Çözüm süreci, girdaba dönüştü

Çözüm süreci, girdaba dönüştü

Çözüm sürecinin geldiği nokta ile ilgili önemli açıklamalarda bulunan HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Hükûmetin veya devletin çözüm sürecini PKK sorununa ve PKK'nin silah bırakmasına indirgemek gibi bir yanlışa düştüğüne dikkat çekti. Yapıcıoğ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Hükümet arasında devam eden tartışmalar ile Öcalan'ın Newroz mesajını gazetemize değerlendiren HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, Çözüm süreci ve PKK'nin silahsızlanması ile ilgili açıklamalarda bulundu. Hükûmetin veya devletin çözüm sürecini PKK sorununa ve PKK'nin silah bırakmasına indirgemek gibi bir yanlışa düştüğüne dikkat çeken Yapıcıoğlu, “Örgütün silah bırakmayacağını, en fazla silah bırakıyormuş gibi yapacağını önceden de biliyorlardı ve buna razı olmuşlar gibi bir görüntü vardı. Şimdi silah bırakmış gibi de yapmayacaklarını anladılar” dedi.

Öcalan'ın Newroz mesajının 2013 yılındaki mesajından farklı olmadığını ifade eden Yapıcıoğlu, “Dağa gidişlerin arttığını, PKK'nin şehirlerde ve yakın çevrelerinde silah depoladığını herkes biliyor” diyerek 7 Haziran'da yapılacak olan genel seçimlere silahların gölgesinde gidileceğini söyledi.

HÜKÜMET UYARILARIMIZI DİKKATE ALMADI
Hükümeti ‘PKK'nin silah bırakmayacağı' konusunda uyardıklarını ve uyarılarının dikkate alınmadığını ifade eden HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu, hükûmetin veya devletin çözüm sürecini PKK sorununa ve PKK'nin silah bırakmasına indirgemek gibi bir yanlışa düştüğünü belirterek şöyle konuştu: “Karşılıklı ve birbirine zıt açıklamaları; çözüm süreci yürütülürken yapılan yanlışların yansımaları olarak görüyoruz. Sürecin başından beri uyarılarda bulunduk. Hükümet veya devlet; çözüm sürecini, PKK sorununa veya PKK'ye silah bıraktırmaya indirgememeli, meşru hak taleplerini silah bırakma şartına bağlamamalı ve hatta pazarlık konusu da yapmamalı dedik. Bizi duymadılar veya duymamış gibi yaptılar. Belki de kendilerinden çok emin olduklarından dolayı kimsenin fikrini alma ihtiyacı hissetmediler. Şimdi girmiş oldukları girdaptan nasıl çıkabileceklerini hesaplamaya çalışıyorlar. Örgütün silah bırakmayacağını, en fazla silah bırakıyormuş gibi yapacağını önceden de biliyorlardı ve buna razı olmuşlar gibi bir görüntü vardı. Şimdi silah bırakmış gibi de yapmayacaklarını anladılar. Bunun sorumlusu da yine hükümettir. Eğer meşru hak taleplerini bile şarta bağlar ve pazarlık konusu yaparsanız başka bir sonuç bekleyemezsiniz”

NEWROZ MESAJINI HERKES İSTEDİĞİ GİBİ YORUMLUYOR
Öcalan'ın Newroz mesajını da değerlendiren Yapıcıoğlu, “Çözüm süreci bir yere gitmiyor, patinaj yapıyor. Şimdiye kadar takip edilen yöntem değişmezse gideceği bir yer de yoktur. 2013 Newroz mesajında da silahların dönemi geçti, artık silahlar susacak siyaset konuşacak denmişti. Bu gün de süreç, silah bırakma konusunda aynı noktadadır. Hükûmet çözüm sürecini PKK'ye silah bıraktırma olarak görüyor. PKK ise süreçten istifadeyle hakimiyet alanını genişletme peşinde. İki yılın sonunda silah bıraktırma konusunda bir ilerleme sağlanamadı. Fakat PKK silahlı elemanlarının sayısını, silahlarının miktarını ve arkasındaki uluslararası desteği artırdı. Ayrıca örgüt bu süreci ‘silahlarıyla birlikte meşrulaşma' aracı olarak görüyor. Bu konuda özellikle Kobanê'deki durumu iyi kullandı. Mektuptaki ‘Eşme ruhu' vurgusu da bu amaca yöneliktir. Mit ve Öcalan'ın süreçten anladıkları şey farklıdır. Hükûmet de bunu biliyor” diye konuştu.

PKK SİLAH BIRAKMAZ
Newroz alanında okunan mektupta silahların bırakılmasına yönelik bir çağrı olmadığını söyleyen Yapıcıoğlu, “Dolmabahçe'de açıklanan on maddede mutabakat sağlandıktan sonra kongreyi toplama çağırısı yapılacak. Bu kongrede de Türkiye'ye karşı, yani resmi kurumlara karşı silah kullanılmaması kararı alınabilecek. O da belki. Çünkü örgüt yöneticileri ancak anayasa değişikliği yapıldıktan sonra ve liderleri Öcalan'ın katılacağı bir kongrede bu kararı alabileceklerini açıkladılar. Şimdilik bunu söylüyorlar. Bu güne kadar ki pratiklerine bakıldığında rahatlıkla ileriki zamanlarda çıtayı daha da yükselteceklerini söylemek pekâlâ mümkündür” şeklinde konuştu.

PKK BÖLGEYİ SİLAH DEPOSUNA ÇEVİRDİ
Dağa gidişlerin arttığını şehirlerin ve köylerin silah deposuna dönüştürüldüğüne dikkat çeken Yapıcıoğlu, “Bu rapor basına yeni verilmiş olabilir ancak muhtemelen yeni değildir. Çünkü uzun bir süredir dağa gidişlerin arttığını, şehirlerde ve yakın çevrelerinde silah depolandığını herkes biliyor. İki yılı aşkın bir süredir devletin silahlı kuvvetleri ile silahlı örgüt elemanları arasında bir çatışmasızlık var. Fakat 6-8 Ekim'de Kurban Bayramı katliamı ve 27 Aralık Cizre katliam girişimi silah kullanmama pratiğinin özellikle İslami kesimler başta olmak üzere kendilerine tabi olmayan halka karşı geçerli olmadığı net bir şekilde görüldü. Halen daha bazı bölgelerde hendekler yerinde duruyor” dedi.

7 HAZİRAN SEÇİMLERİ SİLAHLARIN GÖLGESİNDE OLACAK
7 Haziran'da yapılacak olan genel seçimlerin yine silahların gölgesinde olacağını söyleyen Yapıcıoğlu, “Son birkaç seçim silahların gölgesinde yapıldı. Çok büyük bir ihtimalle 7 Haziran seçimlerinde de önceki seçimlere benzer bir ortam olacak. Özellikle kırsalda yani köylerde ve bazı şehir merkezlerinde ellerindeki silahlarla oy istemenin avantajını kaybetmek istemeyeceklerdir” şeklinde konuştu.

HAKİKATLERLE YÜZLEŞME KOMİSYONU KURULSUN
Newroz mesajında yer alan ‘Hakikatlerle Yüzleşme Komisyonu' kurulmasını HÜDA PAR olarak en çok kendilerinin istediğini söyleyen Yapıcıoğlu, hakikatlerin eninde sonunda ortaya çıkacağını ifade ederek şöyle konuştu: “Evet. Herkesin hakikatleri öğrenme hakkı vardır. Hakikatler eninde sonunda ortaya çıkacaktır. Bunun bir an önce olmasını biz de istiyoruz. Hatta herkesten çok biz istiyoruz. Bu komisyon mutlaka kurulmalı ve sadece hakikati aramalı. Hakikate ulaştığında da devlet bundan zarar görür veya çözüm sürecindeki partner üzülür de süreç sıkıntıya girer gibi gerekçelerle bunları devlet sırrı gibi saklamamalı. Komisyonda görev alacakların mutlaka yaptıkları veya söyledikleri her şeyin amel defterlerine yazıldığını bilen kişiler olması gerekir”

ANA DİLDE EĞİTİM HERKESİN HAKKIDIR
HÜDA PAR olarak Türkiye'de bulunan 25 farklı etnik kimliğe sahip insanın kendi ana dillerinde eğitim görebilmesi gerektiğini belirten Yapıcıoğlu, “Mülk Allah'ındır. Allah bizim de Rabb'imizdir, diğer bütün insanların da Rabb'idir. İnsanların dillerinin ve renklerinin farklı olması Allah'ın ayetlerindendir. Türkiye'de 25 farklı etnik kimliğe sahip insanlar yaşıyor. Hepimiz Adem'in çocuklarıyız, Adem ise topraktandır. Hiç kimsenin dili veya rengi nedeniyle bir diğerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir. Biz bütün inananların kardeşlerimiz olduğuna iman etmişiz. Diğer dinlere mensup olanlar da yaradılışta bize eştir. İnsan olarak yaratılmış olan herkes, doğuştan bazı haklara sahiptir. Herkes hakkını eksiksiz almalıdır. Mesela her bir etnik unsurun kendi anadilinde eğitim alması bir haktır. Her inanç mensubunun çocuğuna kendi dinini öğretmesi ve ya istediği kişilerden bu eğitimi almasını isteme hakkı vardır. Her bir din mensubunun inancının gereğini serbestçe yaşamaya, ibadetlerini özgürce yerine getirmeye hakkı vardır” diye konuştu.

PKK şehirlerde silahlanıyor

Çözüm süreci, belki de ilk adımın atıldığı günden bu yana en kritik dönemini yaşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, süreçle ilgili örgütün silah bırakması konusundaki çekincesini “Uygulamayı görmeden inanmayız” şeklinde dile getirmişti. İddialara göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çözüm süreciyle ilgili uyarılarının arka planında, Genelkurmay'ın ve istihbarat birimlerinin güvenlik raporlarında yer alan şu tespitler yatıyor.

ŞEHİRLERDE ROKETATAR, TANKSAVAR VE STİNGER FÜZELERİ
Genelkurmay, MİT ve Jandarma İstihbarat; Güneydoğu'da özellikle bazı ilçelerde KCK eliyle silahlanma ve yığınak faaliyeti tespit etti. Midyat, Cizre, Silopi, Yüksekova ve Şemdinli'deki evlerde silahların saklandığı bilgisi var. Çoğunluğu Kalaşnikof olan bu silahlar arasında roketatar, tanksavar, hatta omuzdan atılan stinger füzelerinin olduğu bile iddia ediliyor.

CİZRE'DEKİ HENDEKLER HALA AÇIK
Rapora göre silah yığınağı yapılan evler tek tek biliniyor. Ayrıca Cizre ve Silopi'de örgüt üyelerince kazılan 180 hendeğin ancak 18'i kapatıldı. Hendekler günlük hayatı da etkiliyor. İddiaya göre, çözüm sürecini başarısızlığa uğratmayı planlayan örgüt, ilk denemesini yaptığı 6-7 Ekim Kobani eylemlerinden yola çıkarak ayaklanma senaryoları geliştiriyor.

Şükrü Gündüz / Doğruhaber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.