Bayramda iştahınızın "kurban"ı olmayın

Bayramda iştahınızın "kurban"ı olmayın

Uzmanlar, yaklaşan Kurban Bayramı ile beraber kurulacak geniş sofralarda, özellikle yüksek tansiyon, kalp damar, mide-bağırsak ve şeker hastalarını, beslenmelerine daha çok dikkat etmesi konusunda uyararak, beslenme önerilerini paylaştı.

HABER MRK- Yaklaşan Kurban Bayramı ile beraber tüm aile bireyleri bir araya geliyor, sevgi ve mutluluğun göstergesi olarak simgelenen geniş sofralar kuruluyor. Tüm aileyi bir araya getiren, dayanışmanın en güzel örneklerinden biri olan bayramlar dikkatsiz beslenme nedeniyle birçok sağlık problemini de beraberinde getirebiliyor. Son yıllarda büyük ölçüde değişen beslenme düzeni ve besin çeşitliliğine karşı önlemler alınmazsa istenmeyen sağlık problemleri yaşanabiliyor.

 

 

Özellikle yüksek tansiyon, kalp damar, mide-bağırsak ve şeker hastalarının beslenmelerine daha çok dikkat etmesi konusunda uyaran uzmanlar, bayram için, bayram için beslenme önerilerini paylaştı.
 


Kurban Bayramı’nda iştahımızın kurbanı olmamak için yediklerimize dikkat etmemiz gerektiğini belirten Anadolu Sağlık Merkezi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ece Köprülü, alınacak ufak tedbirlerle yaşanabilecek sindirim güçlükleri, yüksek tansiyon problemleri ve kalp çarpıntılarının önüne geçilebileceğini belirtti.



Taze kesilen etleri dinlendirmek gerekir

 

Kurban Bayramı ziyaretleri sırasında tüketilen et ve tatlı miktarında yoğun bir artış görüldüğünü belirten Dyt.Köprülü, “Özellikle kilo problemi olanlar ile, yüksek tansiyon, diyabet ve kalp-damar rahatsızlığı olan kişiler, bu konuda daha dikkatli olmaları gerekiyor. Etin doymuş yağ ve kolesterolden zengin olması sebebiyle, bu kişilerin etin daha az yağlı veya yağsız kısımlarını (yağsız dana bonfile, kontrafile veya biftek gibi) tercih etmeleri gerekiyor. Sakatat ve organ etlerinden de uzak durulması gerekir.  

 

Taze kesilmiş etler ile yapılan yemeklerde, etler daha sert ve daha zor pişeceği gibi, sindirimi de bir o kadar zor olacaktır. Bu sebepten dolayı etlerin birkaç gün buzdolabında dinlendirilip tüketilmesinde yarar vardır. Pişirirken ise, yoğunlukla görülen kızartma ve kavurma yöntemleri yerine ızgara, fırında veya haşlama yöntemleri tercih edilmelidir. Ayrıca tencerede pişirirken içine katılacak sebzeler ile yemeğin hem lif oranı, hem de vitamin-mineral içeriği artacaktır. Böylece daha az miktarda et tüketilerek doygunluk sağlanacak ve sindirim kolaylaşacaktır” dedi.

 

“Aile büyüklerinin ısrarlarını kibarca reddedin”

 

Dyt. Köprülü açıklamasının devamında, “ Beslenmemize ne kadar dikkat etmeye çalışsak da aile büyüklerinin yedirme ısrarları zaman zaman sıkıntı yaratabiliyor. Bu ısrarları kibarca geri çevirmemiz gerekir. Bir öğünde tüketeceğimiz et miktarında 100 gramı geçmemeye gayret edilmelidir. Etleri tüketirken yanında salata veya zeytinyağlı sebze yemeği bulundurmamızın yararlı olacaktır. Ekmek olarak beyaz undan yapılmışlar yerine tam buğday veya çavdar ekmeğini tercih etmemiz gerekir.Ekmek tüketmek istemiyorsanız, bunların yerine çorba, bulgur pilavı veya makarna gibi sindirimi daha kolay olan karbonhidrat grubu üyelerini tercih edebilirsiniz.                                                                                                                              Özetleyecek olursak, tabağınızın dörtte birinde  et grubu, dörtte birinde  karbonhidrat grubu ve kalan yarısında da sebze/salata grubu bulunmalıdır.” tavsiyelerinde bulundu.
 


“Yemek sonrası sütlü tatlıları tercih edin”

 

Yemeklerden sonra sunulan şerbetli hamur tatlılarının, tehlike katsayısını daha da artırdığını  vurgulayan  Dyt. Köprülü, “Hazmı zor olan etin üzerine yoğun şekerli olan bu tatlılar, mide ve bağırsak problemlerine yol açabiliyor. Bunların yerine hazmı daha kolay olan sütlü veya meyveli tatlıları tercih etmek gerekir. Porsiyona da dikkat etmemiz ve  gün içinde 1 porsiyondan daha fazla tatlı tüketilmemesini öneriyoruz.” sözlerine yer verdi.

 

“Hazmı kolaylaştıran içecekler tüketin”

 

Yemeklerin yanında kullanılacak sıvılara da dikkat çeken Dyt. Ece Köprülü, “Yemeklerin yanında tüketeceğimiz şekerli içeceklerden uzak durup hazmı daha kolay olan ayran, cacık veya su tercih etmemiz gerekiyor. Çay ve kahve tüketiminin de abartılmaması gerekir. Fazla miktarda tüketilen bu içeceklerin hem daha çok mide problemlerine hem de gece uyku düzensizliğine sebep olacaktır. Sağlığımız için hazmı kolaylaştıracak bitki çayları (ıhlamur, yasemin, rezene gibi) tercih edilmesini öneriyoruz. Sıvı tüketimi çok önemlidir. Gün içinde 8-12 bardak su tüketmeye de özen gösterilmelidir” diyor.

 

“Kahvaltı “Altın Öğünümüz” olmalı”

 

Bayramlarda yapılacak en büyük yanlışlardan biri “Nasıl olsa öğleden sonra çok fazla yemek yiyeceğim” diyerek kahvaltı öğününün atlatıldığına dikkat çeken Dyt. Köprülü,  “Kahvaltı, her zaman olduğu gibi, bu günlerde de altın öğünümüz olmalı.” İfadelerini kullandı.
 


Hazımsızlık problemi olanlar  için de önerilerde bulunan  Dyt. Köprülü, “Hazımsızlık problemi için yemeklerden 30 dakika-1 saat sonra hafif-orta tempolu yürüyüş yapmak gerekiyor. Kısa mesafeler için araba yerine yürüyüşü tercih edilmesini öneriyoruz. Arabanızı biraz uzağa park ederek gideceğiniz yere daha fazla yürüyebilirsiniz. Apartmanlarda asansör yerine merdivenleri tercih edebilirsiniz. Unutmayın, biraz ekstra hareket, hiç hareket etmemekten daha karlıdır.” diyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler