Abdulhakim SONKAYA

Abdulhakim SONKAYA

Kara Reis

Kara, hem arazi parçası hem de siyah renk manasındadır. Karanın aslı karradır. Bu da büyük arazi parçası, kıta manasındadır. Toprak, suya göre daha yoğun ve katı olduğu için bu ismi almıştır. Buna karşılık su şeffaftır, saydamdır.

Kara ve seyyid aynı manadadır. Zira Seyyid, siyah manasında olan “esved”den gelir. Siyahlık, genel perspektif içinde belirginliği ve çarpıcılığı ifade eder. Anılan bu vasıflara sahip olarak toplum içinde dikkat çektiği için efendiye  ”Seyyid” denilmiştir. Büyük arazi parçasına, güçlü ve belalı kimseye “kara” denilmesi de yine bununla alakalıdır. Çünkü saydamlık ve şeffaflık iç yüzü görünür kıldığı için heybetli değildir. Bu nedenle bu kimseye “Gözü kara” denir. Zira bu kimse için renk ayrımı ortadan kalkmış, hesap yapma noktası aşılmış durumdadır.

Kara parçası aslında tüm renkleri bünyesinde ihtiva eder. Ama su içindeki görünümü karadır. Ayrıca siyah renk zaten ana renklerin karışımıdır. Ana renklerin kesişme noktası siyahı verir.

Zor ve kritik süreçlerde gözü kararmış, kendisi de kara vasfına sahip kimselere ihtiyaç vardır ve bu, rakipler için hiçte iyi bir manzara değildir. Çünkü beyaz ten insanın sevincini, korkusunu, öfkesini, hastalığını belli eder. Beyaz adam hastalandığında sararır. Ona “hasta adam” demeye başlarlar. Beyaz adam öfkelendiğinde yüzü mor bir hal alır. Korkunca sararır. Sevinince yüzü parlar. Utanırsa yüzü kızarır. Hâsılı beyaz adam “kara reis” olamaz. Kara bir mücadele veremez.

Buna karşılık kara tenli adamın hiçbir hali yüzünden belli olmaz. Hastalığı, öfkesi, sevinci, üzüntüsü hâsılı hiçbir hali yüzünden okunamaz. O, her türlü aynı renktedir. Bu da karşıdakinin onu anlamasına ve tavsif etmesine engel olur. Beyaz adam, Kara reisin namı diğer “Esved”in nerede nasıl ve ne zaman bir hamle yapacağını kestiremez. Stratejisi ve taktiği hakkında akıl yürütemez. Bu nedenle beyaz adam kendi karşısında yüzünden hiçbir şey kestiremeyeceği “kara reis” istemez. Dahası onu ürkütücü bulur.

Batılılar 15 yıldır Türkiye'yi yöneten Ak partiden aslında parti olarak çok da rahatsız olmayabilirler. Çünkü adı beyaz anlamındadır bu partinin. Bunun da her hali onlara bellidir. Ayrıca Ak'ın üzerinde leke çok net görünür. Hesaplarına gelince o lekeyi görmezden gelirler. Hesaplarına gelmeyince de işte burada bir leke var deyip ortamı yönetirler. Yani bunlar karayı sevmez; ama kararmış olanı kullanırlar.

Kara, ana renklerin kesiştiği noktadır. Siyah, ana renklerin karışımıyla oluşur. Yanisi şu, kara reis içte ana renklerin temsilcisi, dışarıya karşı ise tek renk görünecektir. Dışarıya karşı siyahın gizemini gösterecek. Gözü kara olacak. Karra olacak. Dalgalı denizin ortasında mahsur kalanların “kara” diyerek sevinç çığlıkları attıkları sahili selamet, emin bir sığınak olacaktır. İçeriye karşıysa bu rengin bileşenlerini yansıtacak. Kara vasfının tüm ana renklerin bileşkesi olduğunu zinhar unutmayacaktır. İşte tevhit de vahdet de budur.

Evet, batılılar İslam âleminin hiçbir noktasında hele ki Türkiye'de Kara Reis istemezler. Zira kara Kâbuslar gördükleri 2.Viyana kuşatmasından beri “kara” vasfının çok tatsız bir hatırası vardır zihinlerinde. Ak derler, şeffaf derler, saydam derler; ama hakikatte istedikleri şey kendileri için her hücresi görünen yapıdır. Hiçbir İslam ülkesinde şeffaf ve saydam yönetim umurlarında değildir. Aksine onlara göre yönetici içe karşı kara, dışarıya karşı saydam olacak. İçte halk onun yüzünden bir şey anlamamalı, dışarıdan kendileri yüzüne baktıklarında her şeyi anlamalıdırlar.

Evet, İslam ülkelerini kara reisler yönetmelidir. Ama bunlar kara vasıflarını içe karşı değil dışarıya karşı yansıtmalıdırlar. Mesele budur. Bu, budur…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum