“Darbeyi planlayan NATO ve ABD’dir”

“Darbeyi planlayan NATO ve ABD’dir”

Doç. Dr. Serdar Demirel, Türkiye’deki darbe girişiminin Ortadoğu’daki gelişmelerden bağımsız ele alınamayacağını belirterek, “21. yüzyılda yeniden coğrafyamızı dizayn etmek istiyorlar. Türkiye buna direniyor.” dedi.

Darbe girişiminin Ortadoğu’daki gelişmelerden bağımsız ele alınamayacağını belirten Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi Osmanlı-Malay Dünyası Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Serdar Demirel, darbe girişimin arkasında ABD ve NATO’nun olduğuna vurgu yaptı.

 “Darbenin, Amerika’dan bağımsız olması mümkün değil”

ABD’den habersiz bir askeri girişimin mümkün olmadığını belirten Demirel şunları kaydetti: “Bu darbenin sahibi kanaatime göre öncelikle Batı genel anlamda bu darbeyi planlayan NATO, özel anlamda Amerika Birleşik Devletleri(ABD)’dir. NATO üyesi bir ülkede, Amerika’ya rağmen böyle bir askeri girişimin, kalkışmanın olabilmesi mümkün değil. Hele hele bu kalkışmayı örgütleyen yapının liderinin Amerika’da olduğunu düşünürsek, böyle büyük bir kalkışmaya cüret etmelerinin mümkün olmadığı apaçık ortada. Darbe girişimi yeni başladığında, uluslararası medya ve özellikle de Batı medyasının olayı ele alış şekline baktığımızda, Amerika’nın darbenin yanında olduğunu görebiliyoruz. CIA uzmanlarının Türkiye’ye gelmesi, darbe girişimi sonrası kaçmaları ve bir çok başka karine bulunmaktadır. Bu darbeye girişen yapının, yıllardır Amerika’yla, dünyanın dört bir köşesinde beraber, müttefik olarak hareket etmesi de bunun güçlü karinelerinden bir tanesidir. Dolayısıyla total anlamda baktığımızda, darbenin arkasında Batı vardır, ama yerel anlamda baktığımızda, bu darbeyi birinci derecede “Gülen Hareketi” ve onun ordu içine sızmış elemanlarının kalkışması olarak ele alabiliriz.” dedi.

“Türkiye’de yapılan darbelerin tümünün arkasında Batı vardı.” diyen Demirel,  “Şuana kadar yapılan darbeler başarıya ulaşmıştı. Türkiye Batı çizgisinde tutulmuş, tarihle barışık olan, halkın değer sistemiyle barışık olan siyasiler, toplum ve STK’lar püskürtülmüştü. Dünyanın birçok bölgesinde darbeleri yaptıran bu küresel güçler başta Amerika olmak üzere, Türkiye’de de bunu defaatle yapmıştı. Bu kalkışmanın da başarıya ulaşacağını düşünüyorlardı ve çok yakın bir süre önce de Mısır’da böyle bir darbeyi yapmışlardı. Türkiye’de de bunun tutacağını sandılar ama öyle olmadığını halk ortaya koydu” cümlelerini kulandı.

“İdeolojik ve kültürel anlamda coğrafyamıza dizayn vermek istiyorlar”

Türkiye’deki darbe girişiminin Ortadoğu’daki gelişmelerden bağımsız ele alınmaması gerektiğini vurgulayan Demirel İslam coğrafyasındaki dizayn çalışmalarına dikkati çekti.

Demirel, “21’inci yüzyılın siyasi düzeni henüz kurulabilmiş değil. Yani Türkiye ve Ortadoğu’da büyük olaylar oluyorsa, bunun en büyük sebebi küresel güçlerdir. 21. yüzyılı yeniden şekillendirmek, yeniden ideolojik ve kültürel anlamda coğrafyamıza dizayn vermek istiyorlar. Buna direnen ülkeler var. Bunların başında da Türkiye geliyor. Mısır’da da bunun karşısında duracak Muhammed Mursi hükümetine ne yaptıkları ortada. Türkiye’de de bir AK Parti gerçekliği var. Bir Tayyip Erdoğan gerçekliği var. Kendisine dayatılan bir takım projelere onay vermediği için 6-7 senedir Batı basınında Tayyip Erdoğan karşıtlığını görüyoruz. Onu ötekileştirerek, onun diktatör olduğunu ispatlamaya çalışacak minvalde yayınlar yapılıyor. Bu olup bitenlerin hepsine, hem batı toplumlarının, hem doğu toplumlarının zihinsel hazırlanma süreci diyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Darbenin başarısızlıkla sonuçlanmasının nedenlerine değinen Demirel, “Mısır’da, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da yaşananları halk yakından takip ediyor. Dolayısıyla ideolojik farklılığı ne olursa olsun, insanlar Türkiye’nin bir Suriye, bir Mısır bir Libya olmasını istemediler. Çünkü bundan etkilenecek olan birinci dereceden kendisi, ailesi, çocukları, geleceğidir. Dolayısıyla bu darbenin diğer darbelerden farkı, çevremizde büyük olaylar olurken, insanlar Türkiye’de de bir Suriye tecrübesi yaşanmasını istemediler. Bunun yanında Türkiye’de yeni bir neslin var olması, sosyal medya çağında yaşıyor olmamız, insanların haberleşme imkânlarının çok fazla olması vesaire... Birden fazla sebep vardır ama en önemlisi Ortadoğu’nun ateş çemberinden geçmesi ve halkın bunu görüyor olması.” diye belirtti.

 “Türkiye’nin Osmanlı ruhuyla hareket etmesini istemeyen, büyük bir cephe var”

Ne AB’nin ne de NATO’nun Türkiye’nin eksen değiştirmesine müsaade edeceğini düşünmediğini dile getiren Demirel, “Türkiye’nin NATO’dan çıkma hamlesi belki de bir savaş sebebidir. Türkiye güçlü bir devlet olmakla beraber, nihayetinde gücünün sınırları olan bir ülkedir. Hem kendi içerisinde, hem coğrafyasında farklı güç merkezleri bulunmakta, hem küresel zeminde Türkiye’nin bir İslam, Osmanlı ruhuyla hareket etmesini istemeyen büyük bir cephe var. Dolayısıyla Türkiye bu tür köklü kararları verdiğinde çok fazla düşünmek zorundadır. Çünkü NATO’dan ayrıldığınızda başka bir birlik içerisinde yer almak zorundasınız. Ortadoğu ateş çemberinden geçiyor. Irak, Suriye, Libya, Mısır, Filistin, Yemen bütün bu coğrafyaları biliyoruz. Dolayısıyla Türkiye’nin eli o kadar da rahat değil. Türkiye zayıf bir ülke de değil, çok güçlü bir ülke de değil. Bu güç dengeleri içerisinde teenni ile hareket etmek gerektiği kanaatindeyim. Ben ne AB’nin ne de NATO’nun Türkiye’nin eksen değiştirmesine müsaade edeceğini düşünmüyorum. Bunu bir savaş sebebi olarak göreceklerdir.” diye konuştu.

“Türkiye Batı’ya ‘biz size mahkûm değiliz’ demek istiyor”

Rus medyasının şuanda yoğun bir şekilde Rus uçağının paralel yapılanma tarafından düşürüldüğünü söylediğini aktaran Demirel sözlerini şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla bu uçağın düşürülmesinin, Türkiye ile Rusya’yı karşı karşıya getirmek üzere Batı tarafından planlanmış bir komplo olduğunu açıkça söylüyorlar. Rusya da kendini emniyet içerisinde hissetmiyor. Her geçen gün, daha da kuşatıldığına inanıyor. Rusya’nın birtakım agresif hareketlerinin altında bu yatıyor. Bunun için Rusya, Türkiye ile Batı’ya karşı bir takım ittifaklar geliştirmek istemektedir. Türkiye de hem komşusu olduğu için, Rusya’yla ilişkilerini geliştirmek istemekte, hem de kendi çevresinde, darbe girişimi organize eden Batı’ya açık bir mesaj vermek istemektedir. Yani ‘biz size mahkûm değiliz, bölgemizde bölgesel çapta ve küresel çapta, farklı yapılanmalar içerisine girebiliriz. Eğer siz bizi gözden çıkardıysanız, biz de buna uygun adımlar atabiliriz.’ Bunun sinyallerini güçlü vermek istemektedir.”  (Mehmet Tahir Özsoy, Ahmet Kurt- İLKHA)


 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler