Batı uygarlığı ve medeniyetimiz

Bir önceki yazımızda coğrafi olarak bağımsız olupda ekonomik bağımsızlığını sağlayamamış ülkelerin gerçekte bağımlı olduğunu söylemiştik. Müslüman ülkelerin bir araya gelmemeleri ve her biri kendi dünyasına gömüldüğü için diğer batılı devletlere bağımlı kalıyorlar. Bu emperyalist devletlerde bu bağımlılığı kaybetmemek adına Müslüman ülkeler arasına fitne tohumu ekmek için her türlü fedakârlığı yapıyorlar.Bunu biraz daha geniş bir perspektiften değerlendirdiğimizde,coğrafyamızda ve ülkemizde yaşananlara uzun vadeli bakarsak büyük resmi göreceğiz.

Şöyle ki; Batı uygarlığı, yaklaşık beş asırdır geliştirdiği sömürü biçimleriyle dünya üzerinde her bakımdan hegemonya kurdu. Batı uygarlığının coğrafi ve fikri sömürü üzerinden ürettiği işgal son yüzyıl içinde, dünyayı tam bir çıkmazasoktu.İnsanlığa ardı arkası kesilmeyen işgallerin, katliamların, yıkımların eşiğine sürüklemekten başka bir şey sunmadı.

İnsanlığa faydası olmayan batı uygarlığı kendi sonunu da hazırlamaya doğru eviriliyor. Kendi uygarlığının içerden çöküşünü gören batı,ömrünü uzatmanın yollarını araştırıyor. Bunun içinde kuduz bir köpek gibi her tarafa saldırıyor. Özellikle Ortadoğu'da yaşananlar ve başta ABD olmak üzere emperyalist Batı uygarlığınınhegemonyasının sonunun başlangıcı, yeni doğumların, yeni oluşumların habercisidir.

Tam bu noktada hem Müslümanların hem de insanlığın kurtuluşu için Müslümanlar bir araya gelme yolunu bulmalılar. Başka medeniyetlere hem hayat hakkı tanıyan hem başka medeniyetlerden beslenilebildiği kadar beslenilmesini mümkün kılan ruhu kazandırmalıdır. İslam âleminde yaşanan acı ve çalkantılar bir doğumun habercisidir.İlk etapta “fikir birlikteliği” üzerinden olmazsa da kendilerine yaşatılan “acılar” üzerinden bir birleşme gözüküyor. Bu sonradan fikir birlikteliğini de doğuracaktır. Buna evirilen bir zaman dilimini yaşıyoruz.

Emperyalistler bu birleşmenin oluşmaması için her türlü şeytanlığı ve saldırıyı deniyorlar. Bunun için de her devletin zaafları üzerinden vurmaya çalışıyorlar. Bugünlerde bunun küçük bir parçası olan hesaplar doğrultusunda ekonomi üzerinden Türkiye'yede saldırıyorlar.Tüm Müslüman ülkeleri yalnızlaştırmak, zayıflatmak ve bir araya gelmelerini engellemek adına her türlü pişkinlik, katliam ve zulümden geri durmuyorlar.

Bununla birlikte bütün İslam coğrafyasında yeniden ayağa kalkmamızı önlemekiçin İslâm'ın kaynaklarıyla irtibatımızı koparmak yada uzaklaştırmak istiyorlar.  Emperyalistler, bu yolun, itidali kaybeden Müslümanlar icat etmekten geçtiğini iyi biliyorlar ve bizi bize, birbirimize düşürerek kırdırmak için her tülü desiseyi yapmaktan geri durmuyorlar.

İstikametimiz üzerinde titrersek, eksikliklerimize rağmen birbirimizi kabul edersek ve bunun mücadelesini verirsek, bizi kimse dize getiremez. Şu bir gerçek ki bütün büyük doğumlar sancılıdır. Sancısız doğum olmaz. Asırlık perspektiflerle bakmasını bilirsek, bedel ödemekten çekinmezsek, kendimize çekidüzen verirsek, gelecek Müslümanlarındır. İnsanlığın kurtuluşu Müslümanların medeniyet dünyasındadır. O medeniyet ki, Rabbimiz tarafından insanlığa biçilen kaftandır. Dünyanın ruhu, umudu, ufku ve vicdanı medeniyet dinamiğimizdir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.