Batıdan bize gelen seküler haklar çatışma kültürünün ürünüdür

Batıdan bize gelen seküler haklar çatışma kültürünün ürünüdür

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, “Batıdan bize gelen seküler haklar çatışma kültürünün ürünüdür ve hakperest bir toplum ortaya çıkartıyor.” dedi.

İstanbul Bağcılar İlçe Müftülüğü, ailede yaşanan sorunlara dikkat çekmek ve sorunları en aza indirmek amacıyla “Günümüz Ailesinde Problemler ve Çözüm Yolları” konulu konferans düzenledi.

Bağcılar Belediyesi Gençlik Merkezi’nde düzenlenen ve yoğun katılımın olduğu konferansa konuşmacı olarak İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse katıldı

“Peygamber Efendimizin (Aleyhissalatu Vesselam) hayvanlara gösterdiği inceliği insanlar birbirlerine gösterseydi sorun kalmayacaktı.” diyen Köse, ailede yaşanabilecek sorunların çözümüne yönelik önemli mesajlar verdi.

Köse, “Bir kurumsal ilişkide ya da ikili ilişki de kaba olmak ilişkiyi yıkmak demektir. Allah-u Teala, Peygamber Efendimize (Sallallahu Aleyhi Vesellem) diyor ki; ‘Eğer sen katı kalpli olsaydın etrafındakileri dağılıp giderlerdi.’ Nezaket ve zarafet önemli bir şey, Peygamber Efendimiz (Aleyhissalatu Vesselam) böyleydi. İnsan da bunu görmek gerekiyor. Onun için en önemli problemlerden birisinin bu olduğunu düşünüyorum. Aile içerisindeki sevginin gelişmesi için birinci unsur incelik, nezaket, zarafet ve kaba-saba olmamaktır. İkinci unsur da ihsandır. İhsan iyilik yapmak iyi davranmak demektir. İstenileni istenilenden fazlasıyla gönülden yapmak demektir.” şeklinde konuştu.

Gönülden gelmeden bir işi yapmanın o işteki sevabı da yok edeceğini belirten Köse, yapılan bir işin gönülden gelmesi ve bu şekilde ortaya konulması gerektiğini söyledi.

Köse, “Eğer eşler birbirlerini zarafet ve nezaketle davranıyorlarsa, o ihsan ölçüsünde iyilikte bulunuyorlarsa bundan meveddet (karşılıksız sevgi) doğar. Meveddet ortamı oluşursa, oradan da sekine (Huzur) doğar.” diyerek konuştu.

“Eskiden kul hakkı denildiğinde titrerdik”

“Eskiden kul hakkı denildiğinde titrerdik. Bunu kendimize bir vazife olarak bilirdik.”  diyerek konuşmasını sürdüren Köse, “Şimdi insan hakları diye bir şey getirdiler. Kadın hakları ve çocuk hakları, işçi hakları, hasta hakları diye… Batı dünyasından bize gelen seküler haklar çatışma kültürünün ürünüdür.  Çünkü orada sosyal bir yapı var ve bu yapı içerisinde üstler astları eziyor. Çatışmacı kültürün ürünüdür ve bu da hakperest bir toplum ortaya çıkarıyor. Oysa bizim kültürümüzde hakşinaslık vardır. Yani karşı tarafın hakkını doğrudan kendisine vermektir. Şimdi biz bu hakları alıp ailemizin içine koyduk. Adam diyor ki, bu benim hakkım, çocuk diyor bu benim hakkım, diğeri diyor benim hakkım. Haklar üzerinden bir çatışmaya getirip ailenin içine soktuk. Bu ciddi problemlerden bir tanesidir. Çözüm ve huzur arıyorsak hakperest olmayı terk etmemiz gerekiyor.” dedi.

“Kültürümüz vermek üzerine kuruludur”

Yol hakkı meselesi ile ilgili haberlere konu olan iki ailenin örneğini veren Köse, şunları söyledi;

“Otobanda dinlerinden İslami kişiliğe sahip oldukları belli olan iki hakkı için saç saça baş başa birbirleriyle kavga ediyorlar. Biri diyor yol benim hakkım diğeri diyor ki yok efendim benim hakkım. Bu şekilde kavga kavgaya tutuşmuşlar. Eskiden yol hakkı bizim olsa da sen geç derdik, Allah (Celle Celalüh) da bunun karşılığında hem dünyada hem ahirette sevap verirdi. Şimdi onu düşünmüyoruz. Efendim hak benim, çiğnetmem diye. Sonra 2-3 saat yol kapanıyor ve bir sürü insanın hakkına giriliyor. Bizim kültürümüz vermek üzerinedir. Biz elde olan imkânları paylaşırız. Bugünün ailesinden ne mutlu ne de bu insanlardan bir medeniyet doğar. Çünkü çok benciliz, vermek istemiyoruz, veremeyen insan da insan olamaz.”

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.