“Devlet ile Kürtler arasındaki mesele eşitlik ve temsilde adalet meseledir”

“Devlet ile Kürtler arasındaki mesele eşitlik ve temsilde adalet meseledir”

AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu, Kürd meselesine ilişkin, “Devlet ile Kürdler arasındaki mesele eşitlik ve temsilde adalet meseledir.” dedi.

Mardin Gazeteci ve Yazarlar Cemiyeti’nin düzenlediği Medya Meclisi programı, AK Parti Mardin Milletvekili Orhan Miroğlu ve 30’a yakın gazetecinin katılımıyla yapıldı.

Eski PTT binası olarak bilinen Artuklu Üniversitesi Sosyal Tesisleri’nde yapılan toplantıda konuşan Miroğlu, 24 Haziran’da yapılacak seçimler, Kürd meselesi ve 28 Şubat davasına kadar bir çok konuya değindi.

“28 Şubat mağdurlarının hala içeride olması kabul edilemez”

28 Şubat sürecinin bir darbe olduğunu ve bir vatandaş olarak kendisinin de bu darbenin bir mağduru olduğunu söyleyen Miroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Ben de darbenin mağduruyum ama özel bir mağduru değilim. Bunun çok özel mağdurları var. Cezaevine tıkılmış insanlar var, itibar kaybetmiş insanlar var, statüsünü kaybetmiş insanlar var, yüreği incinmiş, onuru kırılmış insanlar var. Tabi Türkiye bu davaların sürecine nasıl girdi? Geçmişiyle yüzleşerek bu yüzleşmenin hesabını görerek böyle bir akılla girdi. Mesela 90’lı yıllarla hesaplaşmak… Bildiğiniz o JİTEM davalarına bakıyorum hiçbir sonuç yok. Binlerce faili meçhul cinayetin bugün sorumlularını da bilmiyoruz. Yargılanan birkaç tetikçinin ötesine geçmedi ve bu bölgede hala bir travma ve bu travmayı yaşayanlar, bu acıyla hayatlarını sürdürmeye devam ediyorlar, bu bir gerçek ki bende bunlardan biriyim. Darbeler sürecine gelirsek AK partiye karşı girilmiş sayısız darbe girişimleri; Ergenekon, Balyoz, Ay ışığı ve diğerleri, burada da bence sanki zimmi bir mutabakat sağlandı ve bu davaların sonucunda da mağdurların vicdanını rahatlatacak bir sonuç elde edilemedi. Bunların içerisinde 28 Şubat davası sonuçlanmış bir dava olarak biraz rahatlatıcıdır. Yani elde edilen hukuki sonuç rahatlatıcıdır. Ama tabii ki mağdurlar tarafından yürütülen bir tartışma, bu insanların tutuklanması ve cezalandırılması yönünde. 28 Şubat darbesini yapanların dışarıda olması 28 Şubat mağdurlarının da hala içeride olması kabul edilebilir bir şey değil, bence bir ayıptır. Bir yanda 28 Şubat la ilgili böyle bir hukuki sonuç var ama bir yanda bu mağduriyetlerden içeride sorumlu tutulan insanlar var. Bence bu doğrultu da duyarlılıkları artırmalıyız, bu yönde toplumun vicdanını harekete geçirmek iyi bir şeydir.”

“Kürt meselesi eşitlik ve temsilde adalet meseledir”

Kürt sorununun çözümünün AK Parti ile ilk olarak Oslo süreci ile başladığını hatırlatan Miroğlu,  “Arkasından çözüm süreci ve daha sonra da PKK ile bir çözümün mümkün olmayacağına dair toplumun hemen hemen ekseriyetinin vardığı sonuç. Bu durumda tabi ki bu sorun yok sayılamaz. Bölgede yaşayan yurttaşlarımızın sorunları var. Türkiye’de Kürt sorunu; bir statü sorunu değil, Türkiye’de devletle Kürtler arasındaki mesele demokrasi meselesidir, eşitlik meselesidir, temsilde adalet meseledir. Lazım olan demokrasi ve adalet! Demokrasi ve adaleti ben niye HDP’yle ya da PKK ile müzakere edeyim ki? Dolmabahçe mutabakatının temel açmazı buydu. 40 yıldır Kürt meselesiyle ilgileniyorum. O Dolmabahçe deki tablonun beni memnun etmesi gerekiyordu ama beni memnun etmedi. O zaman köşe yazımda yazdım, 'Burada bir yanlışlık var.' dedim. Elinde silah olan bir örgütle Türkiye Cumhuriyeti'nin 'Hadi gel anayasayı beraber yapalım.' demesini ben anlayamadım! Oysa hayatımı bu işe vermiş bir adamım. Yeni bir anayasası olsun bu Türkiye’nin, bu böyleyse neden hepimiz PKK’li olmadık, niye bu halk PKK’yi tercih etmedi de devletinin yanında durdu, ne kıymeti vardı o zaman bu duruşun, hiçbir kıymeti yoktu. Cumhurbaşkanı son anda frene basmasa kadın hakları, çevre hakları, bunların hepsiyle, PKK ile oturup müzakere edecektik. Niye? PKK bunu çok mu hak ediyor, hangi yapısıyla demokratiktir, hangi yapısıyla kadın haklarına sadıktır, çevrecidir ekolojiktir? Böyle bir şey yoktur. Ama bir sabah uyandık ve Dolmabahçe de bunu gördük. Bu yanlıştı ve tarihi bir hataydı. O tarihi hatayı Cumhurbaşkanı erkenden fak etmeseydi biz Nusaybin’de yeniden bu devletin ve halkın iktidarını mümkün kılamazdık. Bu süreç böyle devam ederdi, yapacak tek şey vardı, oturup Abdullah Öcalan’la nerden nereye verelim diye konuşmaktı. Ama Dolmabahçe de frene basıldı ve hatadan geri dönüldü.” diye konuştu.

“Türkiye’de yeni bir dönem olacaksa Kürt nüfus hesap hesaba katılmalı”

Kürt sorununun unutulmasının hiçbir şekilde doğru olmadığının altını çizen Miroğlu, Türkiye’de yeni bir dönem olacaksa Kürt nüfus hesap edilerek, onun talepleri göz ardı edilmeden yola çıkılması gerektiğini söyledi.

Miroğlu, “Bunu en başta söyleyenlerden biri benim, bununla ilgili 900 sayfa kitap yazdım. Ben AK Parti milletvekiliyim, o kitabı okuyan herkes bu meseleyi unutturmamak amaçlı bir kitap olduğunu ortaya koyuyor. Çünkü ben biliyorum unutmak 10-20 sene sonra yine şu an bizim aramızda 15-20 yaşlarındaki gençlerin hayatına mal olabilir. Şuralarda olan gençlerin bile 10 sene sonra hayatını karartabilir. Unutmamamız lazım.” diye konuştu.

“Kürt meselesi PKK’yi doğurmuştur”

Miroğlu, “Kürt meselesi PKK meselesi değildir ama PKK meselesi bana göre Kürt meselesinin bir parçasıdır. Kürt meselesi PKK’yi doğurmuştur. Eğer başından doğru tercihler yapılsaydı PKK olmayacaktı. Bazen tarihi kavşak noktalarında devlet hata yapar bedelini ağır öder, bazen de halkın kendisi hata yapar bedelini ağır öder. Devlet, 1984’te Eruh ve Şemdinli baskınına doğru teşhis koysaydı bu kadar kan akmayacaktı. Dolayısıyla biz madem PKK hata yaptı ve madem HDP bu hataların esiri durumunda, rahatız, şimdi ya hele biraz daha geçsin diyemeyiz. Bu bizim meselemiz. HDP olsa da olmasa da bizim meselemiz. Bu meseleyi çözmek için herkes kafa yormalı. Çözmek sır değil bağımsızlık değil özerlik hiç değil.” dedi.

Miroğlu son olarak şunları söyledi:

“15 sene özerk yönettiler buraları, Mardin’e kim karışıyordu, devlet sadece para gönderiyordu Ahmet (Türk) bey istediği gibi yönetmiyor muydu? Kim Diyarbakır’da Osman (Baydemir) Bey’e müdahale ediyordu asla kimse müdahale etmiyordu. Kendi halkıyla baş başaydı ama iyi yönetemediler. Dolayısıyla bu mesele özerklik meselesi filan da değil. Özerkliği PKK kendi iktidarını, Kürtleri yönetme talebini, PKK Kürtlere maalesef özerklik olarak yutturdu ama şimdi bunun olmadığını gördük. Önümüzde bir seçim var bölgede yerel yönetimlerin tekrar demokratik ve siyasi zeminlerine dönmesini istiyorsak HDP’ye oy veremeyiz. Çünkü biliyoruz ki HDP’ye oy verdiğimiz zaman bu alanlarda yeniden kendisini inşa edecek olan örgüt, silahlı bir örgüttür. Pratik ortada bu kadar da balık hafızalı olamayız. Yoksa söylediğimiz herkes gelsin AK Partiye oy versin değil, bütün bölge halkının bir muhasebe yapması lazım yeniden PKK’nin önünü açacak mı, Kürtler oy vererek açmayacak mı? Bence açmaması lazım.”

Mardin Gazeteci ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Abdülkadir Üründü de katılımlarından dolayı hem Miroğlu’na hem de katılımcı gazetecilere teşekkür etti. 

İLKHA












 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.