HÜDA PAR’dan Başbağlar Derneği’ne ziyaret

HÜDA PAR’dan Başbağlar Derneği’ne ziyaret

HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Erdal Elibüyük, 1993 yılında Başbağlar’da hunharca katledilen Başbağlar Köyü sakinleri ve şehit yakınlarını ziyaret ederek taziyelerini sundu.

Hür Dava Partisi Tanıtım Ve Medyadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığını yapan ve aynı zamanda İstanbul İl Başkanlığı görevini de yürüten Erdal Elibüyük ve İl Başkan Yardımcısı Metin Demir, 1993 yılında Erzincan’ın Kemaliye İlçesine bağlı Başbağlar Köyünde katledilen 33 Müslümanın Şehadet yıldönümü vesilesiyle İstanbul’un Fatih İlçesinde bulunan Başbağlar Derneğini ziyaret etti. Dernek merkezinde yapılan ziyarette, katliam sırasında şehit olanların yakınları da katıldı.

Sıcak ve samimi bir ortamda gerçekleşen ziyarette konuşan Erdal Elibüyük, Başbağlar Katliamını iliklerine kadar hissettiklerini belirterek, “Filistin’de El Halil Camiinde işlenen katliam ile Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde bulunan Susa (Yolaç) köyünde Cami yarenlerinin katledildiği katliam neyse, bizim için Başbağlar katliamı da aynıdır.” dedi.

“Başbağlar Katliamının failleri ortaya çıkarılmalıdır”

Başbağlar’da işlenen hunharca Katliamın, faillerinin aradan geçen 22 yıla rağmen ortaya çıkarılmadığını, bunun da acıları artırdığını söyleyen Elibüyük, “Başbağlar katliamı şu ana kadar faillerinin ortaya çıkarılmadığı, çıkarılmak istenmediği olaylardan bir tanesidir. Bu katliamın asıl failleri arka planda olanlardır.  Katliamda tetikçiliği yapanlar ve yaptıranlar ortaya çıkarılmış olsaydı bu acı bir nebze de olsa hafiflerdi. Yapılan katliam ile alakalı ciddi bir soruşturma süreci de olmadı. Maalesef ideolojik mahkemeler Müslümanlar söz konusu olduğu zaman, yargılananları haksız bir şekilde müebbet cezaya çarptırılabiliyor. Bunu bazı davalarda açıkça görüyoruz. Elbette bu haksız ve hukuksuz yargılamalar tarihte bir utanç olarak yer alacaktır. Katliam ile ilgili görülen davaya, başka davalara verilen önemin onda biri kadar bile değer verilmedi. Bu davanın üstüne gidip tetikçiler ve tetiği çektirenler kamuoyunun önüne çıkarılmadı. Bu dosya raflardan indirilmeli ve katillerin bulunması noktasında gereken ne ise yapılmalıdır.” şeklinde konuştu.  

“Bizim için El-Halil, Susa katliamı neyse Başbağlar da odur”

Elibüyük konuşmasının devamında, “Bizlerde Başbağlar katliamını iliklerimize kadar yaşadık. Filistin’de El Halil Camisinde Müslümanları katleden, Diyarbakır’ın Silvan İlçesinde Bulunan Susa (Yolaç) Köyünde Cami yarenlerini katleden ile Başbağlar katliamını gerçekleştirenler aynı zihniyettedirler. Bu katliamlara benzer sayısız örnekler vardır. Müslümanların bu gidişata dur demeleri gerekiyor. Bu olayların müsebbibi olanlar bu ülkenin başına bela olmuş ve Müslümanlara yıllarca kan kusturanları iyi okumak gerekir.  Başbağlar rastgele seçilmiş bir adres değildir. Bu köyün mütedeyyin ve İslami kimliği, gelenek ve görenekleriyle toplumun değerleriyle barışık olan bir yerdi. Haliyle burada hedef seçilenlerle Müslümanlara mesaj verilmek istenmiştir. Yani İslami yaşantısı olanlar daima hedeftedir mesajı verilmiştir. Bu elim katliamda Şehit olanlara Allah’tan rahmet diliyoruz. Başta sizlere ve bütün Başbağlar Köyü halkına tekrar sabırlar diliyorum.” dedi.  

“Basit davalara verilen önem Başbağlar Katliamı davasına verilmedi”

Ziyaretlerinden dolayı HÜDA PAR heyetine teşekkür eden Başbağlar Köyü Derneği Başkanı Mehmet Ali Dikkaya, “Başbağlar katliamı ile ilgili görülen davada yeterince hassasiyet gösterilmedi. Yakalanan sanıkların verdiği isimlerin hiçbiri üzerinde bile durulamadı. Katliam sorumlusu olarak şu an hiçbir sanık bulunmuş değildir. İçeri alınıp kısa bir süre cezaevinde yatan kişilerin olayla yakından ve uzaktan alakasının olmadığını düşünüyoruz. Örgüt mensubu bazı kişiler içeri alındı ve kamuoyuna sanki bu olayın failleri tutuklandı diye gösterildi. Bu tamamen asılsız bir iddiadır. Başbağlar Katliamı hakkında, fail anlamında şu ana kadar bir kişi bile tutuklanmadı. Uydurma isimler ve olaylar hakkında tutuklanan kişiler tamamen birer hayal ürünüdür.  Başbağlar katliamı ile ilgili elde avuçta bir tane zanlı da kalmadı. Bu davada hukuk skandalları o kadar çok ki akıl alacak gibi değil. Bizler bile mahkemede sanık muamelesi gördük. Mahkemede salonundan dışarı çıkartıldık. Hiçbir taşkınlık yapmamamıza rağmen dışarıya çıkarıldık. Sadece kıllık ve kıyafetimizden dolayı dışarı atıldık. Aynı zamanda tanıklar ve sanıklar dava sürecinde hiç yüzleştirilmedi. Mahkeme sebepsiz yere İzmir’e alındı. Bu kadar eksikliğe rağmen Yargıtay bu davayı onadı.” diyerek davanın savsaklandığına dikkat çekti.  (M. Erkan Yavuz/İLKHA)

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.