FETÖ Günah Keçisi Olmuş!

HÜDAPAR yöneticileri ile Rehber TV yayın yönetmenine, daha önce Fetö’nün kumpasları sonucu açılan davalar neticesinde bağımsız(!) Türk mahkemeleri tarafından 6'şar yıl 3'er ay hapis cezası verildi. Daha önce FETÖ’nün polisleri tarafından kumpas sonucu hazırlanan dosyalar ve oluşturulan sahte delillerle, yine FETÖ’nün savcı ve hakimleri tarafından örgüt yöneticiliğinden ceza istenip cezalandırılmışlardı. Verilen cezalar daha sonra Yargıtay’da bozuldu. Tekrar yerel mahkemede yargılanan sanıklardan(!) HÜDAPAR Genel Başkan Yardımcısı Bahattin Temel, HÜDAPAR sözcüsü Said Şahin ile Rehber TV Genel Yayın Yönetmeni Fikret Gültekin bir alt dereceden, yani üyelikten tekrar ceza aldılar.

 

Bir kısım çevreler olayı yine FETÖ üzerine yıkmaya başladı! Zamanında bu kumpası kuranlar FETÖ’cüler olduğu ve bu kumpası kuran polis, savcı ve hakimlerin şu anda içerde olup yargılandıkları doğru olsa da, cezayı tekrar verenlerin FETÖ’cü olduklarını söylemek, ne akıl ne de mantık kabul eder. Yapılan operasyonlarla FETÖ’nün tamamen felç olduğu, takiyye yaparak kendilerini gizleme telaşında olan hain yapının, bu ortamda kalkıp da kendilerini böyle bir kararla afişe edeceklerini söylemek, akıl karı değildir. Olsa olsa olumsuz olan her şeyi FETÖ’ye yıkma kolaycılığı olur.

 

HÜDAPAR İslam’ı  referans alarak savunduğu dünya görüşü ve fikirleri itibariyle, şu anda yargı başta olmak üzere devleti oluşturan aygıtların nezdinde, sevildiği pek söylenemez. Özellikle Kemalistler ile laik ulusalcı ve milliyetçi kesimler nezdinde, HÜDAPAR önü alınması gereken bir tehlikedir! Siz buna azımsanmayacak milliyetçi muhafazakar bir kesimi de ekleyebilirsiniz.

 

Son dönemlerde başta yargı olmak üzere, FETÖ’nün boşalttığı devletin önemli mevkilerini ele geçirmek için, belirttiğimiz kesimler arasında kıyasıya bir mücadele olduğu aşikardır. Bir devlette tarafsız ve bağımsız olması gereken kurumlar, bu kesimler tarafından adeta parsellenmektedirler. Böyle bir ortamda verilecek olan kararların, adil ve tarafsız olacağını söylemek ne kadar doğru olur. Bu ülkede ne yargı, ne de diğer kurumlar, zaten hiçbir zaman adil ve tarafsız olmamışlardır. Kararlar her zaman birilerinin ilkeleri doğrultusunda, “Türk Milleti” adına verilmiştir. En başta bir etnik topluluğun adına verilen bir kararın bile sorunlu olduğu düşünürseniz, verilen kararların ne kadar tartışmalı ve ne kadar adil olduğu ortaya çıkar. Onun için siyasi davalarda etnik bir topluluk adına verilen kararlar Kürtleri ezmiş, birilerinin ilkeleri doğrultusunda verilen kararlarda da dindarlar ezilmiş, adaletsizliğe uğramışlardır.   

 

Şu anda devlette etkin olma mücadelesi veren ve bunda başta yargı ve ordu olmak üzere bir  ölçüde de istediğini aldığı anlaşılan biri de,  90’lı yıllarda Öcalan ile kanka olup PKK’yi HÜDAPAR camiasına saldırtan karanlıklar prensi Doğu Perinçek’tir. Cezaevinden tahliye edilirken, “Cemaatlerin, tarikatların kökünü kazıyacağız" diyen Perinçek’in; "Türk yargısı son 50 yılın altın devrini yaşıyor" şeklindeki iddialı sözlerini yabana atmamak lazım! Elinden gelse HÜDAPAR camiasını bir kaşık suda boğacak olan bu karanlık kişinin, elindeki bir yargının neler yapabileceğini, daha önceki deneyimlerden kolaylıkla çıkarabiliriz. Dolayısıyla bu kişinin etkisinde olan bir yargının karşısında Başta HÜDAPAR camiası olmak üzere, hiçbir İslami kesim kendini güvende hissetmeyecektir.

 

HÜDAPAR yetkililerine verilen cezalar konusunda, Ak Parti iktidarının suskunluğunun sebebinin, yeniden kandırıldık şaşkınlığı mı, yoksa iş tuttuğu yeni ortaklarına karşı daha önce FETÖ’cülerde olduğu gibi, maslahat icabı ses çıkarmamak mı doğrusu pek anlaşılamadı?

 

Ancak şurası kesindir ki 15 Temmuz’da Ak Partiyi ve Erdoğan’ı ipten alanlar, dindarlar yani İslami kesimler olmuştur. Tankların önünde durup kurşunlara göğüslerini siper edenler ve çekinmeden canlarını feda edenler hep bu dindar insanlar olmuştur. Hayatları İslam düşmanlığı ile geçenler, toplumu milliyetçi ırkçı fikirlerle ayrıştırıp ötekileştirenlerle iş tutan iktidar, başta bu insanların fedakarlıklarına ihanet etmektedir. İslami yapıları, Müslümanlara diş bileyen bu yırtıcı vahşilerin önüne atıp ses çıkarmayanlar, yarın olabilecek bir kalkışmada dindarları yanında bulamayacağı gibi, en başta işbirliği yaptığı bu İslam düşmanlarından tıpkı FETÖ’de olduğu gibi darbe yiyeceklerini de unutmamalıdırlar.  

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.