HÜDA PAR'dan gündeme dair önemli değerlendirmeler

HÜDA PAR'dan gündeme dair önemli değerlendirmeler

HÜDA PAR Genel Merkezinin yayımladığı gündem değerlendirmesinde, geçmiş yıllarda yargı eliyle yaşatılan mağduriyetlerin giderilmemesi ve FETÖ soruşturmaları nedeniyle oluşan hak ihlallerinin toplumda "adalete olan güveni azalttığına" dikkat çekildi.

HÜDA PAR Genel Merkezi tarafından yayımlanan gündem değerlendirmesinde; adalet vurgusu, FETÖ ile mücadele bahanesiyle yapılan cemaat düşmanlığı, Arakan'da devam eden zulüm, Yemen’deki savaş, açlık ve bulaşıcı hastalıklar, Türkiye-İran ve Rusya'nın Astana'da İdlib uzlaşısına ilişkin açıklamalarda bulunuldu.

"FETÖ ile mücadele kılıfı altında hak-hukuk gözetilmeden sebebiyet verilen mağduriyetler toplumsal barışı ciddi anlamda zedelemektedir." vurgusunun yapıldığı gündem değerlendirilmesinde, adaletin olmadığı devlet idarelerinde çok ciddi toplumsal sorunların yaşanacağı ve bunun bir beka sorununa dönüşeceği belirtildi.

FETÖ’yü bir cemaat olarak gösterip bunun üzerinden bütün cemaatleri hedef tahtasına oturtan ve devlet bürokrasisinde etkili bir konuma gelmeye çalışan kliklerin olduğuna ve bunların yaptığı "cemaat aleyhtarlıklarının" son günlerde tavan yaptığına dikkat çekilen gündem değerlendirmesinde, önemli tespit ve uyarılarda bulunuldu.  

"Adalet, her şeyi yerli yerine koymak ve hiçbir ayırım yapmadan her hak sahibine hakkını eksiksiz teslim etmektir." İfadelerine yer verilen değerlendirmede, "Adaletin zıddı zulümdür. Adaletin olmadığı yani zulmün hâkim olduğu devlet idarelerinde çok ciddi toplumsal sorunların yaşanacağı ve bunun bir beka sorununa dönüşeceği muhakkaktır. Nitekim ülkemizde son dönemlerde çeşitli kesimler tarafından sıklıkla dile getirilen beka sorununun salt harici tehditlerle açıklanamayacağı göz önündedir. Ülke sosyolojisini ve tarihi gerçekleri göz önünde bulundurmayan tekçi ve dayatmacı bir anayasa ve kanunların halen yürürlükte olması ve sistemin ciddi sorun üreten yanlarının halen olduğu gibi durması, adaletin yeniden ikamesi adına en önemli sorunlardan biridir." denildi.

Yargıyı bir silah olarak kullanan FETÖ mensuplarının sebebiyet verdiği hukuk facialarının bütün sonuçları ile ortadan kaldırılması gerektiğine vurgu yapılan değerlendirme, "28 Şubat darbe yargısı ve FETÖ’nün gadrine uğrayan binlerce insan halen cezaevlerinde bulunmaktadır. Bu insanların mağduriyetleri tahammül edilemez boyutlara geldiği halde, imtiyazlı bazı kesimlerin mağdur olduğu kabul edilerek sadece onlar için düzenleme yapılması, zulmün ‘bazıları’ için bütün şiddeti ile devam ettiğini göstermektedir. Toplumun adalete olan güveninin yeniden tesis edilmesi, adaletsizlikten kaynaklanan beka sorununun yaşanmaması için adalet terazisi doğru tutulmalı; yargıyı bir silah olarak kullanan örgüt mensuplarının sebebiyet verdiği hukuk faciaları bütün sonuçları ile ortadan kaldırılmalıdır." ifadeleri kullanıldı.

Devlet bürokrasisi içerisindeki kimi kliklerin, FETÖ üzerinden İslami cemaatleri hedef tahtasına oturtmalarının tavan yaptığına dikkat çekilen değerlendirmede, şu uyarılarda bulunuldu:

"15 Temmuz darbe ve işgal girişiminin akamete uğratılmasında değişik meşrep, cemaat ve tarikatlara mensup yüz binlerce insanın etkisi ve katkısı inkâr edilemez. Katledilen ve yaralanan yüzlerce insanın profili ve hayat hikâyesi göz önüne alındığında bu husus açıkça görülecektir. Durum böyle olduğu halde FETÖ’yü bir cemaat olarak gösterip bunun üzerinden bütün cemaatleri hedef tahtasına oturtan ve devlet bürokrasisinde etkili bir konuma gelmeye çalışan kliklerin cemaat aleyhtarlıkları son günlerde tavan yapmış durumdadır. Devlet bürokrasisinde resmi ideoloji muhalifi çalışanları işten çıkarma; güvenlik soruşturmaları ve şaibeli mülakat usulleri ile elde edilen hak kazanımlarını hiçe sayma vakalarında yaşanan artış, endişe verici boyutlara ulaşmıştır."

"FETÖ ile mücadele kılıfı altında hak-hukuk gözetilmeden sebebiyet verilen mağduriyetler toplumsal barışı ciddi anlamda zedelemektedir." vurgusunun yapıldığı değerlendirmede, " 'Bütün cemaatlerin kökünü kazıma' anlayışı doğrultusunda başlatılan bu seferberliğin asıl hedefinin İslam olduğu aşikârdır. 28 Şubat ve öncesinde meydana gelen darbelere açıkça taraf olmuş ve alkışlamış kimi grupların bu sinsi çabaların içerisine girerek bu süreçten istifade ile kendi lehlerine ideolojik kadrolaşmaya çalışmaları, en az 15 Temmuz darbe girişimi kadar tehlikelidir. Hükümeti, FETÖ’ye karşı haklı mücadelesinde sapla samanı birbirine karıştırmamaya ve bu tür sinsi çabaların içerisine giren kliklere karşı dikkatli ve uyanık olmaya, mevcut mağduriyetleri gidermeye, yeni mağduriyetlerin oluşmaması için gerekli tedbirleri almaya davet ediyoruz." denildi.

Ayrıntılar geliyor… (Fırat Arslan - İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.