiriyoruz.” diye belirtti.

“Ahlat taşını Türkiye’nin dört bir yanına gönderiyoruz”

İşledikleri taşları Türkiye’nin dört bir yanına gönderdiklerini, aynı şekilde küçük işletmelerde onlarca işçiyi istihdam ettiklerini dile getiren Nacaroğlu, Ahlat taşına sahip çıkılması çağrısında bulunarak, “Çanakkale, Bursa, İzmir, Ankara, Giresun, Kars başta olmak Türkiye’nin dört bir yanına gönderiyoruz. Bir sektör haline gelmiş. Şu an bu küçük işletmemizde şoförle birlikte 22 işçi çalıştırıyoruz. Kırmızı taş 40 TL, beyaz taş 45 TL’ye satılıyor. Rekabet ortamı mevcut. Rekabet olduğu içinde sıkıntı yaşıyoruz. Bir daire yapmak için Ahlat taşına verilecek ücret yaklaşık 5 bin TL’dir. Ama bunun yanında ustalığı daha çok gidiyor. Bir Ahlatlı olarak adam gidip Mardin’den taş getiriyor. Ahlat’ta cami yapıldı. Taşları hepsi Mardin’den getirildi. Ahlat’ta taş varken, neden Mardin’den getiriyorsun? Sıkıntı burada.” ifadelerini kullandı.

Bir önceki Ahlat kaymakamının resmi kurumları Ahlat taşından yaptırarak, Ahlat taşının gelişmesi için çok emek sarf ettiğini hatırlatan Nacaroğlu, kaymakama teşekkür ederek, yeni atanan kaymakamdan da aynı hassasiyeti beklediklerini kaydetti.

“Ahlat taşı eskiden rağbet görüyordu şimdi hak ettiği rağbeti görmüyor”

Ahlat taş ocaklarında yaz aylarında çalışarak harçlığını çıkardığını dile getiren üniversite öğrencisi Mehmet Nacaroğlu ise Ahlat taş ocaklarında çalışmanın çok ağır bir iş olduğunu belirtti.

Amcasının iş yerinde çalıştığını, yazın burada çalışarak harçlığını çıkardığını ifade eden Nacaroğlu, şöyle konuştu: “Ahlat taşı, Nemrut Dağı’nın volkanik püskürüğü olup, Ahlat’a has bir kayaç türüdür. Osmanlı zamanında daha çok bilinen Sivas ve Erzurum’daki çifte minareler bu taştan yapılmıştır. Ahlat taşı eskiden çok rağbet görüp, şu an hak ettiği rağbeti görememektedir. Bütün devlet daireleri bence Ahlat taşından yapılmalı. Nemli bölgelerde çok gitmiyor ama nem oranı düşük bölgelerde Ahlat taşı bulunmaz bir nimettir. Çünkü yazın serin, kışın da sıcak tutuyor. Böyle bir özelliği var. Sağlık açısından da faydalı olduğu söyleniyor. İşçiliği tabi ki ağırdır. Makineleşme daha az Ahlat taşında. İnsan gücü daha ağırlıklı. Çalışan herkeste bel fıtığı var.”

“İstihdam sağlayan Ahlat taş ocaklarına sahip çıkılmalı”

13 yıldan bu yana aynı taş ocağında çalıştığını belirten işçilerden Necat Toptaş, taş ocaklarının bir istihdam alanları olduğunu, taşı eriterek geçimlerini sağladıklarını dile getirerek, “2 çocuk babasıyım. Taş ocağında çalışıyorum. Başka işim yok. Allah razı olsun her sezon en az 3-4 bin Ahlatlı bu taş ocaklarında çalışıyor. 13 yıldır aynı ocakta çalışıyorum. Çok memnunum. Isının korunması ve kıymet bakımından Ahlat taşı çok önemli. Taş ocakları olmasaydı Ahlat’ın çoğu genci boşta kalırdı. Hepsi aç kalır. Allah; kurandan, çalıştırandan, yardım edenden ve halka ekmek yedirenden razı olsun. 3 ay çalışıp, 9 ay yiyoruz.” şeklinde konuştu. (Şükrü Tontaş - İLKHA)






























 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.