“İsrail’e karşı kendimizi zayıf hissediyoruz”

“İsrail’e karşı kendimizi zayıf hissediyoruz”

Mavi Marmara Davası İstanbul Çağlayan Adliyesi’nde devam etti. Mahkemenin devam ettiği sırada adliye önünde basın açıklaması yapan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, “İlk defa İsrail’e karşı kendimizi zayıf hissediyoruz” dedi.

Gazze’ye insani yardım taşıyan Mavi Marmara gemisine yönelik 31 Mayıs 2010 yılında terör rejimi İsrail tarafından düzenlenen ve 10 kişinin şehit olduğu saldırıya ilişkin devam eden davada mahkeme, Türkiye ve İsrail arasında imzalanan 28 Haziran tarihli anlaşmanın yürürlüğe girip girmediğinin sorulmasına karar verdi.

Mahkeme devam ederken dışarda basın açıklaması yapan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, “Burada bir itirafta bulunmak istiyorum. 30 yıllık mücadele dönemi içerisinde bu cümleyi benden hiç duymadınız. Bu gerçeği sizinle paylaşmak istiyorum. Bu anlaşma metninden sonra elimiz zayıfladı. İlk defa İsrail’e karşı kendimizi zayıf hissediyoruz.” ifadelerini kullandı.

İstanbul Çağlayan Adliyesi 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 12’inci duruşmaya sanıklar katılmazken, bazı müştekiler ve avukatları hazır bulundu. Mahkeme devam ederken adliye binası önünde basın açıklaması yapıldı.

Basın açıklamasında konuşan İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, “Değerli kardeşlerim bildiğiniz gibi abluka kalkmış değil. Üstelik her geçen gün daha da zalimleşmiştir. İsrail’in ablukayı yasalaştırması süreci için önemli adımlar attığını görüyoruz. Bugüne kadar hiçbir otorite İsrail’in ablukasını kabul etmemiştir. Fakat İsrail kelime oyunlarıyla ne yazık ki Türkiye ile yapılan son anlaşmadan sonra kendi başkonsolosunun söylemiş olduğu cümleler ile ablukanın Türkiye tarafından yasal olarak görüldüğü hakkında açıklamalarda bulunmuştur.” Diye belirtti.

“Bu anlaşma metninden sonra elimiz zayıfladı”

Türkiye’de hiçbir güç ve siyasi parti ablukayı meşru göremez diyen Yıldırım, “Bu yapılan anlaşma da asla Türkiye-İsrail ilişkilerini düzeltemez. Bu ilişkilerin bozulması sadece Mavi Marmara ile ilgili değildir. İsrail’in katliamcılık, haksızlık ve adaletsizlik üzerine kurulan sistemini reddediyoruz. Hiç durmadan Müslüman insanları katleden bir İsrail ile Türkiye’nin ilişkisi asla düzelmez. Burada bir itirafta bulunmak istiyorum. 30 yıllık mücadele dönemi içerisinde bu cümleyi benden hiç duymadınız. Bu gerçeği sizinle paylaşmak istiyorum. Bu anlaşma metninden sonra elimiz zayıfladı. İlk defa İsrail’e karşı kendimizi zayıf hissediyoruz.” dedi.

“İsrail vermiş olduğu sözü tutmamıştır”

İsrail’le ilgili sadece Türkiye’deki değil tüm dünyada açılmış olan davaların düşürülmesinin istendiğini belirten Yıldırım, “İki ‘ülkenin başkentinde’ imza atılması gereken anlaşmaya bir taraftan Ankara’da imza atılmış diğer taraftan ise Kudüs’te imza atılmıştır. Müslümanların olan Kudüs’te imza atarak bugünden sonra kendini güçlü ilan etmiştir. Türkiye’ye vermiş olduğu sözü tutmamıştır. Belki İsrail’in bu zulmü biraz hafifleteceğini düşünerek bu imzayı attılar ama ilk günden beri itirazlarımıza dikkat ederseniz ne yazık ki yine haklı çıktık.” ifadelerini kullandı.

“Zulmün karşısında durmazsak onlardan hiçbir farkımız kalmaz”

Basın açıklamasında konuşan Şehid Çetin Topçuoğlu’nun eşi Çiğdem Topçuoğlu ise şunları söyledi:

“Bize saldırı olduğu zaman, hak ile batılın savaşı bir kez daha gün yüzüne çıkmıştı. O gün otoriteden izin alınıp yola çıkılsaydı diyenler 15 Temmuz’da karşımıza çok farklı bir güç olarak çıktılar. Bu zulmün karşısında durmazsak onlardan hiçbir farkımız kalmaz.”

“Ben eşimin şehit olmasından gurur duyuyorum”

Yakın zamanda Mavi Marmara benzeri bir filo ile İspanya’dan kadınlar ile beraber Gazze’ye yardım götürmek için yola çıkacaklarını belirten Topçuoğlu, “Haklarınızı bana helal edin. Ben eşimin şehit olmasından gurur duyuyorum. Ülkem adına kadınları temsilen o gemiden bulunmaktan gurur duyuyorum.” dedi. Konuşma sırasında duygulanan Çiğdem Topçuoğlu daha sonra duruşmayı takip etmek için mahkeme salonuna gitti.

Sanık avukatları davanın düşürülmesini talep etti

İsrailli komutanları temsil eden avukatlar, anlaşma maddelerinden birinin bu dava olduğunu belirterek yürürlüğe girip girmediğinin sorulmasına ve girmişse davanın düşürülmesine karar verilmesini talep etti.

Dava avukatları itiraz etti

Mavi Marmara davası avukatları savcının tutumuna itiraz etti. “Yürürlüğe girip girmediği sorulacak bir şey değildir. Bağımsız yargıdan bahsediyoruz. Bunu sormak, adil yargılanma hakkını gölgeye düşürmektir.” diyerek itirazda bulundu.

Duruşma 19 Ekim’e ertelendi

Mahkeme heyeti, “Anlaşmanın 6. maddesinde yürürlüğe girme şartlarının bahsedildiğini bu nedenle anlaşmanın yürürlüğe girip girmediğinin araştırılmasına, ilgili yerlerden sorulmasına hükmetti. Heyet ayrıca 20 Ağustos’ta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce kabul edilen ve uygun bulunan anlaşmanın bu davaya bir etkisinin bulunup bulunmadığına ilişkin şikâyetçi tarafa beyanda bulunması için gelecek celseye kadar süre verilmesine karar verdi. Duruşma 19 Ekim’e ertelendi.

İtiraza rağmen duruşma gününde değişiklik olmadı

Bunun üzerine şikâyetçi avukatları, beyanda bulunmak için verilen sürenin kısa olduğu gerekçesiyle mahkeme heyetiyle tartıştı. Ancak heyet, duruşma gününde herhangi bir değişiklik yapmadı. (Muhsin Şenol -İLKHA)











HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.