İnsanlık tehlikede!

Dünya; Hıristiyanlığı da kendi kirli emellerine alet etmiş(Evangelizm, Neo-con, Siyonist-Hıristiyanlık) psikopatça düşünceleri bulunan birkaç siyonist ailenin insafına terk edilmiş durumda.

Dinleri, yaşam tarzlarını, sağa ya da sola bakan bütün ideolojileri birer maske olarak kullanabilme şeytanlık ve becerisine sahipler.

Akıllarınca (Haşa) Tanrı'yı kıyamete zorlayacaklar!

İnsanlık tehlikede!

Canlılar alemi, ekoloji, hayvanat, nebatat dahi tehlikede.

Dünyayı, insanı kirlettiler.

Bütün zamanların en kirli dünyasında yaşıyoruz.

Dünya, endüstriyel atıklar çöplüğüne dönüşmüş.

Meyve-sebzelerimiz hormon, böcek-bitki ilacı ve çeşit çeşit kimyasallarla dolu.

Antibiyotik başta olmak üzere, çeşitli hormon ve kimyasal ilaçlarla beslenen hayvanlardan elde edilen et-et ürünleri, süt-süt ürünleri, tavuk-yumurta gibi adına gıda denen zehirlerle besleniyoruz.

Sürekli kimyasal toksinlerle kirlenen bir havayı soluyoruz.

Ekin ve nesil açıktan yok ediliyor.

Beslenme, barınma, giyinme gibi hayati alışkanlık ve ihtiyaçlarımızın tedarikinin kontrolünü kaybettik.

Narkozlanmış, beden kontrolünü kaybetmiş hastalar gibi evlerde yaşayan, sokaklarda yürüyen heyulalara dönüştük.

Düşünme ve zihinsel özgürlüğümüzü de kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyayız.

Mezhepçilik ve kavmiyetçilik bataklığına saplanıp kalmışız.

Ümmet coğrafyasında son üç asırdır yaşadığımız zihinsel kısırlık, dünyayı cehenneme çevirmeye çalışan bu psikopatların kavramları ile sınırlı bir zihin dünyasına mahkûm etmiş bizi.

Evlerdeki sabit veya mobil internet; ruh, zihin ve beden mahremiyetimizi yerle bir etmiş.

Kutsiyet ve mahremiyet kavramları tedavülden kalkmak üzere.

Aile-mesken masuniyeti ve mahremiyetini koruma adına canını dahi feda etmeye hazır bir toplum, en mahrem anlarını dahi sosyal medyada paylaşmaktan zevk alır hale geldi.

Bu cinnet haline tedbir almakla sorumlu siyasi-idare mekanizmasının reel politik, popülist ve ultra çıkarcı yaklaşımları, sosyal hayatta ne kırmızıçizgi ne hassasiyet ne de kutsiyet bırakmış!

Her şey sıradanlaşıyor, sıradanlaştırılıyor.

Deizm, ateizm, fanatizm ve her türlü cinsel sapkınlık almış başını gidiyor.

Âhir zaman fitnesi bu olsa gerek!

Sorunları tespit veya teşhis yetmiyor elbette.

Ne yapmalıyız derseniz şayet, âcizane şunları önerebilirim:

İnanç ve değerlerimize uyan bir hayat tarzının pekâlâ mümkün olduğunu kanıtlayabiliriz.

“Bir model oluşturma zorunluluğu” başlıklı yazımızda da dile getirdiğimiz gibi aktif iyi olabilir ve iyilik için bir model oluşturabiliriz.

Büyük İnsanlık Mektebi'nin ta kendisi olan aziz İslam'ın var olmasını, görünür hale gelmesini en önemli mesaimiz olarak belirlemeli ve bunu hiçbir gündelik-politik hesaba kurban etmemeliyiz.

İyi olmayı, iyilerle beraber olmayı ve hiçbir karşılık beklemeden iyiliği yaymamız gerektiğini içselleştirmeliyiz.

İlkesellikten uzak, hamasetle kitleleri kazanmayı hedef edinen tehlikeli siyaset anlayışını elimizin tersi ile itebilmeliyiz.

Ehil olan ulema öncüğünde ve ilim meclislerinde olmak kaydı ile şartlara göre değişkenlik arz eden fer'î meseleleri güncellemeliyiz.

Sorunlar karşısında daha tahammüllü ve yaralayıcı olmayan bir üslup biçimini tercih etmeliyiz.

Her düşünce ve inanç sahibi bireye, kendi olması ve kendi kalması hak ve imkânını sunarak kolektif bir yaşam alanı tesis edebileceğimizi ispat etmeliyiz.

Hülasa, şartların değiştiremeyeceği bir azim ve kararlılıkla en nitelikli davranışları sergilemenin varlığımızın gayesi olduğunu unutmamalıyız.

Cumanız mübarek olsun!

Selam ve dua ile…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.