İngiltere'de 21 Ocak 2013 Basın Özeti

İngiltere'de 21 Ocak 2013 Basın Özeti

İngiltere’de yayınlanan gazetelerde, Cezayir’deki İslamcı militanların Mali’ye Fransız askeri müdahalesini gerekçe göstererek bir doğal gaz tesisinde rehin aldıkları çok sayıda Batılıyı öldürmesiyle ilgili haber ve yorumlar ön planda.

Cezayir ordusunun kurtarma operasyonu sırasında ölenler arasında 6 İngilizin de bulunması üzerine İngiltere Başbakanı David Cameron’ın yaptığı açıklama, Guardian’ın manşetinde.

Kuzey Afrika’nın Sahil bölgesinde El Kaide’ye karşı küresel çaptaki mücadelenin “on yıllar alabileceği” sözünü aktaran gazete, buna rağmen “karanlık günlere dönüş olmadığı” görüşünü öne çıkarıyor.

Jason Burke’ün analizinde, 11 Eylül 2001’de ABD’de ve sonraki yıllarda da birçok ülkede meydana gelen saldırılar dizisinin beklenmediğine vurgu yapıyor.

El Kaide’nin büyük ölçüde etkisizleştirildiğini belirten Burke, “Aşırıcılık giderek gelişen bir tehdit olmayı sürdürüyor ama bu tehlike ‘varoluşsal’ değil” diyor.

Yazar, bunun başlıca sebebini şöyle açıklıyor:

“El Kaide ve dalları için durumun tersine dönmesinin bir sebebi, yerel halkın yaptıklarıydı. Irak, Ürdün, Türkiye, Endonezya, Suudi Arabistan ve diğer yerlerde yapılan anketlerde, şiddet kendi sokaklarına geldiğinde yerel bölge halkının artık aşırıcıları 1300 yıl öncesine dayanan bir ‘küresel savaş’ yürüten meşru mücahitler olarak değil, kendilerininkiyle hiçbir ortaklığı olmayan çıkarlar peşinde koşan caniler, suçlular ve fanatikler olarak gördüğüne işaret ediyor.”

Daily Telegraph, Cezayir’deki İslamcı militanların lideri Muhtar Belmuhtar’ın artık Batı ülkelerinin ‘arananlar’ listesinin ilk sıralarına yerleştiği görüşünü aktarıyor.

Richard Spencer analizinde, Belmuhtar’ın adamlarının son eylemlerinde Cezayir’in ekonomisinin belkemiği olan petrol sektörünü hedef alarak ve çok sayıda Batılıyı öldürerek, kırmızı çizgiyi aştığını belirtiyor:

“Çöldeki gerilla gruplarının göçebe liderlerinin başarısının bir kısmı, kanun kaçaklarının romantik cazibesinden kaynaklanıyordu. Belmuhtar zengin oldu, çünkü sadece alıkoyup kaçakçılık yapmıyordu; fidyeleri ödendiğinde rehinelerinin ülkelerine sağ salim teslim edileceği güvencesini de veriyordu.

Ayrıca, bir bakıma işlediği suçlar onu yok etme yeteneğine sahip olan imparatorluklar için iğne batmasından öteye gitmiyordu. Geçen haftadan önce de Pentagon, CIA, MI6 ve diğer Batılı savunma bakanlıkları ve casusluk örgütleri Belmuhtar’dan ve onun güler yüzlü cihatçılarından haberdardı.

İslamcılarla 20 yıl boyunca canla başla mücadele eden Cezayir bile Belmuhtar’ın stratejik bir tehdit olmadığına inanıyor gibiydi. Bu, çatışmalı Libya sınırına yakın ıssız Amenias doğalgaz alanına sadece 30 adamıyla saldırabilmesine getirilebilecek açıklamalardan biri. Bazı Fransız analistlerin benimsediği diğer açıklama ise, Cezayir ordusu içindeki bazı unsurların, en kötü eylemlerini Mali, Nijer ve Moritanya gibi komşu ülkelerle sınırlı tutmaları şartıyla İslamcılara yardım etmek gibi kirli bir oyun oynadığı yönünde.”

Daha ılımlı çizgideki Belmuhtar’ın, Kuzey Afrika’daki diğer El Kaide bağlantılı gruplarla arasına mesafe koyduğuna dikkat çeken Spencer, son eylemde bu kadar kan akmasının tesadüfi mi yoksa bilinçli bir tercih sonucu mu olduğu sorusuna cevap arandığını ifade ediyor.

El Kaide kurucusu Usame Bin Ladin’in ve Yemen’deki El Kaide lideri Enver Evlaki’nin öldürülmesini örnek gösteren Spencer’a göre, Cezayir’deki İslamcılara verilecek karşılığın şiddetini, Mali’de Fransa ordusunun İslamcı militanlara karşı başlattığı savaş da etkileyecek:

“Bu noktada, tokat yediğinde öbür yanağını çevirmek yerine ‘göze göz’ karşılığı daha çok güç kazanıyor. Muhtar Belmuhtar geleceği üzerine düşünmeye başlayabilir.”

Mali’ye müdahale

Financial Times, Kuzey Afrika’da radikal İslamcı gruplarla mücadelede “bölgesel güçlerle birlikte çalışılmasını” salık veriyor başyazısında.

Prof. Paul Collier ise İslamcıların Mali’yi ikinci bir Somali’ye çevirme girişimini engellemeye çalıştığını belirttiği Fransa’nın ABD ve Afrika Birliği’nin desteğine ihtiyaç duyduğunu belirtiyor.

Uzmana göre esas mesele ise Afrika’da etkin devletler kurulmasına öncülük etmek.

Obama’nın yemin töreni

Guardian’ın tam sayfa ayırdığı bir haber konusu da, ABD Başkanı Barack Obama’nın ikinci dönem başkanlığının ilk gününde yapacağı konuşma.

ABD’nin ilk siyahi başkanının yemin töreninin, Amerikalı siyahların efsanevi lideri Martin Luther King’e atfedilen güne rastladığına dikkat çekiliyor.

Fakat Gary Younge, benzerliklerin abartılmaması gerektiği görüşünde.

Bir barışsever olan King’in ABD’yi, “dünyanın en büyük şiddet dağıtıcısı” diye tarif ettiği belirtilen yorumda, Obama’nın seçim kampanyasında ise El Kaide lideri Usame Bin Ladin’in öldürülmesinin öne çıkarıldığını hatırlatıyor.

İsrail’de seçimler

Times gazetesinin başyazısında, İsrail’de yarın yapılacak seçimler ele alınıyor.

Başyazıda, donmuş haldeki Filistinlilerle barış sürecinin veya İran’ın savurduğu tehditlerin seçim kampanyalarında pek gündeme gelmediğine dikkat çekiliyor.

Yarışın daha çok sağ ve sol arasında değil, sağcı ve solcu parti bloklarının kendi içinde geçtiğini belirten gazete, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun koltuğunu koruyacağına kesin gözüyle bakıldığını dile getiriyor.

Gazeteye göre, seçimin sonucu ne olursa olsun, Batı’nın İsrail’e “stratejik” ve “manevi” desteği sürecek.

Konuyla ilgili haberini, “İki devletli çözüm: Bir ulus karar verecek” başlığıyla veren Independent, seçim sonucunun Ortadoğu’da barış ümitlerini azaltabileceğinin altını çiziyor.

En stresli gün: Mavi Pazartesi

Bazı uzmanlara göre bugün, yılın en stresli günü. Ocak ayının üçüncü Pazartesi gününe “Mavi Pazartesi” adı takılmış.

Daily Telegraph, tam da bugün sonuçları duyurulan bir mutluluk araştırmasını sayfasına taşıyor.

Birkbeck College psikoloji uzmanları, kişilerin mutluluk derecesini tespit etmek için bir ölçek hazırlamış.

Araştırmaya katılan 80 kişiyi en çok mutlu eden şey, yerde 10 sterlin bulmaları olmuş. En can sıkıcı şeyinse, kötü çalınan bir kemandan çıkan sesler olduğu anlaşılmış.

Yavru köpeklerle oynamak, çikolata yemek, gülen bebek resimlerine bakmak da mutluluk veren şeylerden. Çürük diş resimleri ve ağlayan bebek resimleri sinir bozuyor.

Erkeklerin yerde bulunan paraya sevinme oranı artı 90 civarındayken, kadınlarda bu oran yaklaşık 10 puan daha düşük.

Fakat kadınlar, genel mutluluk oranı ortalamasında erkeklerin üstünde. Kadınlarda bu ortalama 66 düzeyindyken, erkeklerde 58.

Araştırmayı yürütenlerden Funke Baffour, hayatın akışı içinde meşgul olan insanların mutlu anları ıskaladıklarına dikkat çekiyor.

“Mavi Pazartesi” gibi günlerin iç karartıcılığından ve depresyondan korunmanın basit yollarına işaret ediyor: “Bu, güzel bir müzik dinlemek, birine iltifatta bulunmak veya basitçe evcil havyanlarınıza veya sevdiklerinize ilgi göstermek için daha fazla zaman ayırmak olabilir.”

BBC

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.