“Halk adına konuşuyorlar ama en fazla zararı yine halk görüyor”

“Halk adına konuşuyorlar ama en fazla zararı yine halk görüyor”

Son aylarda gelişen çatışmalı süreçle ilgili değerlendirmelerde bulunan Kürdolog Şerefxan Cizîrî, Devletin ve PKK’nin izlediği siyaseti eleştirerek, yaşananların Kürt halkına çok büyük zararlar verdiğini dile getirdi.

Kürdolog Şerefxan Cizîrî, bölgede yaşanan çatışmalı süreç, Kürt Meselesinin çözümü noktasında muhatabiyet sorunu ve benzeri konular hakkında değerlendirmelerde bulunurken, Devletin ve PKK’nin izlediği siyasetin yanlış olduğunu ve halk adına konuşanların en fazla zararı halka verdiğini söyledi.

“Bu yol yol değil”

Yaşanan çatışmalı süreçle ilgili değerlendirmelerde bulunan Şerefxan Cizîrî, devletin ve PKK’nin izlediği siyasetin yanlış olduğuna dikkat çekerek, “Ben daha öncede çok kez söyledim, bu yol yol değildir. Keşke bir yol olsa da bize de o yolu izlesek, uzun olsa da bir şey olmaz. Ama bu yol yol değil. Bu uygulanan siyasetle ne devletin önüne koyduğu yol yoldur ne de örgütün önüne koyduğu yol yoldur. Bunula bir şey elde edilmez. Ben bölgede yaşayan bir insan olarak görüyorum ki en fazla burada zarar gören halktır. Bakın devlet yetkilileri diyorlar ki, halkın mal ve can güvenliği koruyorum. PKK’yi falan dinliyorsun onlarda, biz halkımızı savunmak için bunu yapıyoruz diyorlar. İkisi de halk adına konuşuyor ama en fazla zararı gören yine halktır.” dedi.

“Hiç kimsenin yarınla ilgili bir projesi yok”

Halkın artık geleceğe dair endişelerinin arttığına vurgu yapan Cizîrî, sözlerine şöyle devam etti: “Çocuklar eğitimlerinden, aileler evlerinden oluyor. Halkın elektriği, suyu kesiliyor. Silah sesleri çocukların psikolojisini bozuyor. Günlerdir, haftalardır silah ve bomba sesleriyle şehirlerde, ilçelerde dolaşan polis-asker araçlarıyla göz göze gelindiği zaman ister istemez insanlarda bir tedirginlik oluyor. Hiç kimsenin yarınla ilgili bir projesi yok. Çünkü halk tedirgin ve yarın ne olacak acaba tekrardan sokağa çıkma yasağı ilan edilecek mi tekrar evlerimize hapsolacak mıyız diye kendi kendine soruyor.”

“Önümüzde çok büyük bir sorun var ve siz bunu çözmek için ne yapacaksınız?”

Devlete Kürt Meselesi’nin çözümü noktasında ne gibi projelerinin olduğunu da soran Cizîrî, şunları söyledi: “Devlet acısından söylüyorum, Kürtlerle ilgili ne gibi bir projeniz var, ne yapacaksınız? Anadilde eğitimden tutun idari sisteme, ekonomiden teşviklere ne gibi projeleriniz var? Bunlarla beraber Kürt kimliğinin önündeki engellerin kaldırılmasıyla ilgili projeleriniz nelerdir. Biliyorsunuz biz Mardin’deyiz. Mardin de Kürtçe öğretmenliği için bir bölüm açıldı. Benim bildiğim kadarıyla buradan çok cüzi atamalar yapıldı. Yani önümüzde çok büyük bir sorun var ve siz bunu çözmek için ne yapacaksınız?”

“HDP ne kadar Kürt partisidir, kendileri diyorlar ki biz Kürt partisi değiliz”

HDP’nin kullandığı dili eleştiren Cizîrî, HDP’nin ne kadar Kürt partisi olup olmadığının da tartışıldığını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Kürt partisi için söylüyorum. Kürt partisi midir değil midir onun tartışması da yapılıyor. HDP ne kadar Kürt partisidir. Kendileri diyorlar ki biz Kürt partisi değiliz, Türkiye partisiyiz, Türkiyeleşiyoruz. Ben onların gel-gitleri noktasında fazla bir şey söylemeyeceğim ama bugüne kadar kullanılan dil iyi bir dil değildir. Şundan dolayı iyi bir dil değil; devamlı tehdit diliyle şöyle yaparsanız böyle yapacağız ve devamlı Türkiye’deki Kürt sorununu çözebilecek kurumlarla problemli olma hali, yani mesela Sayın Cumhurbaşkanıyla, hükümetle ve diğer benzer kurumlarla. Şimdi bu Kürt sorununu kiminle çözeceksiniz. Ben kendi kendime soruyorum. MHP buna yanaşmıyor. Benim bildiğim CHP de çok farklı şeyler söylemiyor ve kalıyor geriye AK Parti, siz bunlarla da köprüleri atarsanız o zaman kimlerle oturup konuşacaksınız. Bir siyasi parti gelecek de yüzde elli oy alacak, bunların yerine geçecek, Cumhurbaşkanı’nın da yetkililerini elini toplayacak, böyle bir parti yok şu anda. O zaman eğer bu insanlarla oturup sorunu çözemezseniz, işi yokuşa sürersiniz.”

“Hükümetin sadece HDP’yi muhatap alması eksikliktir”

Kürt Meselesi’nin çözümünde şimdiye kadar hükümetin sadece HDP’yi muhatap almasını eksiklik olarak değerlendiren Cizîrî, “Kürt sorunundaki muhatap tek bir parti değildir. Kürt sorunundaki muhatap; bir aydın bir gazeteci bir sanatçı değildir. Kürt sorunundaki muhatap bütün Kürt halkıdır. Örgütleriyle, dini cemaatleriyle, aydınlarıyla, iş adamlarıyla, kanaat önderleriyle, sözü olan herkes bu işe muhatap olması gerekiyor. Bugüne kadar hükümetin sadece HDP’yi muhatap alması eksikliktir. Yani diğerleriyle birlikte onlar da muhatap alınacak, oturup konuşulacak ve bu işi birlikte çözeceksiniz.” dedi. 

Kendisi 12 Eylül mağduru olarak bir dönem Türkiye vatandaşlığından çıkarılan ve Avrupa ülkelerinde 20 yıla yakın Kürt dili ve edebiyatı üzerinde çalışmalarda bulunan Cizîrî, aynı zamanda Batman’da öldürülen DEP Milletvekili Mehmet Sincar’ın eşi olan ve üç dönem Kızıltepe’de HADEP ve DTP’den belediye başkanlığı yapan Cihan Sincar’ın da ağabeyi...  (M. Salih Keskin - İLKHA)


 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.