Balyoz’cular ve PKK’lılar Dışarı, Müslümanlar İçeri!

Balyoz’cular ve PKK’lılar Dışarı, Müslümanlar İçeri!

Türkiye cumhuriyeti kurulduğu günden bu yana egemenlerin insafına bırakılan bir adalet anlayışına sahiptir. Bu ülkede bankaları hortumlayanlar, kadın tüccarlığı yapanlar, kumar oynatanlar hiçbir zaman hapis yatmazken; sisteme ya da dönemin hükümetine muha

Sistemin kurulduğu günden bu yana en ağır darbesini yiyenler de elbette İslami davanın erleridir.

Zindanlar dönem dönem Kürtlere (PKK), sosyalistlere, ülkücülere ve Kemalistlere (Ergenekon) ev sahipliği yapsa da, rejimin kuruluşunda demir yumruk olarak kullanılan İstiklal Mahkemelerinden bu yana zindanların değişmeyen müntesipleri İslami davadan yatan Muvahhidlerdir. Ülkücüler, Kemalistler ve sol çizginin ara ara hapse atılıp sonra serbest bırakılmalarının sebebi, sistemin temeli olan laiklik ve demokrasiyi kabul ediyor olmalarıdır. İman ettiği dinin gereği olarak bu iki batıl doktrini reddeden Müslüman için ise zindanlar “giden gelmiyor” ağıtları yakılan Yemen türküleri gibidir.

Bugünlerde Türkiye zindanları yeni bir siyasi af dalgası yaşamakta. PKK ile devlet barış görüşmesi adı altında pazarlık yapıyor ve PKK’nın ilk istediği taviz de hapiste tutulan mahkûmlarının serbest bırakılması. Devlet KCK davası adı altında alakasız aldığı 60 yaşındaki ninelerden, dağ kadrosunda olup belki onlarca kişiyi katleden PKK gerillasına kadar siyasi af çıkarmaya hazırlanıyor. Kanın akmadığı yerde fikirler konuşulur. Gelecek bölgesel bir barış elbette iyidir ama iki tarafı anlaşmaya iten asıl sebep Ortadoğu’da sınırları kökünden söküp atan cihadi hareketlerdir. Ortak tehdide karşı taraflar apar topar masaya oturup anlaşma derdinde.

PKK üyelerinin hatta liderlerinin çıktığı bir ülkede genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının hapiste olması düşünülebilinir mi? Bunu halka hükümet anlatamaz. Bu nedenle PKK üyelerini topyekûn hapisten çıkarmadan önce Ergenekon ve Balyoz’dan hüküm giymiş Kemalist oligarşiyi yeniden hapisten çıkardılar. Hem de verilen onca müebbet cezasına rağmen.

Türkiye’deki siyasi hapishaneler olan F tiplerinde İslami davadan yatanlar, PKK’dan yatanlar ve bir avuç Kemalist vardı. Önce Kemalistler, gelecek yıla kadar da PKK’lılar hapisten çıkarılacak. Peki ya Müslümanlar? Madem siyasi af süreci başladı, neden sadece Müslümanlar bu aftan yararlanamıyor? Zindanlar boş kalmasın, gardiyanlar işsiz kalmasın diye mi hala tutuluyorlar? Bunu Müslümanlar gündem etmezlerse esirlerimizin suratına mahşer günün bakamayacağız.

Ne yazık ki devlet, Müslüman esirler de faydalanmasın diye genel siyasi af ilan etmiyor. Kemalistler ve PKK’lılar bozulan Anayasa Mahkeme tarafından bozulan kararlarla serbest kalıyor. Böylece serbest kalacak zümre seçilip, bizlerin de faydalanmasının önüne geçiliyor.

Türkiye’de şu an adı konulmamış bir “af” süreci yaşanıyor. Bu aftan PKK’lılar ve darbeci Kemalistler faydalanıp çıkıyor. Peki ya İslami davadan hükümlü ve tutuklular? Neden “bizden” çıkan yok? Bu ülkenin adaleti (!) sadece Müslümanlara mı kör? Resmen İslami davadan girenler de yararlanıp serbest kalmasınlar diye genel af yerine adamına göre siyasi af yapıyor sistem. 5 yılı aşkın süre Ergenekon ve Balyoz davası sürüyor, tamamına yakını ağır hapis cezasına çarptırılıyor, sonra da bir anda pat diye Anayasa Mahkemesi bozuyor ve hapiste bu davalardan yargılana kim var kim yok serbest bırakılıyor.

Ergenekon davasında darbeci Kemalist kadroya kısmi af yapılarak hapisten çıkarılmıştır. Bunun için de öncelikle Anayasa Mahkemesi tutukluluk süresini 10 yıldan 5 yıla indirdi. Böylece bu davalar devam etmesine rağmen 5 yıldan fazla tutuklu olan Ergenekon sanıkları serbest kalabildi. Nice müebbet ceza kesilmişler artık dışarıda. Hatta Ergenekon davasından 117 yıl hapis cezasına çarptırılan yani hayatının kalan kısmi hapiste çürümesi beklenen Doğu Perinçek sadece 6 yıl sonra hapisten çıktı.

Darbeci Kemalist kadroya açılan diğer dava da aynı şekilde kısmi af ile sonuçlandı. Balyoz darbe planı davasında mahkeme 365 sanıktan 325’ine ağırlaştırılmış müebbet cezası vermiş, ancak “eksik teşebbüs” nedeniyle çeşitli cezaî indirimlere gidilmişti. Mahkeme bitmiş kalem kırılmıştı. Ama dava “siyasi” idi ve sadece 2 yıl sonra siyasi sürecin değişmesi ile Anayasa Mahkemesi devreye sokulup “hükümleri verilmiş suçlular” bir anda serbest bırakıldı! Ağırlaştırılmış müebbet cezası demek ki Kemalist olunca 2 yıl hapis cezasına tekabül ediyor!

Kısmi affa bireysel uğrayan bir kişi de Hanefi Avcı. Emniyet Müdürlüğü yapmış ülkücü çizgiden gelen Hanefi Avcı, marjinal sol Devrimci Karargah Örgütü gibi kendisine tam zıt bir örgüt üyeliğinden 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 4 yıl hapis yattıktan sonra Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali tespit etmesi neticesinde 20 Haziran 2014′te tahliye oldu. Devlet resmen keyfine göre hapse atıp hüküm veriyor, sonra da keyfine göre serbest bırakıyor. Hanefi Avcı bu hukuk sistemine göre suçluysa neden 11 yılı varken çıktı? Yok masum ise neden 4 yıl yattı? Dönen pazarlık nedir? Sorular elbette cevapsız!

Aynı şey KCK/PKK tutuklularına da yapılmaya başlandı. Hapiste tutuklu bulunan hem üst düzey (Hatip Dicle, Faysal Sarıyıldız, Kemal Aktaş gibi), hem de sıradan KCK üyeleri serbest bırakılıyor. Hatta 2015 yılında PKK’nın dağ kadrosuna bile af ilan edileceği barış görüşmeleri adı altında konuşuluyor. Prof. Dr. Sedat Laçiner son yazılarında kısa süre içinde KCK/PKK sanıklarının ve mahkûmlarının tamamının hatta Abdullah Öcalan’ın da serbest kalacağını söylüyor. (1) Leyla Zana da Öcalan için “2015 yılında Nevruz’da aramızda olacak” diyerek PKK’nın tüm kadrolarının yakında hapisten çıkacağının işaretini veriyor. (2)

Meselemiz Laik ve Atatürkçü devletin bunları neden hapse attığı meselesi değildir. Meselemiz; madem siyasi af getiriliyor, neden sadece İslami davadan yatanlar bundan mahrum bırakılıyor? Ergenekon, KCK ve son olarak da Balyoz Davasında “adil yargılanma hakkı” ihlal edildiği gerekçesiyle tutuklu bulunanlar serbest kaldı. Eğer onlar adil yargılanmamış ise serbest kalmalarına kimsenin dediği bir şey yok. Peki bir de İslami davanın dosyalarına baksa ya Anayasa Mahkemesi? Binlerce hüküm verilmiş dosyadan “adil” yargılanan 10 tane dosya var mı zannediyorsunuz?

Bu ülkede Hizbullah, Hizb-ut Tahrir, İBDA-C ve el Kaide’den yatan yüzlerce Müslümanlardan hangisi adil yargılandı? Sohbetler “örgütsel toplantı”, Kuran ve hadis kitapları “örgütsel materyal” ilan edilmedi mi? Yapılan kermeslere örgüte para kazandırma yaftası vurulmadı mı?

10 yıl hapis yatıp beraat ettikten kısa bir süre sonra Şahmerdan Sarı Hoca’ya gene aynı örgütün liderliğinden 12,5 yıl ceza daha 2013’te verilmedi mi? Davanın savcısı bile beraatlarını istemişti! (3)

Dağdan silahıyla inen PKK’lı 6 yıl hapis cezası yerken, gene 2013 yılında resmi izinleri alınan hilafet konferansı düzenlemekten 19 Müslümana devletin bile “silahsız terör örgütü” kabul ettiği Hizb-ut Tahrir üyeliğinden 119 yıl hapis cezası verildi! (4) Neden Ergenekon ve Balyoz’un müebbet yemiş paşaları hapisten çıkarken konferans yapan Müslümanlar hala hapiste?

Soner Yalçın, Ahmet Şık ve Nedim Şener sırf kitap yazdı diye hapse girdi diyerek ortalığı ayağa kaldırdı sol kesim. Kısa sürede “adil yargılama yok” muhabbetine Anayasa Mahkemesiyle serbest kaldılar. Peki aynı şekilde kitap yazmaktan başka “suçu” olmayan Salih Mirzabeyoğlu neden hala müebbet “cezasını” çekmekte? Salih Mirzabeyoğlu’na idam cezası veren hâkim Metin Çetinbaş daha sonra yaptığı açıklamada; “Verdiğim karar yüzde yüz doğrudur diyemiyorum… Biz o günkü şartlara göre karar verdik, hata yapmış olabiliriz” demiş olmasına rağmen hem de! (5) Hâkim bile diyor adil yargılanmadı diye, Anayasa Mahkemesi Balyoz’cuları tahliye etmekten vakit bulursa tekrar bakar mı acaba davaya!

Demek ki sistemin gözünde İslami konferans düzenleyen, kitap yazan ya da ev sohbeti yapan Muvahhidler, darbe yapmaya kalkan Kemalistlerden veya ülkeyi iç savaşa sürükleyen PKK’dan daha fazla tehlikeli! Çünkü onlar serbest bırakılırken boşalan zindanlara tüm hızıyla Müslümanlar el Kaide, Hizb-ut Tahrir ve Hizbullah üyeliği iddiasıyla hapse atılmaya devam ediliyor.

Bugün Mısır’a, İsrail’e, Suud’a zindanları Müslümanlarla dolu diye itham edenler bilsinler ki bu ülkenin zindanlarında da 20 yıldan fazla süredir beton ve demir soluyan onlarca İslami dava hükümlüsü vardır. Adaleti toplumun bir kesimine uygulayıp da Müslümanlara “pozitif ayrımcılık” yapanlardan hz. Ömer tarzı bir duruş beklemiyoruz. İstediğimiz; İslami davanın esirlerini de kapsayan genel siyasi aftır. Hükümet eğer bunu yapmaz da PKK’lıları serbest bırakıp Müslümanları tutuklamaya devam ederse, bilsinler ki Allah’tan gelecek musibet elbet yakındır!

“Size gelen musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir.” (Şura, 30)

@MiracKaraaslan

 

-Dipnotlar-

1- http://www.internethaber.com/turkiye-buyur-mu,-bolunur-mu-16256y.htm

2- http://t24.com.tr/haber/leyla-zana-ocalan-2015-nevruzunda-aramizda-olacak,254458

3- http://www.islahhaber.net/beraatlarina-agir-cezalar.html

4- http://www.islahhaber.net/hizb-ut-tahrir-davasinda-119-yil-ceza-cikti.html

5- http://www.habervaktim.com/haber/212637/brifingi-aldi-idami-verdi.html

Mirac Karaaslan/Islah Haber
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.