İsimlerle bir toplumun kimliği-karakteri değiştirilmek isteniyor -1

İsimlerle bir toplumun kimliği-karakteri değiştirilmek isteniyor -1

Çocuğa verilen isimlerin insan fıtratıyla uygunluk sağlaması gerektiğini söyleyen âlim ve akademisyenler, Kemalizm’le birlikte birey isimlerinin değiştirilmeye çalışılmasının halkın kimliğinin dönüştürülmek istenmesinden kaynaklandığını belirtiler.

Çocuğa verilen isimlerin insan ruhuyla uygunluk sağlayacak şekilde olması gerektiğini belirten âlim, kanaat önderleri ve akademisyenler,  Kemalizm’in ve onun Kürdistan’daki versiyonu olan PKK’nin son yıllarda bilinçli bir şekilde çocuklara konulan İslami isimler üzerinde planlamalar yaptığını ve bu şekilde Müslüman Türk ve Kürt halkının öz kimliğinin değiştirilmek istendiğini söylediler.

Ulusalcı, milliyetçi, ırkçı akımların dünyanın her yerinde varmak istedikleri hedefe ulaşmak için önce kültürel anlamda değişim için adımlar atıkları biliniyor. İşe evvela çocuklara konulan isimlerle başlayan bu tek tipçi, kafatasçı akımlar; kendi fikri egemenliklerini oluşturmak ve hâkim kılmak için ürettikleri isimleri toplumda yaygınlaştırmaya çalıştı, çalışıyor.

Söz konusu zihniyet, bu konuda özellikle toplumda bütünlüğü, dayanışmayı, birlikte yaşamı kapsayan, tevhidi, Kur’anî, İslami isimleri önce yozlaştırmaya, karikatürize etmeye ve ardından da kendi tornalarından çıkmış yeni isimleri topluma aşılamaya, empoze etmeye başladı.

Son yıllarda özellikle Kürt toplumunda bilinçli bir şekilde İslami isimlerinin değiştirildiğine dikkat çeken bölge âlimlerinden Molla Beşir Şimşek, bu şekilde Müslüman Kürt halkının öz kimliğinin de değiştirilmek istendiğine dikkat çekti.

Şimşek, “Düne kadar her Kürt çocuğu ismini peygamberlerden,  sahabelerden veya bir İslam âliminden alırken, son yıllarda ise Marksist,  Leninist zihniyete ait isimlerden alıyor. Bugün birçok Müslüman ailenin çocuğuna Zerdüştlüğü çağrıştıran ‘Zerdeşt’ ismini verdiğini görüyoruz. Diğer taraftan kin ve nefreti çağrıştıran Şervan,  Çîya, Agir ve Birûsk gibi İslam düşmanlarının taşıdığı ve hiçbir manası olmayan abuk-subuk isimler veriliyor. Bu da bilinçli bir şekilde neslimizin değiştirilmek istendiğini gösteriyor. Aslında değiştirilmek istenen sadece isim değil bütün bir hayattır.” diyerek Müslüman halkın bu konu dikkat etmesi gerektiğini söyledi.

Anne-babanın çocuğuna isim koyarken anlamsız ve hoş olmayan isimlerden kaçınması gerektiğini belirten Şimşek,  çocuklara İslam dünyasında kullanılan ve anlamı güzel olan isimlerin konulmasını tavsiye etti.

Şimşek,  Peygamberin birçok sahabenin ismini değiştirdiğinin altını çizerek,  “Huzuruna gelen bir sahabeye isim sormuş, ‘Zahim’ cevabını alınca bu ismi beğenmemiş ve ‘Beşir’ ismini vermiştir. Böylece sıkıntı manasına gelen bir ismi neşeli, müjdeci manasına gelen bir isimle değiştirmiştir. Yine ‘Asi’ (isyan eden) isimli bir sahabenin adını ‘Muti’ (itaat eden) ismiyle değiştirmiştir.” dedi.

“Fıtrata uygun olmayan isimler bırakılmamalı”

Çocuğa konulan isimlerin çocuğun ruhuyla uyum içinde olması gerektiğini ve bu hususun mutlak surette dikkate alınması gerektiğine vurgu yapan Şimşek,   Cenab-ı Hakk’ın kudret, azamet ifade eden isimlerini İnsan ruhunun kaldıramayacağını ve böylesi isimleri kullanmanın dini açıdan uygun olmamasının yanı sıra psikolojik açıdan da doğru olmadığını söyledi.

Şimşek, “Örneğin; Samed ismi Hz. Allah’ın isimlerinden bir isimdir ve anlamı ‘hiçbir şeye muhtaç olmayan ama her şeyin ona muhtaç olduğu zat’ demektir. İşte bir insana bu tür isimle sürekli hitap etmek çocuğun kendini beğenmiş ve kibirli olmasına sebep olmakla beraber kişiyi fıtratında olmayan bir şeye zorlamaya sebep olabilir.” ifadelerini kullandı.

“Eğer illaki Cenab-ı Hakk’ın isimlerinden biri konulmak isteniyorsa başına kul manasına gelen ‘abd’ kelimesi gelmelidir.” diyen Şimşek,  Abdurrahman ve Abdüssamet gibi isimlerin uygun olduğunu belirtti.

“İsmin insan üzerinde psikolojik etkisi vardır”

İsmin, insan üzerinde psikolojik etkisinin olduğunun da altını çizen Şimşek,  “Birincisi o kelimenin kullanıldığı toplumda kendisine yüklenen manadır. İkincisi ismin çağrıştırdığı anlamdır. Mesela Ateş denilince kişide yanmayı çağrıştırması gibi, bununla beraber kaya gibi sert olsun diye düşünülerek konulan Kaya ismi kişinin ruhunda negatif etkilere sebep olabilmektedir.  Vural, Savaş, Volkan, Alev gibi isimler kişilerde saldırganlık, agresiflik, heyecanlılık gibi tepkiler geliştirebilir.” dedi.

Şimşek, Son olarak çocuklara konacak isimlerin güzel ve insan ruhuyla uygunluk sağlayacak karakterde olması gerektiğini belirtti.

“Kemalizm ve PKK sistematik bir şekilde isimleri değersizleştirdi”

Kemalist rejimin etkili olduğu dönemlerde sistematik bir şekilde isimlerin değersizleştirildiğine dikkat çeken gazeteci yazar Vahdettin İnce,  “İsimler bağlamında anlamsızlığın, değersizliğin ilk örneklerini Kemalist rejimin etkin olduğu günlerde gördük ki etkisi hâlâ bazı kesimlerde devam etmektedir. Türkiye ölçeğinde değer üretme iflas ettiği gibi lâfzî isimlerde de akıl almaz bir anlamsızlık hüküm sürmektedir.” dedi.

İnce,  Okşan, Sevtap, Yurdatap ve Kurdatap gibi isimlerin Kemalist rejimin değersiz sembollerinden olduğunu söyledi.

Kürtler arasında Kemalizm’in istenen düzeyde etkin olamadığı için geleneksel ve vahyi isimlendirmelerin son dönemlere kadar devam ettiğine vurgu yapan İnce,  Kemalizm’in, Kürdistan’daki versiyonu PKK’den sonra Rojda, Hîvda ve daha nice düzmece değersiz isimlerin ortaya çıktığını söyledi.

Bütün isimlerin Arapça olacağı gibi bir zorunluluğun da olmadığını belirten İnce,  “Türkçe, Kürtçe ve başka dillerden de isimler olabilir. Resulullah tevhide ve ahlaka aykırı olan ve değersizlik ifade eden isimleri değiştirmiştir. Mesela Alparslan Türkçe bir isimdir ve bunun bir sakıncası yoktur. Tıpkı Kürtlerin öteden beri koyduğu Zozan, Felemez ve Ferzende gibi. Bizim karşı olacağımız şey tevhidi isimlerin yerine değersiz isimlerin konmasıdır.” diye belirtti.

İnce, Kemalizm’in Türkçesi ve Kürtçesi İslami değerler dünyasının yerine bir değersizlik dünyası ikame etme ameliyesi olduğunu ifade etti.

“İsim koymak bir amel-i salihtir”

Kur’an-ı Kerim’de insanın meleklerden ve İblis’ten üstünlüğünün kanıtı olarak yüce Allah’ın Hz Âdem’e isimleri öğretmesi olduğuna işaret eden İnce, en güzel isimlerin Allah’ın isimleri olduğunun altını çizdi.

Peygamberin  ‘çocuklarınıza güzel isimler koyun’ buyurduğunu hatırlatan İnce, Hz. Ali’nin üç çocuğuna da güzel anlamına gelen Hasan, Hüseyin ve Muhsin isimlerini koyduğunu belirtti.

Kur’an ve sünnetin isim üzerinde önemle durduğunu söyleyen İnce, “Çünkü insanın yeryüzündeki hayatı bir isim koyma sürecidir. İsim koyma salt lafız olarak varlıklara ad koymaktan ibaret değildir. Bundan da ötesi varlıkları varoluş amaçlarına göre işlevsel kılma ameliyesidir. İsim koymak bir amel-i salihtir, yapıcılık ve değer üretmektir.” dedi. (Yunus Sırat - İLKHA)







HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.