De ki! Duanız olmasa Rabbim size niye değer versin?'

Dua, kulun Allah'a yalvarması, ihtiyaçlarını ve isteklerini dile getirmesidir. Dua, Allah ile kul arasında oluşan özel ve sıcak bir bağdır. Dua sadece beş vakit namazın veya belli bir kısım ibadetlerin sonunda yapılmamalı, her zaman ve her yerde dua edilmelidir. Dua hayatımızın en mühim parçası ve Rabbe giden en özel ve kısa yoldur.

Dua başlı başına bir ibadet olduğuna göre sadece insana has bir olgu değildir. Bu yönüyle kâinattaki bütün mahlûkat kendi lisanlarıyla dua ederler. Canlı-cansız tüm varlıklar... Ama insan bunun farkında değildir.

Yüce Allah (cc) bir ayetinde şöyle buyurmaktadır:

‘Yedi gök, yer ve bunlarda bulunanlar O'nu tesbih eder; O'nu hamd ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur; fakat siz onların tesbihlerini anlamazsınız. Doğrusu O Halim olandır, Bağışlayandır'.(İsra,44)

Allah katında bizim değerimiz duamız sayesindedir. Onun için bizler duadan bir an bile uzak kalmamalıyız.

Peygamberimiz (sav) bir Hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır:

"Allah'ın fazlından isteyin. Allah kendinden istenilmesini sever."

Şu halde biz dua ederek, Allah'ın fazlından isteyerek, sevdiği yani emrettiği bir şeyi yapmış oluyoruz. İnsan çaresiz kaldığı durumlarda Allah'ın varlığını bilir ve kendisine sadece O'nun yardım edeceğini bilir. Ancak insanın rahat, mutlu zamanlarında da Allah'ın varlığını hissederek dua etmesi gerekmektedir.

Kişi dua ederken, Allah'ın yardımından kuşkuya düşmeden bizim için en hayırlısını vereceğini bilmelidir. Çünkü duaları kabul eden Rabbimiz Kur'an'da şu şekilde bildirmiştir:

“Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman etsinler. Umulur ki irşat (doğru yolu bulmuş) olurlar.” (Bakara Suresi, 186)

Duanın kabul olmayacağı endişesiyle dua etmekten vazgeçmek cahilce bir davranıştır. Ancak şunu belirtmek gerekir ki, ayetlerde vurgulanan “duaya icabet” bir şeyin “aynen gerçekleşmesi” anlamına gelmez. Çünkü insan, bazen kendisi için zararlı olan bir şeyi Allah'tan talep edebilir. “İnsan hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek acelecidir.” (İsra Suresi, 11) ayeti, bize bu durumu açıklamaktadır. Duamızın kabulü için acele etmemeli ve sabırlı olmalıyız.

Kişi dua ederken bu adımları uygulayarak dua adabına muvafakat etmiş olur:

Duaya besmele, Allah'a hamd ve Peygamberimize salât ile başlanmalıdır.

Duadan önce tövbe ve istiğfar edilmelidir.

Esma-i Hüsna ile dua edilmeye çalışılmalıdır.

Dua ihlaslı bir şekilde yapılmalıdır. Dua ederken, başka düşüncelere dalmamalı, insan, bütün varlığı ile Allah'a yönelmelidir. Duanın kabul olacağına inanılarak dua edilmelidir.

Dua tekrar edilmelidir. İstek yerine gelmedi diye duadan vazgeçilmemelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.