Danıştay'ın öğrenci andı kararına tepkiler sürüyor

Danıştay'ın öğrenci andı kararına tepkiler sürüyor

Danıştay'ın öğrenci andı kararına tepki gösteren Elazığ Hak Adalet ve Kardeşlik Platformu (ELHAK), bunun kabul edilemez olduğunu belirtti.

Elazığ Hak Adalet ve Kardeşlik Platformu (ELHAK), Danıştay 8'inci Dairesinin öğrenci andı kararına ilişkin basın açıklaması düzenledi. Son günlerde ülke yönetiminde bürokratik vesayetin yeniden diriltilmeye çalışıldığı ifade edilen açıklamada, söz konusu durumun kabul edilemez olduğuna vurgu yapıldı.

Platform adına basın açıklamasını okuyan Yavuz Demirtaş, "Danıştay 8'inci Dairesi, hukuki denetim yetkisini aşarak ve idarenin takdir yetkisini hiçe sayarak, ilköğretim okullarında öğrenci andını kaldıran yönetmelik hükmünü iptal eden bir karara imza attı. Dört yıl önce aynı talebi reddeden Danıştay'ın aynı konuda, keyfi gerekçelerle ve tam zıt yönde karar vermesi, zamanlama açısından çok manidardır." dedi.

"Bu karar anayasa mahkemesinin başörtü kararının bir benzeridir"

"Danıştay'ın, 'Öğrenci andının kaldırılması, ancak bu değişikliği hukuka uygun kılacak bir bilimsel gerekçeye dayanması halinde olanaklıdır' gibi tuhaf bir gerekçeyle aldığı iptal kararı, Anayasa Mahkemesinin, yıllarca başörtüsü zulmüne sebep olan, keyfi ve ideolojik bir yorumla yasama yetkisini gasp ederek 1989 yılında başörtüsü özgürlüğü tanıyan YÖK Yasası maddesi hakkındaki iptal kararını andırıyor." diyen Demirtaş, "1933'te, Milli Eğitim Bakanı Reşit Galib'in kendi kızları için kaleme aldığı bir metnin tüm okullarda okutulmasına dair Milli Talim ve Terbiye heyetinin aldığı kararı, bugün yapılan yönetmelikten hukuki olarak üstün kılan şey hangi 'bilimselliktir' acaba?" diye sordu.

Demirtaş, "Evet, ifrit bir batıcı ve kemalist olan Reşit Galib'in, evde kendi kızları için kaleme aldığı bir metin, 1971 Mart Muhtırası ve 28 Şubat gölgesinde gerçekleştirilen ekleme ve değişikliklerle 80 yıl boyunca, bu ülkenin çocuklarına, ilkokul önlerinde, her sabah, soğuk-sıcak demeden, yağmura-çamura aldırmadan; askeri nizam, Mussolini İtalya'sını hatırlatırcasına, bağırta bağırta okutulmuştur." ifadelerini kullandı.

"Bu oldubitti asla kabul edilemez"

2013 yılında kaldırılan bu uygulamanın şimdi Danıştay kararıyla yeniden başlatılmak istendiğini dile getiren Demirtaş, bu oldubittinin kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Demirtaş, açıklamasına şu ifadelere devam etti: "Kemalist ve ırkçı bir babanın, bir 23 Nisan sevinciyle kendi çocuklarından bunu istemesi anlaşılabilir, fakat o babanın bunu, bu milletin tüm çocuklarına devlet otoritesiyle dayatması asla kabul edilemez! Zira bu uygulama, bu millete dar gelen bir ideolojinin devlet eliyle körpecik dimağlara enjekte edilmeye çalışılmasından başka bir şey değildir. Sayın Cumhurbaşkanı'nın 2013'te ifade ettiği gibi, 'Bu tür uygulamalar 1930'larda Hitler ve Stalin gibi toplumu formatlamak için yapılıyordu. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde çocukların içtimaya dizildiği, ırkçı sloganların okutulduğu metinler göremezsiniz."

"Okullar ne kışladır ne de ideoloji aşılama merkezi"

Demirtaş, son olarak, "Bu seremoninin tekrar dayatılmasını ve yargı vesayetini asla kabul etmiyoruz. Okullar ne kışladır ne de ideoloji aşılama merkezi. Reşid Galib'in armağanı kendi çocuklarına mübarek olsun(!) ama unutulmasın. Bunlar bizim çocuklarımız. Ne Reşid Galib'in ne de devletin. Yürütmeyi böyle bir vesayete boyun eğmemeye çağırıyoruz." dedi.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.