Halit Bekiroğlu'nun 'Düşünce Mola' kitabı çıktı

Halit Bekiroğlu'nun 'Düşünce Mola' kitabı çıktı

​ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Genel Başkanı Halit Bekiroğlu, yeni çıkardığı "Düşünce Mola" isimli kitabında son dönemdeki toplumsal hastalıklar ve sivil toplum konusuna önemli bir yer veriyor.

Daha önce Said Halim Paşa’da Siyaset Ahlakı ve Hamira’dan Duşanbe’ye isimli kitapları yayınlanan Halit Bekiroğlu’nun çeşitli konulardaki yazılarından oluşan Düşünce Mola kitabı, İlke Yayınları’ndan çıktı.

Önsözünde esere ilişkin, “Bu kitaptaki yazılar hayatımın son on yılında vermeye çalıştığım molaların fotoğrafıdır” açıklamasını yapan Bekiroğlu, düşünerek mola vermek, mola vererek direnç kazanmak gerektiğini söyledi.

Bazen yurtdışında, bazen şehirleri gezerken verilen düşünce molaları, bazen de sosyal, siyasal, kültürel meselelere dair molalarda ortaya çıkan yazıların toplandığı kitapta, son dönemdeki toplumsal hastalıklar ve sivil toplum konusuna önemli bir yer veriliyor.

Bekiroğlu, çeşitli toplumsal çevrelerin insan hakları, çevre sorunları, şehircilik anlayışı ve ahlaki alanlar gibi konularda STK kurmadığına dikkat çekti.

Bekiroğlu, sivil toplum alanının ihmal edilen alanlarda iş yapma biçimi olduğunu belirterek, “Oysa sivil toplum, herkesin yapmadığı, yapamadığı alanlarda cesaretle çalışma yapmaktır. İhmal edilenleri, yoksul ve yoksun bırakılanları kucaklayan alanlardır. İktidara göre ya da iktidara karşı refleksi ile değil, haktan ve hakikatten yana, zulme ve haksızlığa karşı olunan bir alandır.” dedi.

Sivil toplum alanında yaşanan değişimin kurumsal olmaktan çok zihinsel olduğunu belirten Bekiroğlu, “Cemaatler ve gruplar 90’lı yıllardan itibaren iktidarın imkanlarıyla tanıştılar. Son yıllarda yaşanan ise imkanların ötesinde bizatihi iktidar duygusunun kendisi oldu. Bu durum onları olduklarından farklı ve daha güçlü bir pozisyona getirdi. Henüz zihinsel ve yapısal olarak mecrasını bulamamış cemaat ve grupların önemli bir kısmı bu güç sarhoşluğunun savrulmasını yaşamaktadır. Dolayısıyla sivil toplumculuk aynı zamanda iktidarla ilişki kurmanın da bir aracı olarak görülebilmektedir. Son dönemlerde herkesin her alanda STK açması, bazı alanlarda ise STK faaliyetlerinden kaçınılması, ilişkinin ihtiyaçtan çok güç devşirme ile alakalı olduğu şeklinde yorumlanmaktadır.” ifadelerini kullandı.

"Parçalamak, ayrıştırmak için elimizden ne geliyorsa yapıyoruz"

Suriye meselesi, İran ve Orta Asya’ya dair yazıların da bulunduğu kitapta Bekiroğlu, tüm İslam dünyasının sanki hainlerle dolu olduğu şeklinde bir paranoyanın yaşandığına dikkat çekerek, bu duruma da “ihanet travması” ismini veriyor. Farklı mezhep ve meşreplerini İslam’ın önüne geçiren grupların birer örgüt gibi hareket eder hale geldiklerini kaydeden Bekiroğlu, “İhanet travması gibi bir kavram var mıdır bilmiyorum ama hali pür melalimiz buna benziyor. İslam dünyasını bir bütün olarak görmek yerine belki de bu ruh haliyle bütünlüğe ihanet eden durumuna düşüyoruz. Adeta parçalamak, ayrıştırmak için elimizden ne geliyorsa yapıyoruz.” diye belirtti.

İhanet travması ile kötü bir oyuna gelindiğinin altını çizen Bekiroğlu, ümmetin alimleri, önderleri, aydınları, cemaatleri ve vakıflarının bu konuyu daha fazla vakit kaybetmeden masaya yatırmalarını istedi.

Toplumsal hastalıklara dair değinmelerde de bulunan Bekiroğlu, “Bizi biz yapan önemli bir derdimiz vardı: İnsanların hidayetine vesile olmak... İnsanların önündeki engelleri kaldırıp cennetlerine yardımcı olmak... Şimdilerde ise; herkesi cehenneme gönderme çabasındayız, hem de en dibine... Nasılsa cennetin bekçisi biziz, kimin cennete ya da cehenneme gideceğine biz karar veririz.” ifadelerine yer verdi.

Müslümanın görevinin tebliğ etmek, davet etmek, irşad etmek olduğunu hatırlatan Bekiroğlu, “Dini ve cenneti tekeline almışçasına etrafa fütursuzca, hoyratça saldıran bizden arkadaşlar; bu dünya kimseye kalmaz. Ve hiçbirimizin de cennet garantisi yok. Kalbinden tutup cennetin yolunu göstermek için yıllarca çabaladığımız ‘öteki’ni aceleyle cehenneme göndermek için çabalamak acizliğimizdendir, kaçışımızdandır, had bilmezliğimizdendir!” diye konuştu.

Orta Asya’da yaşadığı dönemden bazı yazıların da yer aldığı kitapta Orta Asya’ya olan yüzeysel ilgiyi de ele alıp önerilerde bulunan Bekiroğlu, zaman zaman Kuzey Afrika’da, Orta Doğu’da zaman zaman Rusya’da ve hinterlandında kaleme aldığı fikirlerini kronolojisine de dikkat ederek okuyucuların istifadesine sunuyor. (İLKHA)



HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.