“Çiftçilerimiz kendi kooperatiflerini kurmalıdırlar”

“Çiftçilerimiz kendi kooperatiflerini kurmalıdırlar”

Türkiye’deki tarım politikası hakkında değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, çiftçilerin ektiği ürünleri pazarlayabilmesi için, bir araya gelerek kooperatifler kurması gerektiğini vurguladı.

Türkiye’deki son dönemlerde yürütülen tarım politikalarını ve çiftçinin bu politikalar içerisinde ne yapması gerektiği konusunda bilgi veren Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu, önemli değerlendirmelerde bulundu.

Tarımdan en iyi faydalanmanın yolunun iyi bir strateji geliştirme olduğunu belirten Çullu, çiftçinin ektiği ürünü pazarlayabilmesi için bir aracılık sistemine ihtiyaç olduğunu belirterek, bu aracılık sisteminde kooperatifçiliğin çok önemli bir yer tutuğunu söyledi.

Önemli tarım topraklarına sahip Türkiye’nin tarımdan iyi bir gelir elde edebilmesi için tarım politikalarında doğru bir strateji geliştirmesi gerektiğini ifade eden Çullu, “Türkiye, iklim ve toprak açısından dünyanın en şanslı ülkeleri arasında yer alıyor. Bunun anlamı şudur; Biz tarımsal yönden Avrupa'da ilk sıradayız, dünyada ilk 10’unun içindeyiz. Fakat biz bunu strateji haline getirmek zorundayız. Tarımdan para kazanmanız gerekiyor. Çiftçi mutlu olursa, zengin olursa ülke mutlu olur. Şu anki durum ne? Ürün planlamasında bir takım sıkıntılar var. Bizler de üniversite olarak ürün çeşitlenmesini istedik. Çiftçilerimiz, geleneksel üründen başka ürünlere dönüyorlar. Örneğin biz bölgemizde meyveciliği önerdik sanayiye yönelik olarak. Onun dışında aromatik bitki, tıbbi bitkiler, yağ bitkileri önerdik. Bunlarda da çiftçilerimiz bizi dinlediler.”

Özellikle tavsiye edilen ürünleri eken Şanlıurfa çiftçisinin ürününü pazarlama noktasında çok büyük sorun yaşadığını ifade eden Çullu, tarladaki ürün ile sanayiciyi buluşturacak bir aracı sisteme ihtiyaç olduğunu söyledi.

Çullu, sözlerine şöyle devam etti:

“Pazarlamada özellikle sanayiye yönelik hammaddenin toplatılmasında bir takım sıkıntılar var. Aslında aracı bir sistemin olması gerekiyor. Bunun belki kamu kurumları veya sivil toplum kuruluşları gerçekleştirebilir. Bir şekilde çiftçinin ürettiğinin karşılığını alması lazım. Mesela biz tüm Türkiye'nin meyve sanayicilerini burada buluşturduk. Meyve sanayicileri diyor ki ‘ne kadar meyve getirirseniz getirin alırım’ diyor. Çiftçi de diyor ki ‘ben pazarlayamıyorum’. Onları aynı anda buluşturduk ama bunun devam etmesi lazım.”

“Çiftçilerimiz kendi kooperatiflerini kurmalıdırlar”

Çiftçinin ektiği ürünün karşılığı alabilmesi için her şeyi devletten beklemesinin yanlış olduğunu belirten Çullu, var olan sorunların çözümü için çiftçilerin kooperatif kurmasının gerektiğini ifade etti.

Kooperatifçiliğin dünyanın birçok ülkesinde başarılı bir sonuç ortaya koyduğunu söyleyen Çullu, “Aslında dünyanın diğer yerlerinde tarım kooperatifleri bu işi yapıyor. Her şeyi devletten beklememek lazım. Dünya’da nüfusu en fazla olan ülkelerden olan Hindistan'da 250 milyonluk kooperatifler var. Bunlar kendi başının çaresine bakıyorlar. Ellerinde ne kadar ürün var, nasıl satılabilir? Böylece ürün alacak kişiler de kooperatiflerle muhatap oluyor. Kooperatif bir buçuk liralık malı 40 kuruşa satmıyor. Çiftçilerimiz kendi aralarında kooperatifler kuracaklar, dernekler kuracaklar. Devlet ancak politika oluşturabilir. Kooperatiflerimiz kendi faaliyetlerini kendileri oluşturacaklar, kendilerini anlatacaklar. Bu kooperatiflerden destek de alabilirler bu çok önemli.”

“Pazar sorunu yüzünden nar ağaçlarının sökülmesi doğru değildir”

Şanlıurfa’da son dönemlerde pazar sorunu yaşayan nar üreticilerinin ağaçlarını söktüğünü basından duyduğunu dile getiren Çullu, bunun yanlış olduğunu belirterek şöyle devam etti:

“Şu anda bölgemizde mesela basından duydum, nar ağaçları sökülüyor. Ben sökülmeye taraftar değilim. Nar bugün belki 50 kuruş ya da 1 lira olabilir ama yarın bu fiyat yükselebilir. Peki, ne yapacağız bu konuda? Sanayiye yönelik nar suyu çıkaracağız, ya da bu narları ihraç etmeye çalışacağız. Buradan nar ihraç eden şirketler de şu şikayeti yaptılar. ‘Narlarda kalıntı çıkıyor’ dediler. Biz dikkat edeceğiz. Narların büyüklüğüne, şekline, ilaç kalıntısı var mı yok mu diye? Bu yıl tonlarca mandalinamız geri döndü. Tabi mandalinalar nerede, kimse bunu da bilmiyor. Tüketmişizdir bir şekilde.”

İyi tarım politikasının hayata geçirilmesi için bu alanda eğitim görmüş çok sayıda Ziraat Mühendisinin farklı kurumlarda istihdam edilmesi gerektiğini ifade eden Çullu, bu kapsamda yapılacak düzenli bir çalışmayla iyi sonuçlar elde edileceğini vurguladı.

“Güneydoğu Anadolu gibi yerlerde seracılık yapmak pek ekonomik değil”

Güneydoğu Anadolu Bölgesinin kışın soğuk olmasından dolayı ürünü ısıtmanın çiftçiye fazla bir maliyet çıkardığını belirten Çullu, “Adana, Antalya, Mersin gibi Akdeniz bölgesindeki çiftçilerimiz 1-2 dekarlık, 500 metrekarelik alanlarda seracılık yapıyorlar. Gayet iyi para kazanıyorlar. Belki bazen sıkıntı oluyor fakat Şanlıurfa gibi Güneydoğu Anadolu gibi yerlerde seracılık yapmak pek ekonomik değil. Bunun nedeni de şudur; Bu bölgede kış aylarında geceleri sıcaklık eksi 3-5 derecenin altına düşüyor. Bu durumda ürünü ısıtmak, ürünün fiyatını aşıyor. Bundan dolayı da ekonomik olmuyor. Bu nedenle de biz burada seracılığı önermiyoruz. Karaali bölgesinde dekarlarca alanımız var. Burada da yer altı termal sıcak su olduğu için orada bir avantaj var. Karaali gibi bölgelerde olur ama onun dışındaki yerlerde ancak geçiş mevsimlerindeki süreçte olabilir. Ama kış aylarında ısıtma sorunu var bu yüzden de seracılığı Şanlıurfa’da hiç önermedik.”

“Meyve ağacını daha çok eğimli, dağlık yerler için tavsiye ediyoruz”

Toprağın da bir canlı olduğunu hatırlatan Çullu son olarak şunları söyledi:

“Aslında biz çok güzel ve şanslı bir bölgedeyiz. Toprağı yormadan daha iyi para kazanabiliriz. Ama burada toprağı yormayacaksınız. Toprağı sömürseniz, sömürürseniz sonuçta sorun olur. Bir güreşçiyi düşünün, bir ayda 4 defa güreşe çıkarırsanız bir sonrakinde yenilir. Topraklar da canlıdır, dinamiktir. Biz diyoruz ki bunları sürdürülebilir şekilde yönetin. Biz buna rotasyon diyoruz. Çiftçi hem para kazanacak, hem de toprağını yormayacak. Şu anda sorunlarımız var. Çok fazla gübre veriliyor, rastgele ürün deseni var. Ben bir hoca olarak iyi tarım topraklarına meyve ağacını önermiyorum. Daha çok eğimli, dağlık yerleri tavsiye ediyoruz.”  (Osman Gülebak-İLKHA)




 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.