Mehmet Zeki ERGİN

Mehmet Zeki ERGİN

Hasis Hesaplar Müslümanları Bir Çok Kazanımdan Alıkoyuyor

Bugün aslında belki girmemem gereken bir alanla ilgili yazacağım. Eğer istemeden İslami söylemimize yakışmayan bir şey dile getirirsek Allah’tan af dileriz.
Konu; Ağustos ayı içerisinde orta veya sonlarında Irak Kürdistan’ında toplanacak olan Kürt Ulusal Konseyi...
Evvela şunu ifade edeyim. Bu konferansın olmasının kanaatimce hem olumlu ve hem de olumsuz tarafları var.


Konferansın yapılacak olmasının olumlu tarafı şu; yıllardır Kürt coğrafyasında Avrupa’dan ithal, hastalıklı ulus devlet ideolojisini ilahi bir din kadar kutsayıp uygulamaya çalışan ulus devletler ile zalim diktatörlerin yaptığı katliamlar hatta katliam sözcüğünü bile bu konuda yetersiz bırakan uygulamaların yanında bir de Kürt gençlerini Kürtlerin mazlumiyetleri üzerinden kadrolarına katanların da ayrıca onları birbirine kırdırmaktan vazgeçtiklerini görebilme ihtimali dolayısı ile evlatları bu kıyım cenderesine kurban verilen Müslüman Kürt halkı adına seviniyorum.

Zira bu oluşumlar kimi Saddam gibi bir diktatörle, kimi Baba ve Oğul Esad gibi zalimlerle, kimi Türkiye gibi zamanında Kürt halkını diri diri yakmaktan dahi çekinmeyen devletlerle anlaşıp diğer grupla savaşa tutuşabiliyordu. Tabi arada kurban giden mazlum Kürt halkının evlatları oluyordu.


İyi olmayan taraf ise bu Konferansın tüm Kürtler adına kabul görmesine rağmen sadece laik/seküler Kürtlerin hatta dini, Müslüman Kürt halkı için bir yıkım olarak gören kesimlerin olmasıdır. Zira bu konferansta Irak Kürdistan’ından KDP ile KYB, Türkiye Kürdistan’ından PKK ve PKK’nin bazı uydu kuruluşları Suriye Kürdistan’ından YDP (Pkk’nin Suriye kolu) İran Kürdistan’ından ise PJAK konferansın başat isimleri olacak. Bunlar arasında davet edilen bazı sembolik İslami oluşumlar ise masada bir biblon olarak durmaktan öteye geçemeyecekler.


Eğer bu konferans Kürtler adına bir kabul görmeseydi bizi hiç ilgilendirmezdi, ancak ne yazık hem Kürtlerin algısında böyle bir kanı oluşturuldu ve hem de dış dünyada da bu böyle kabul görüyor.
Şüphesiz İslami hareketlerin Kürt halkının davası konusunda geri planda gözükmesinin altında birçok neden duruyor. Bunların bazıları İslami hareketlerle ilgili iken çoğunluğu dışsaldır.
Bu sebeplerin başında hiç şüphesiz Konjonktür gelmektedir. Zira henüz İslamileşmemiş seküler bir dünyada İslami yapıların sesleri her enstrümanla kısılır ve hareketleri daraltılır.


Bunun dışında birçok sebep var şüphesiz ancak burada özellikle değinmek istediğim Türkiye Kürdistan’ında neşet etmiş İslami hareketlerin önüne çıkan en büyük sorundur. Zira Türkiye Kürdistan’ında ortaya çıkan bütün İslami hareketlere Türk Müslümanlar kendi pastalarından alacakları paylarına göz diken yeni bir ortak gözü ile bakmış ve bu saikle Kürt Müslümanları en azından Kürdistan’a hapsetmenin hesaplarının içinde olmuşlar ve Türk halkına yönelik bu hedef bağlamında propaganda yapmışlar.


Bu saldırılara karşı zaten yeterince bölünen ümmetin daha fazla bölünmemesi için Türk halkına açılmayı hedef edinen Kürt İslami hareketleri bu propagandalara malzeme üretmemek için azami gayret içinde olmak zorunda kalmışlar.
Kürt sorunu hakkındaki taleplere de; “İslam hâkim olduğu zaman bir Türk hangi hakka sahipse bir Kürt de ya da başka herhangi bir milletin mensubu şahıs da aynı hakkı alacaktır.” İlkesi ile cevaplamaya çalıştılar. Bu açıklama aslında yeterli bir açıklama, akla hitap eden bir açıklama ve sorunun gerçek açıklaması…

Ama ne yazık ki halk kitleleri akıldan çok duyguları ile hareket ediyorlar ve duygularını da tatmin etmeyen politikalara fazla rağbet etmiyorlar. Durum böyle olunca mazlum Kürt halkının davasının savunucu çoğu zaman akıldan uzak, sadece duyguları okşayan politikaları seslendirenler oluyor. Öbür tarafta daha akılcı ve gerçekçi politikalara oynayanlar ise bu konuda kenarda kalıyorlar. Ve doğal olarak halkın temsilcisi olarak algılanmıyorlar.
Oysa Türk solu bu konuda kendi kankalarına bu konuda hiçbir fedakarlıktan geri durmadıklarını basın yayını takip eden herkes biliyor.


Bunlara binaen diyorum ki bugün seküler yaşamın kucağına düşen her Müslüman Kürt evladının bir vebali de hasis hesapların peşinde koşan Türk Müslümanların boynundadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.