'Hizbullah'tan yatan pek çok masum var'

'Hizbullah'tan yatan pek çok masum var'

Habervaktim sitesi yazarı Mustafa Duru, "Bugün hâlâ cezaevlerinde kumpas ve sahte deliller yüzünden yatan yüzlerce Müslüman var. Metin Kaplan var mesela. Hizbullah davasından yatan pek çok masum var mesela." dedi.

Mustafa Duru, "Hüseyin Gülerce ve Gizli Tanıklar" başlıklı yazısında, Türkiye'de mütedeyyin insanlara yönelik kurulan kumpasların altında "paralel yapı"nın olduğunu iddia etti.

Muftafa Duru'nun yazısını sizlerle paylaşıyoruz:

"Muhalefetin anlamadığı bir şey var. 17 Aralık ile anılan bakanların yolsuzluk ve rüşvet iddiaları ayrı bir mesele, 14 Aralık'taki örgüt operasyonu ayrı bir mesele.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediğine göre faili meçhul cinayetler dahil pek çok komplonun ardında paralel çete var. Bir ülkenin en tepe noktasındaki lideri, bir Cumhurbaşkanı, böyle bir iddiada bulunuyorsa demek ki bu konuyla ilgili çok ciddi bilgi ve belgeler var. MİT'in raporları var. En azından devletin bütün istihbarat birimlerinin çok ciddi belgeleri ve delilleri var.

Ben daha geçen yıl yazmıştım. Pek gören olmadı. Salih Mirzabeyoğlu'na yapılan komplo dahil bugün cezaevinde olan pek çok Müslüman'ın içeride olmasının altında paralel yapılanma olabilir, demiştim. Hatta Metin Kaplan Hoca'nın Anıtkabir'i bombalayacağı iftirasının kaynağı da burada araştırılmalıdır.

Bugün gelinen noktada bunlarla ilgili çok konuşuldu, iddialar ortaya atıldı. Bu iddiaların boş olmadığı, deliller toplandıkça soruşturmalara bahis konusu olacağı belli oldu. İlk ciddi operasyon da Pazar günü yapıldı. Fakat şurası unutulmamalıdır ki emniyet içinde kamufle olanlar haddinden fazladır. Çünkü onların dininde takiyye ve kamuflaj ibadet hükmündedir.

Cumhurbaşkanımızın iddia ettiği faili meçhuller meselesi ile ilgili pek yakında yeni bilgiler gelecek. Pek çok delil ve tanık ifadeleri kamuoyuyla paylaşılacak. Bu noktada Dink ve Hablemitoğlu cinayetleri yeni bir çehre kazanacak. Zaten Dink cinayeti yeniden görülmeye başlandı.

Hüseyin Gülerce gizli tanık olarak pek çok olayı aydınlatacaktır. Bu operasyonda Gülerce'nin tanıklığına da başvurulduğu söyleniyor. Çünkü böylesi büyük organizasyonların çökertilmesinde içten yardım alınmadan başarı kazanılması zor gibi. Hüseyin Gülerce dışında başka isimlerin de tanıklık yaptığı anlaşılıyor.

Devlet yetkilileri tarafından Haşhaşîler olarak tanımlanan örgütün bir numarası olan F. Gülen'in hâlâ zanlı olarak listeye alınmaması kimseyi telaşlandırmasın. Zira pek yakında onun için özel soruşturma açılacak. Her şey hazırlandıktan sonra Kırmızı Bülten çıkarılacak.

Pazar günkü operasyon gerekçesinde, silahlı örgüt kurmak suçlaması da var. Bu, işin veçhesini de değiştiriyor. Hem bu suçlama gerekçesi hem de Cumhurbaşkanının dediği faili meçhul iddiaları örgütün bir nevi cinayet şebekesi olarak algılanmasına vesile oluyor.

Şu hâle bakın. Önce Pensilvanya hedef alınan grup veya şahıs için şifreli bir konuşma yapıyor. Sonra şifreleri deşifre eden malum televizyon kanalı bunu dizideki karanlık odada konuşturuyor, sonra emniyetteki yapı hedef kitleyi dinlemeye alıyor ve ardından sahte deliller üreterek operasyon yapıyor.

Ardından yapılacak muhakeme belirli hakimlerin nöbetine denk getiriliyor. Neticede yüzlerce Müslüman hapishanelere tıkılıyor, aileler perişan oluyor. Sonra yüzlerce Müslüman'ın ve ailelerinin ahları aheste aheste çıkmaya başlıyor. Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmıyor. Mazlumun ahı havada kalmıyor. Ergenekon adıyla da aynı şeyler yapılmış maalesef. Sahte deliller üretilmiş. Mesela Balyoz CD'lerinin yazı ve imzalarının sahte olduğu yeni anlaşıldı. Onların ahı da bunlara ekleniyor elbette.

Nereden nereye. Men dakka dukka dünyası. Eden bulur dünyası. Kendi kazdıkları kuyuya kendileri düştü. Dün televizyonlarında iftira dalgası üretenler bugün o dalgada kendileri boğuluyor. Dün iftira ile sahte deliller ile insanları Silivri'ye gönderenler o günlerde "her şey şeffaf bir şekilde yürütülüyor, yargılamanın sonucunu bekleyelim" bile demeden insanları hemen yargılayıp mahkum etmişlerdi.

Bugün ise kendilerine komplo yapıldığını söyleyerek daha da küçük duruma düşüyorlar.

Ben farklı bir şey daha söyleyeceğim. 28 Şubat sürecinde Akit gazetesine açılan davaların fikir babalarının da paralel örgüt olduğunu düşünüyorum. Çünkü Asım Yenihaber'i bile tanımayıp onu Yenibahar diye anan generallerin aklına böyle bir davayı getiren akıl, ancak iftirada sınır tanımayan bir çetede olabilir.

F. Gülen'in tahtı sallantıdadır. Artık tükenişin son kertesindedir. İftira ile şantaj ile adaletsizlikle hiç bir dava başarıya ulaşamaz.

Üstelik batıl bir davanın hiç bir başarı şansı yoktur. Çok sevdikleri İsrail bile onları kurtaramaz. Neoconlar bile onları sattı. Artık yapayalnızlar. Bu dünyada perişanlık onları beklerken Ahiret'te de rüsvaylık onların peşini bırakmayacak. Mazlumların ahı iki yakalarında olacak.

Bugün hâlâ cezaevlerinde kumpas ve sahte deliller yüzünden yatan yüzlerce Müslüman var. Metin Kaplan var mesela. Hizbullah davasından yatan pek çok masum var mesela. Eline hiç silah almamış insanları silahlı örgüt üyesi diye cezaevine gönderenler, en şiddetli şekilde cezalandırılmalıdır.

İş sadece polis ve medya ayağı ile sınırlı kalmamalı yargıdaki yapıya da bir an önce el atılmalıdır. Yer değiştirmeyle, sürgünle bu temizlik gerçekleşmiş olmuyor.

Cüppeli Hoca olayı dahil pek çok vak'a var önümüzde. İftira kasetleri ile şantajlar yapılmış. Haşim Kılıç'ın bile onların şantajına boyun eğdiği iddiaları var. Kaset ile şantaj yaparak bir şeyler yaptırmaya çalışıyorlar.

Burada şunu da belirtelim ki muhalefet yanlış ata oynuyor. Paraleli savunmak onları değil gönendirmek, daha da küçültecek. Artık paralel cenahında duranlar itibar kaybedecek. Hükümet, son operasyonlarla pirim yaptı. İnanmayan yakında yayınlanacak anketlere baksın.

Cumhurbaşkanımızın AB için dediği son sözler milletin yüreğine su serpmiştir. Bizim AB gibi bir derdimiz yok, sözü artık AB vasıtasından inilmesinin yaklaştığının bir göstergesidir. Şimdiye kadar Müslümanlar için AB müktesebatı temel inanç özgürlükleri ve bazı ekonomik girişimler için gerekliydi.

Artık AB'ye ihtiyaç kalmadı. Bu vasıtadan, kurtulmanın zamanı da gelmiştir. AB gibi bir Haçlı koalisyonuna rest çekmek Ak Parti'nin oyunu daha da artıracaktır. Muhalefet yine Ak  Parti'ye çalışıyor. Şimdi de AB'ye sahip çıkmaya başladılar." (Hürseda Haber)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.