Amerika'nın Müdahale Hakkı (2)

Monroe Doktrininin Amerikan dış politikasının esasını teşkil ettiğini söyleyebiliriz.

Amerika'da kim başa gelirse gelsin bu doktrine sıkı sıkıya bağlı kaldı. “Arka bahçeler” her zaman ABD çıkarları için dizayn edildi, yönetimlerine müdahale edildi.

“Amerikan demokrasisi” ile övünen yöneticiler “Müdahale hakkını” çok sayıda askeri darbeye destek vererek kullandılar.

Bugün herkes biliyor ki, 1954'te Paraguay, 1964'te Brezilya, 1971'de Bolivya, 1973'te Şili ve Uruguay'da, 1976'da Arjantin'de yaşanan askeri darbelerinin arkasında hep ABD izi var. Yani Türkiye'de 12 Eylül 1980 darbesiyle ortaya çıkan devşirilmiş “iyi çocuklar” aslında birçok yerde vardı ve işaret aldıklarında her yerde harekete geçebiliyorlardı.

Amerikan istihbaratı ön hazırlığı yapıyor, yargı ve sermaye devreye sokuluyor; ama işlerin Amerika açısından rayından çıktığına kanaat getiriliyorsa askere darbe talimatı veriliyordu.

Mesela Şili'deki Amerikan destekli askeri darbenin planları Devlet Başkanı Salvador Allende henüz iktidara gelmeden önce hazırlanmıştı.

Önce CIA devreye girdi ve meclis yoluyla Allende'yi saf dışı bırakmayı denedi; ama başarılı olamadı. Görev askere verildi. 11 Eylül 1973 sabahı Başkanlık Sarayı bombalandı ve Allende öldürüldü. Yerine Pinochet önderliğinde faşist bir cunta iş başına geldi ve bu cunta 16 yıl iktidarda kaldı.

Şu anda yine Monroe Doktrini devrededir ve Venezuela'da Şili'de yapılanın bir benzeri yapılmaya çalışılmaktadır.

Venezuela, hem petrol, hem de kokain açısından oldukça önemli bir yerdir. CIA'nın kirli operasyonlar için uyuşturucu parasına, kara paraya ihtiyacı vardır. En büyük gelir kaynağı Kolombiya uyuşturucusu olan CIA, orada daha dengeler tam yerine oturmadığı için sıkıntılar yaşamaktadır.

Şu anda dünyada birçok kimse Amerika'nın Nikaragua'da yıllarca Sandinistalara karşı bazı güçleri bu kirli paralarla finanse ettiğini bilmektedir. Belki gün gelecek Amerika'nın Irak, Suriye ve Afganistan'da da kirli paralarla finanse ettikleri karanlık yapılanmaların kimler olduğu ve neler yaptıkları da ortaya çıkacaktır.

Venezuela'da daha önce Hugo Chavez'e karşı askeri darbe teşebbüsünde bulunulmuş; ama darbeciler başarılı olamamışlardı. Sonrasında devreye yüksek yargı girmiş; ama o da başarısız kalmıştı. Şimdilerde Guaido adında biri siyasetçi kimliği ile piyasa sürülmekte ve Amerika tarafından “meşru yönetici” olarak kabul ettirilmeye çalışılmaktadır.

Aslında belki de Venezuela'dan önce Brezilya'da yaşananların iyi tahlil edilmesi gerekmektedir.

Ekonomi yönetimi anlamında başarılı işler yapan Devlet Başkanı Lula Da Silva, Amerika'ya kafa tutmaya başlayınca basın ve sermayenin hedefi haline getirildi. Görevi devrettiği Dilma Rousseff önce yargı ardından da senato kararıyla görevinden alındı. Eski bir gerilla lideri olmasına rağmen Dilma Rousseff, yargı darbesinin karşısında duramadı.

Lula Da Silva tekrar siyasete girmek isteyince hakkında “Pasif yolsuzluk ve kara para aklama” gibi suçlardan dava açıldı ve hapis cezasına çarptırıldı.

Şimdi Brezilya'nın başında Amerika'ya göbekten bağlı, israil dostu Bolsonaro adında bir faşist var ve Amerika bundan son derece memnundur.

Venezuela'da da senaryo Brezilya'dakine benziyor; ama biraz farklı olarak…

Yüksek yargı ve Guaido'nun meclisi yoluyla başarılamayan darbeyi Venezuela'yı tümüyle ekonomik bir cendereye sokarak tamamlamak istiyorlar.

Süreçte askerlerin bir kısmı parayla satın alınacak, ekonomik baskı altında ezilen halkın sokaklara dökülüp isyan etmesi sağlanacak, muhalefet ise resmi hükümet olarak tanınacak…

Eğer olmazsa bu kez doğrudan askeri devreye sokma ve yönetimi değiştirme yoluna başvurulabilir.

Kendi adamlarını başa geçirdikten sonra tıpkı Brezilya'da olduğu gibi yargıyı devreye sokarak bir “devr-i sabık” oluşturulacak ve tüm muhalifler uyduruk belgelerle derdest edileceklerdir. Öyle ki bir daha seçimlere bile giremeyeceklerdir.

Amerika'nın mevcut yönetiminin hesabı bu; ama hem dünyada hem de Amerika'da hiçbir şey stabil değil.

Belki de süreç küresel dengelere, Maduro ve taraftarlarının direniş azmine göre şekillenecek.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.