"Cami inşa etmek hem de çok amaçlı inşa etmek gerekiyor"

"Cami inşa etmek hem de çok amaçlı inşa etmek gerekiyor"

Diyarbakır’da yeni yerleşim yerlerinde camilerin yetersiz olması Ramazan ayının yaklaşması ile tekrar gündeme geldi.

Diyarbakır’daki camiler hakkında bilgi veren İl Müftüsü Burhan İşliyen, il genelinde 2017 caminin olduğunu söyledi.

Özellikle yeni yerleşim yerlerinde cami sıkıntısı yaşadıklarını ifade eden İl Müftüsü İşliyen, yeni yerleşim yerlerinde konut imar eden müteahhit ve mimarlara cami yapımı noktasında duyarlı olması çağrısında bulundu.

"100 bin nüfusun yaşadığı bölgede maalesef hiç camimiz yok"

Kayapınar ilçesinde 75 metre yol civarı ile Bağlar ilçesi Bağcılar Mahallesi'nde cami eksikliği olduğunu dile getiren İşliyen, “Diyarbakır genelinde 2017 cami var. Doğrusu bölgelere göre cami ihtiyacımız değişiklik arz etmekte. Mesela eski bir yerleşim yeri olan Sur civarında cami yetersizliğinden değil, belki zaman zaman cami fazlalığından bahsedebiliriz. Çünkü eskiden olduğu gibi nüfus yoğunluğu devam etmeyen yerler var.  Şehir daha çok yeni yerleşim merkezinde Kayapınar ilçesi Diclekent bölgesi ile Bağlar ilçesi Bağcılar Mahallesi'ne kaymış durumda. Bizim asıl sıkıntımız ‘75 Metre Yol üstü’ diye tabir ettiğimiz bölgedir. Bu bölge yaklaşık 100 bin nüfusun yaşıyor ve maalesef hiç camimiz yok. Biliyorsunuz rastgele cami inşaatına başlayamıyoruz. Cami inşaatına başlamamız için belediyenin başlattığı imar planında dini tesis alanı olarak ayrılması gerekiyor. Maalesef mevcut imarda buna yer ayrılmamış. Şu an belediye başkan vekilliği yapan başkanlarımız bu konuda hassasiyet göstermekteler. İnşallah buna çözüm bulunabileceğini ümit ediyoruz.” dedi.

“İmkânı olan kardeşlerimizi Allah’ın kendilerine verdiği servetin bir bölümünü Allah yolunda harcamaya davet ediyorum”

Konut inşası yapan müteahhitlere yapmış oldukları konutlardaki sosyal alanda cami yaptırılması çağrısında bulunan İşliyen, “Mesela ben 75 yol üzerinde oturuyorum. Sadece benim oturduğum sitede 260 daire var. Yani benim ilçemin nüfusuna yakın sayı var. Müteahhitlik yapan kardeşlerimize sesleniyorum; bu sitelere mutlaka ibadet alanı koysunlar. Yani sığınakları daha sonra camiye mescide çevirmeyelim. Lütfen ortak yaşam alanlarında mescid ve Kur’an kursuna mutlaka yer ayırsınlar. Buradan rica ediyorum; biz özellikle 4-6 yaş grubu Kur’an kurslarımızı önemsiyoruz. Bu sene 60 civarında kursumuz oldu ve bu kurslarımızda bin 20 öğrencimiz vardı. Biz bu kursu önemsiyoruz, çünkü eğitimcilerin söylediğine göre; bir çocuğun en fazla öğrendiği yaş 3-6 yaş arasındadır. Bu yaşların bir yılını Kur’an kursuna ayırsınlar. Çocuklar hafız olacak diye beklemiyoruz ama tertemiz yüreklerine Allah’ın Peygamberinin adı nakşedilsin hem de oynasınlar diye bekliyoruz. Bu konuda bütün halkımızı, özellikle imkânı olan kardeşlerimizi, Allah’ın kendilerine verdiği servetin bir bölümünü Allah yolunda harcamaya davet ediyorum. Camisi olmayan bölgelerde hızla cami yapmaya, bu ihtiyacı kapatmaya çağırıyorum.” ifadelerini kullandı.

Cami yapılması için çalışmalarının olduğunu da söyleyen İşliyen, sözlerine şöyle devam etti: “Cami yapılması için üzerinde çalıştığımız yer var ama yeşil alan statüsünde olduğu için onunla ilgili bir imar planı değişikliğine ihtiyacımız var, yasal zorluklar var doğrusu. Yeşil alanlarının tamamı değil, diyelim ki 20 dönümün sadece 1-2 dönümü ayrıldığı takdirde bu problemin çözüleceğini düşünüyoruz. Bununla ilgili çalışmalar var. Belediyelerimize sunmuş olduğumuz tekliflerimiz var. Onların sonuçlarını bekliyoruz, ama halkımızın ilgisini de bekliyoruz.”

“Camiler şehrin imanının işaretleridir”

Camilerin toprağın tapusu olduğunun altını çizen İşliyen, “Biz biliyoruz ki Hz. Peygamber Medine’ye yolcuğunda ilk konağı olan Kuba'da yaptığı ilk şey mescittir. Efendimiz Medine’ye ulaştığında yaptığı ilk iş mescittir. Dolayısıyla şehirlerin en güzel yerlerinde etrafı açık ve sosyal alanları olan yerler sadece ibadet için değil Kur’an kurslarıyla, gençlik merkezleriyle çocuklarımızın oynayabilecekleri oyun sahalarıyla hizmet vermelidir. Şu an yurt dışında Avrupa’daki Müslümanların yapmış oldukları camiler sünnetteki cami inşaatlarına daha çok benzemekte. Marketleri, berberleri, lokali, oyun alanları, konferans salonları var. Burada da Kayapınar ilçesinde Hz. Ali Cami bu şekilde yapılmaktadır. Bu camimizin altında 100 kişilik Kur'an kursumuz, 4-6 yaş grubu çocuklarımıza hitap eden bölümümüz var, 600 kişilik konferans salonumuz ve müftülük hizmet binamız var. Bu tür projelerin çoğalması lazım. Camiler şehrin imanının işaretleridir. O bölgede Müslümanların yaşamış olduğunun en büyük alameti inşa edilen camilerdir. Cami inşa etmek hem de çok amaçlı inşa etmek gerekmektedir.” diye konuştu.

Yeni yerleşim yerlerinde ikamet eden vatandaşlar ise suya ihtiyaç duydukları gibi camiye de ihtiyaç duyduklarını belirttiler. Cami sorununun çözülmesini istediklerini ifade eden vatandaşlar, kendilerine en yakın olan caminin kilometrelerce uzakta olduğunu söylediler.

“Kayapınar camii olarak çok fakir bir ilçe”

75 metre yol bölgesinde ikamet eden Metin Arınç, belediyelerin bu soruna bir çözüm bulmasını istedi.

Kayapınar'ın nüfus oranı olarak Diyarbakır’ın en yoğun ilçesi olduğunu dile getiren Arınç, “Bu ilçede her şey var, hiçbir sıkıntı yok, yalnız camii olarak çok fakir bir ilçe olmuş. Diğer belediye park ile meşhurdu, bu belediyemiz de varsın camii ile meşhur olsun. Önümüz Ramazan ayı, millet teravih namazına gidecek ama evine yakın namaz kılacak camii bulamıyor. Arabası olan kişi istediği camiye gider ama arabası olmayan birçok vatandaşımız var. Bunun yaşlısı ve ihtiyarı var. Buna bir çare bulunması lazım. Onun için her 2 sokakta bir cami olması lazım.” dedi.

Su gibi camiye de ihtiyaç duyduklarını söyleyen Mehmet Salih Aka da yeni yerleşim yerlerinin hem mağduriyet hem de mahrumiyet bölgesi olduğunu ifade etti.

“Nasıl ki su istiyoruz aynı şekilde cami de istiyoruz”

Mahallelerinde caminin olmayışı nedeniyle sıkıntı yaşadıklarını sözlerine ekleyen Aka, “Biz Sur muhaciriyiz. Sur'da öğle, ikindi, akşam namazlarında çoğu zaman Ulu Cami'deydik, şimdi ise Ulu Camii bize hasret kalmış. Cuma günü buraya geliyoruz, oraya gitmek saatlerimizi alıyor. Buralarda da ya Hz. Hamza, İmam Şafii ya da Çelebi Eser Cami'sine gidiyoruz. Bu camiler bize uzak düşüyor. Bu mevkide maalesef camii yok. Burada cami yapılmasını istiyoruz. Nasıl ki su istiyoruz, aynı şekilde camii istiyoruz. Hem mağduriyettir hem de mahrumiyettir. 5-10 lira camiye gitmek için sarf etsek önemli değil, ama cami olmadığından maneviyatımız gidiyor.” şeklinde konuştu.

“Bazen montumuzu yere serip dışarıda namaz kılıyoruz”

Cami olmamasından dolayı bir binanın altında yapılan mescide gittiğini dile getiren Musa Tuncay ise mağduriyetlerini şu sözlerle ifade etti:

“Burası yeni semttir, cami eksikliği var, cami yapılırsa çok iyi olur. Herkes cami yapılmasını istiyor. Cuma namazında burada bir bodrum katta mescit var, oraya gidiyoruz. Orası da yetersiz geliyor, yer yok. Bazen montumuzu yere serip dışarıda namaz kılıyoruz.” (M. Hüseyin Temel, M. Sıddık Bilge - İLKHA)




























 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum