TBMM, CHP'nin çağrısı üzerine bugün terör gündemiyle olağanüstü toplandı. Hükümet adına Başbakan Yardımcı Bülent Arınç'ın konuştuğu toplantı da, parti sözcüleri grupları adına konuşmalarda bulundu.

Konuşmaların ardından yapılan oylamada CHP'nin Araştırma Komisyonu kurulması yönündeki önergesi reddedildi.

Hükümet adına konuşan Başbakan Yardımcı Arınç, Çözüm Sürecinin bazıları tarafından sürekli istismar edilip kullanıldığını belirtirken MHP'li Özdağ, süreçte elinde değil arkasında silah olan HDP'nin, halk üzerinde baskı kurduğunu söyledi.

Arınç, konuşmasında, yaşanan son gelişmeler ve yurtiçi ve yurtdışında başlatılan operasyonlarla ilgili bilgi verdi.

"Çözüm süreci bazıları tarafından sürekli istismar edilip kullanıldı"

Çözüm sürecinin bazıları tarafından sürekli istismar edildiğini ve kullanıldığını belirten Arınç, "Şimdi bugünden bakınca sürece yönelik CHP ve MHP'den gelen bazı eleştirilerin haklı olduğunu gösrüyoruz. Şimdi bunlardan ve edindiğimiz tecrübelerden yola çıkarak durumu yeniden değerlendireceğiz. Bu ülkemizin son şansıdır." ifadelerini kullandı.

Çözüm Süreci ve gelinen noktayı değerlendiren Arınç, "2009’dan başlayarak kademe kademe devam eden ve ete kemiğe bürünen, ismini ne koyarsanız koyun bu konunun ne hale geldiği, nasıl suistimal edildi tartışmalarını da değerlendirmek istiyorum.

12 yıldan beri AK Parti hükümetlerinde bu konuda çok önemli  adımlar atıldı. Yaşananlar sizler tarafından takip ediliyor bunları tekrar tekrar veremeyeceğim. 20 Temmuz’da Suruç’taki katliam diyebileceğimiz terör olayı sonrası Başbakanlık Koordinasyon Merkezi’nden an be an takip ettik. 3 terör örgütüne karşı PKK ve bağlantılı terör örgütlerine karşı, DAİŞ ve DHKP-C diye bilenen örgütlere karşı operasyonlar yapıldı. Sonuçları da koordinasyon merkezi tarafından açıklandı." dedi.

Son günlerde başlatılan operasyonlar kapsamında bugün saat 11.00 itibariyle bin 61 kişinin gözaltında olduğu bilgisini paylaşan Arınç, Çözüm Sürecinin nihai hedefinin terörün sona erdirilmesi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Çözüm Sürecinin kamuoyuna doğru anlatılması için akil insanlar heyeti oluşturuldu. Demokratikleşme paketi amacıyla temel hak ve özgürlükler alanında yasal düzenlemeler hayata geçirildi. Çözüm sürecindeki adımlarımıza karşı örgütün sürece uygun hareket etmediği görülmektedir. 2013 Mayıs ayında silahlı unsurların ülke dışına çıkarılması söylenmişti. Silahla bırakılacak siyaset ve fikirler konuşulacak denildi. Örgüt şiddet içerikli eylemlerini devam  ettirdi. Kırılma noktalarından biri de pek çok yerde baş gösteren 6-8 Ekim olaylarıdır. 7 Hazirandan bugüne kadar  kanunsuz girişimler yapıldı.  Her ne kadar başta HDP olmak üzere örgüt bileşenlerin tarafında dezenformasyon yaratılmaya çalışışsa da hükümet adımlar atmıştır."

HDP’li siyasetçilerin bağımsız devlet kurma ifadelerini kullandıklarını dile getiren Arınç, 7 Haziran seçimleri öncesi PKK ve bileşenlerinin çözüm sürecini kendi baskı ortamını kullanma aracı olarak kullandığını söyledi.

Baydemir Hükümeti suçladı

HDP grubu adına söz alan Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir, Meclis'in 8 Haziran sabahından itibaren yeni bir döneme uyandığını ifade ederek, yaşanan gelişmelerden hükümeti sorumlu tuttu.

AK Parti iktidarının barışı etkin bir şekilde yönetebilmesi durumunda bugüne kadar şiddetin bütün argümanlarının devre dışı kalmış olabileceğini savunan Baydemir, "Ama maalesef AKP hükümeti iktidarın kirletilmesinden dolayı büyük bir kan kaybetti. Hükümet 1993'lerin ve Cumhuriyet tarihindeki diğer hükümetlerin refleksine geri döndü. Milliyetçi dalga yaratarak HDP'nin baraj altında kalmasını sağlayacak bir politika yapılıyor. İktidar olma uğruna bugün Türkiye'nin dört bir yanına cenazelerin gitme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Bugün yapılması gereken barış zeminine dönüş konusundan başka yapılacak bir şey yok." dedi.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın yapmış olduğu konuşmaların, barışa suikast girişimi olduğunu dile getiren Baydemir, çatışma zeminin başlamasına neden olan sürecin araştırılması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasını istedi.

Türkiye IŞİD'e karşı tavır almadı

CHP adına konuşan İstanbul Milletvekili Murat Özçelik, de yaşan saldırıları lanetleyerek başladığı konuşmasında Türkiye'nin başta IŞİD'e karşı tedbir ve tavır almadığını savundu. IŞİD'e dünyanın çeşitli yerlerinden Türkiye'yi transit ülke olarak kullanarak binlerce adamın gittiğini ve çatışmalarda yaralananların Türkiye'deki hastaneleri kullandığını ileri süren Özçelik, Türkiye'den yaklaşık 10 bin kişinin IŞİD saflarında savaştığını iddia etti.

"Elinde değil arkasında silah olan HDP, halk üzerinde baskı kurdu"

MHP adına söz alan Gaziantep Milletvekili Ümit Özdağ, açılım sürecini eleştirdiği konuşmasında, hükümetin açılım sürecinde, Öcalan'ın meşrulaşmasını sağladığını söyledi. 

Süreçte PKK'nin güç kazandığını dile getiren Özdağ, "Elinde değil arkasında silah olan HDP, halk üzerinde ciddi bir baskı kurdu. Çıkar yol Güneydoğu Anadolu'yu PKK'nın elinden geri almaktır. Bunun yolu tekrar terörle mücadele stratejisinin uygulanmasıdır." dedi.

HDP'ye karşı olan tavırlarının demokrasiye olan bağlılıklarının sonucu olduğunu ifade eden Özdağ, PKK'nin yaptığı toplu katliamları unutmayacaklarını belirterek, "HDP'nin sahte barış çağrılarına inanmıyoruz. Keşke samimi olsalardı. Samimi olsalar şehit cenazesine gidip başsağlığı dilerlerdi." ifadelerini kullandı.

AK Parti Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın ile CHP Grup Başkanvekili Levent Gök'ün yaptığı konuşmaların ardından oylamaya geçildi.

Yapılan oylamada, CHP'nin Araştırma Komisyonu kurulması yönündeki önergesi reddedildi. (İLKHA)