Malumunuz, Hüda Par geçtiğimiz Pazar günü yani 30 Haziran 2013’te 1. Olağan Büyük Kongresini gerçekleştirdi. 1. Olağan Büyük Kongre; Genel Başkanlık Seçimi ve Merkez Organları (GİK, Şura Meclisi, Merkez Disiplin Kurulu) seçimleri gündemiyle toplandı ve seçimler yapıldı. Kongre, salonla ilgili aksaklık ve ihtiyaç sıkıntıları ile taşıma(otobüs) problemleri dışında gayet iyi geçti.


Kurucu Başkan Mehmet Hüseyin Yılmaz’ın “bu bir bayrak yarışı” diyerek aday olmayacağını açıklaması partililer arasında duygulu anlar yaşattı. M. Hüseyin Yılmaz, Mustazaf-Der’in kuruluşunda emeği olan, ondan önce de sonra da cezaevine düşmüş birçok Müslüman’ın duruşmasında savunma görevinde bulunan bir isim.

Hüseyin Bey, bir İslamî camia ve dava neferi olarak elbette ki üzerine düşeni yaptığını, insanlarımızın ve halkımızın mağdur ve mazlumiyetiyle alakalı sadece kendi payına düşeni yaptığını düşünüyordur. Ancak bu halk, kendisine yapılan hiçbir desteği unutmayacak ve yerde bırakmayacak kadar asil ve vefalı bir halktır.

Onun için onun bu samimane “önemli olan Hakk’a ve halka hizmettir” tavrı büyük takdir topladı ve duygulu anların yaşanmasına sebep oldu.


Bu görev değişikliğinin bir yorulma, geri durma veya istirahata çekilme anlamını taşımadığının göstergesi de önemli bütün mesajların Hüseyin Bey tarafından verilmesiydi. Kürt sorunundan tutun gelinen süreçte yaşanan provokasyonlara kadar, Müslümanlara yönelik yapılan baskılardan tutun diğer çözümlenmemiş konularla ilgili verilen mesajlara kadar bütün açıklamalar eski genel başkan M. Hüseyin Yılmaz tarafından verildi ve gerçekten mesajlar yerinde, açık ve netti. İnanıyorum ki selef başkanla alakalı diksiyon eleştirisi yapanlar da bu konuşmayla o düşüncelerini sorgular oldular. Mesajlar net, güzel ve gayet anlaşılırdı.


Seçim startının Hüseyin Bey tarafından verilmesi ayrıca onun çalışmaların ortasında olduğunun/ olacağının bariz işaretiydi.
Tek aday olarak teklif edilen Zekeriya Yapıcıoğlu da “hep beraber çalışacaklarını” ifade etti ve koltukların gelip geçici olduğunu, en kısa zamanda liyakat sahibi arkadaşlara bu görevi teslim etmek için tereddüt etmeyeceğini ifade etti.
Halef-selef başkanlar tarafından yapılan açıklamalar parti düzeyinde de bu camianın farkını bir kez daha ortaya koydu. Selef-halef bütün hizmet erlerine bir kez daha selam olsun.

Böylesi ittifaklar sürdükçe Allah’ın yardımı uzak olmayacak. Nifak ve ayrılık tohumlarını ekmek isteyen düşmanlara açık gedik bırakmamak için azami gayretin gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum. Hele mal-makam hırsıyla yaklaşan şeytanlara kesinlikle eman verilmemeli ve böyle bir şey hissedildiği an ve yerde şeytanın başı ezilmelidir çünkü mağlubiyetin dellalı kendisidir.


Gerek başkan gerek başkan yardımcıları gerekse de GİK üyeleri ve diğer üyelerin hepsi bir birinden değerli insanlar ve onları cidden büyük bir sorumluluk ve iş bekliyor. Halk, kongrede sloganlaştırdıkları gibi “Dürüst siyaset, gerçek adalet” özlemi içerisindedir. Bunun te’sisi için çalışmalı ve çalıştırmalılar.

Her çalışmada olduğu gibi bu parti işinde de iki günü bir olanlar zarardadır. Partililer daha bir halkla buluşmalı, halkın sorunlarını dinlemeli.

Bunu demagoji adına değil halkın hak ettiği Hak ve hukuk namına yapmalılar. Hür dava sahibi olanların Hakk’a ve halka hizmetten başka bir gayesi olmamalıdır. Partide başarı şansı görmeyenlere “acele etmeyin, değişim ve dönüşümün kimden yana olacağını zaman gösterecektir” diyorum.


Sonuç olarak, ‘Hür Dava, Hür Dünya’ nidasıyla yola koyulan partinin kongresi hayırlı olsun. Seçilen yeni Başkan Zekeriya Yapıcıoğlu’nu tebrik ediyor, kendisine hayırlı işlerinde de başarılar diliyorum!
Selam ve dua ile…