Hz. Adem’den günümüze gelen ibadet: Kurban

Hz. Adem’den günümüze gelen ibadet: Kurban

Alimler ve Medreseler Birliği (İTTİHAD) Üyesi Molla Fesih Memiş, Kurban’ın Hz. Adem’den günümüze kadar devam edegelen bir ibadet olduğunu belirtti.

Kurban Bayramı’nın yaklaşmasıyla beraber kurban ibadetinin fazileti üzerine İlke Haber Ajansı’na (İLKHA) konuşan Âlimler ve Medreseler Birliği (İTTİHAD) Üyesi Molla Fesih Memiş, Kurban ibadetinin Hz. Âdem’den günümüze kadar devam eden bir ibadet olduğunu belirtti ve bu ibadetin Müslümanlar arasında yardımlaşma ve dayanışmayı sağladığını söyledi.

“Kurban, Allah’a yakınlık vesilesidir”

Kurbanın ‘Allah’a yakınlık vesilesi’  olduğuna dikkat çeken İTTİHAD Üyesi Memiş, “Dini terim olarak kurban, ibadet maksadıyla belirli vakitte, belirli şartları taşıyan hayvanın, usulünce kesilmesi demektir. Kurbanın dini bir hüküm oluşu, Kitab, Sünnet ve İcmâ-i ümmet ile sâbittir. Hanefîlerin tercihli görüşüne göre vacib olan Kurban, Şafiî, Malikî ve Hanbelîlere göre müekked (kuvvetli) sünnettir.” dedi.

“Tüm peygamberlerin şeriatında kurban ibadeti vardır”

Kurban ibadetinin Hz. Âdem’den oğulları Habil ve Kabile, onlardan da Hz. İbrahim’e geçtiğini dile getiren Memiş, şunları söyledi; “Kurban, insanlık tarihi boyunca devam edegelen bir ibadettir. Her ne kadar bizden önceki ümmetlerde maksat ve şekil bakımından farklılıklar arz etse de hemen hemen bütün peygamberlerin şeriatında kurban kesme ibadeti vardır. Tabi Kurban, Allah’a yakınlaşmak ve ibadet etmek maksadıyla belirli şartları taşıyan bir hayvanı belirli günlerde Allah rızası için kesmektir. Tabi bu belirli şartlar ve günler fıkıh kitaplarında mevcuttur. Bu belirli günler Kurban Bayramı’nın 1,2 ve 3’ünü günleridir.” 

“Dünya ve madde sevgisini kurbanla kesip atmalıyız”

Kurban vermenin Allah'ı emri olduğunu belirten Memiş, “Kurban, Allah’a karşı olan sevgimizin, sadakatimizin ibadet olarak dışa yansımasıdır. Kurban, aynı zamanda insanı ruhunu kaplayan dünya ve madde sevgisini kesip atmanın ve hepsini Allah yolunda feda etmenin bir göstergesidir.” diye konuştu.  

“Kurban ibadeti sosyal yardımlaşmayı artırıyor”

Kurban ibadetinin sosyal yardımlaşma ve dayanışmayı artırdığına dikkat çeken Memiş, “Allah için kurban kesmek mali bir ibadet olduğu gibi sosyal hayat bakımında önemli bir yardımlaşma ve dayanışma örneğidir. Kestiğimizin kurbanın etinden hem biz hem de akrabalar, komşular, fakirler, muhtaçla ve dostlar da istifade ediyor. Dolayısıyla kurban hem ibadet hem de sosyal hayatta bir yardımlaşma ve dayanışma örneğidir.” dedi.

“Bayramın en sevimli işi kurban kesmektir”

Bütün ibadetlerde olduğu gibi Kurban ibadetinde de Allah’a yaklaşma ve o'nun rızasını kazanma isteğiyle yapıldığına işaret eden Memiş, “Kurban ibadetinin hedefi de Allah'a karşı sorumluluk ve bağlılık duygusunu geliştirmektir. Hac Suresi 37. Ayette; 'Kurbanların kan ve etinin değil, kesenlerin takvasının Allah'a ulaşacağının' belirtilmesi böyle bir anlam taşır. Allah Resulü, ‘Âdemoğlu Kurban Bayramı gününde Allah için kurban kesmekten daha sevimli bir iş yapmış olamaz.’ diye buyuruyor. Başka bir hadiste ise ‘Kim mali durumu yerinde olduğu halde kurban kesmezse mescitlerimize yaklaşmasın.’ deniliyor. Allah Resulü Hz. Muhammed Mustafa’nın zengin olup da kurban kesmeyenlerle ilgili ifadesi kesindir ve dikkat çekicidir.    

Kurban alırken dikkat edilecek bazı hususlar

Kurban edilecek hayvanların özellikleri hususunda da bilgilendirmede bulunan Memiş, kurban edilecek olan büyükbaş hayvanların 2 yaşını, küçükbaş hayvanların ise bir yaşını doldurması gerektiğini söyledi. Memiş, “Kurban alınırken özellikle sıhhatli olması ve noksan sıfatlardan uzak olmasına dikkat edelim. Bir ya da iki gözü kör olan, sakat olan, yürümeyecek kadar zayıf olan hayvanlar kurban olarak kesilmemeli.” dedi.

“Vekâlet yoluyla kurban kesilebilir”

“Kurbanı kişi kendisi kesebileceği gibi vekâlet yoluyla başkasına da kestirebilir.” diyen Memiş, “Zira kurban mal ile yapılan bir ibadettir; mal ile yapılan ibadetlerde de vekâlet caizdir. Vekâlet yoluyla kurban kestiren kişi, bulunduğu yerde ki birisine vekâlet verebileceği gibi, başka bir yerdeki kişi veya kuruma da vekâlet verebilir. Vekâlet, sözlü veya yazılı olarak verilebileceği gibi telefon, internet, faks ve benzeri iletişim araçları ile de verilebilir. Bugün İslami STK’lar vekâlet yoluyla kurbanları keserek yurdun dört bir tarafındaki muhtaçlara ulaştırıyor. Zamanı kısıtlı olan kardeşlerimizin bu İslami STK’lara vekâlet verebilirler.” dedi.

 “Hem ibadet hem de tarih şuuru veriyor”

Kurban denilince akla Hz. İbrahim ve İsmail’in geldiğini kaydeden Memiş, kurbanın ibadeti ve tarihi birleştirdiğini söyledi. Memiş, son olarak şunları söyledi; “Kurban ibadeti Müslümanlara hem ibadet hem de tarih şuuru vermektedir. Kurban kesme ameliyesinde Hz. İbrahim’in samimiyeti ve Hz. İsmail’in teslimiyet hatırası gizlidir. Yüce Rabbim bize Hz. İbrahim’de ve Hz. İsmail’de bulunan o ihlası, samimiyeti, sadakati ve teslimiyeti bize de nasip etsin.” (M. Salih Keskin – İLKHA)








 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.