Hey Gidi Öcalan!

Kelhaamed Dergisinin geçmiş sayılarından birinde hatırladığım kadarıyla şöyle bir nükte vardı. Bir adam, birinci gün, yemek yaptığı ocağın bir tarafına oturmuş; diğer günde geçip diğer tarafına oturmuş. Sonra da derin bir nefes çekerek; “Hey gidi dünya! Dün nerdeydiim, bugün nerdeyim” demiş.

Bu nükte, Öcalan’ın meşhur mektubunun içeriğini öğrendiğimde aklıma geldi. “Hey gidi Öcalan! Dün ne diyorduun,bugün ne diyorsun.” diye. İslam’ın Kürtleri geri bıraktığı iddiasını her fırsatta empoze etmeye çalışan bir örgütün lideri, kalkıp İslami argümanlar kullanıyor. Ümmet bilincinin Kürtleri esir bıraktırdığı ezberini adeta unutmuş; ortak çatı olarak İslam Bayrağını gösteriyor.“Yarı tanrı olmak” iddiasını bırakıp; Allah’ın peygamberlerini referans gösteriyor. Dinleyenlerin de; “Allah nelere Kadir’dir” diyesi geliyor.

Doğrusu, Bağımsız Kürdistan düşüncesiyle ortaya çıkmış birinin döne döne; ulus devlet anlayışının, emperyalist güçlerin oyunu olduğunu fark etmesi; sevindirici. Demek ki; o amaçla kendisini dağlarda feda etmiş veya günlerce hatta aylarca işkenceler altında can çekişmiş Kürt gençleri, hep bu oyunun kurbanıydı.Gerçi Bilge(!) Adam’a göre o da boşa gitmemiş. İyi de o insanlar kandırılmış olmadı mı? “Jı bo welat berabı” diyen zavallı anneler aldatılmış olmadı mı?
Bakmayın“Bu, mücadeleyi bırakma değil” dediğine. Buradaki mantık;“Bu kadar kan akıttık ama olmadı, bari vaziyeti kurtaralım” dır.

Öcalan’ın son “hutbesi”,ciddi bir beyin travmasının veya iktidardakilerindindar görünümlerinin sonucu da olabilir. Aksi takdirde başka bir tespitte bulunmak gerekiyor: İslami şahsiyetlerle karşılaşıp da hidayeti bulanları ayrı tutarsak; Öcalan, Türkiye Cezaevlerinde ıslah olan tek kişidir.

Ancak şahsen, onun hidayete erdiğini falan sanmıyorum. Çünkü ne bir tövbe istiğfar ne de bir “özeleştiri” yapıyor. “Şimdiye kadar Marksist düşünce ile Kürtlerin haklarının elde edileceğini sanıyordum. Ortadoğu halklarının bu şekilde barışa ereceğini planlıyordum. Ancak yanılmışım. Çare İslam’daymış” dediğini duyan var mı?‘Sümer Rahip Devletinden…’ kitabındaki küfür sözlerinden vazgeçtiğini söylüyor mu? Ben duymadım. Anlayacağınız; kendisi gene aynı ocağın yanındadır, sadece söylem değiştirmiştir.

Diğer taraftan “ bugün dile getirdiğim düşünceleri yıllardır savunanlara ‘hain’ dedim. Öldürülme emirlerini verdim. Tecrit edilmelerini sağladım. Yanılmışım haklıymışlar. Onlardan da özür diliyorum” diye erdemini gören var mı? Yoktur. Çünkü o erdemin zerresini bile bulmak mümkün değildir. Tıpkı İsrail’in konjonktürel özrü gibi. Pişmanlık yok yani, strateji gereği…

O açıdan Newroz etkinliğine katılıp da romantik saatler yaşayan köşe yazarları, durumlarını bir daha gözden geçirmeli. Öcalan’a gönül kaptırmış insanlar da yılardır özgürlüklerini, özgürlüğüne feda ettikleri bukalemundan bir ibret almalı. Mesela bir düşünmeleri gerekir: Eğer bugün iktidarda CHP olsaydı; “başkan” bu dini terimleri sahiplenir miydi? Anladık ki; döne döne dolaşan, sadece dünya değilmiş.

Bir husus daha var ki;Öcalan’ın mektubu, Newroz’dan 1 hafta önce yazılmış olan “Kemalizm kaybetmiştir, Marksizm ve Faşizm kaybetmiştir…” Köşe yazısının en açık delili olmuştur. Yıllardır ısrarla söylediğimiz halde kimsenin anlamak -hatta duymak bile- istemediği hakikat, işte budur: Çare İslam’dır, İslami yoldur. Bunu evirip çevirmenin bir anlamı yoktur. Başka isimler takıp süreçlere bağlamaya da gerek yoktur. Ama işte gel gör ki memlekette İslam yasaktır. Hatta İslami hükümlerin genel adı olarak kullanılan “Şeriat”ı telaffuz etmek bile saldırıya uğrama sebebidir.

Bu arada, bu söylediklerimizden, süreçten rahatsız olduğumuz izlenimi inşallah çıkmamıştır. Tüm ülkenin, özellikle de mazlum Kürt halkının, PKK’nin silah tehdidinden azade olması; en çok bizi sevindirecektir. Vesselam.
 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.