Kirli ilişkiler, kirli savaş

Suriye’de yaşanan iç savaş ve değişen dengeler üzerinden yapılan çok sayıda hesap var. Eskiden İran-Baas-Rusya-Çin bloku karşısında Türkiye-Katar-Suudi ve iç muhalefetten söz edilirken, şimdi devreye başka aktörler de girdi. PKK, KDP, Amerika ve IŞİD…

Musul’un IŞİD tarafından ele geçirilmesi birçok kişi için şok ve dehşet uyandıran bir şeydi. Suriye’deki kazanımların üzerine (Rakka, Deyrezor ve Halep’in bir kısmı) Musul’un eklenmesi ve ilerleyişin sürmesi Irak merkezi hükümetini paniğe sevk etti. Barzani ve Türkiye ile ilişkileri kötü olan Maliki apar topar gönderildi yerine Abadi getirildi. Barzani’nin bağımsızlık referandumunu askıya almasına sebep olan bir dizi baskı oluştu ki bunlarda Amerika ve İran aynı yerde idi. İki ülke de Kürdistan’ın bağımsızlığına tepki göstermişti. Amerika, Kürt yönetiminin petrol tankerine önce el koymuş, sonra bırakmış, ardından da bunu açıkça tehdit unsuru olarak kullanmıştı.

Kürdistan’ın bağımsızlığına karşı çıkan ve hem İran’ın hem de Amerika’nın bir başka müttefiki daha vardı: PKK. Her denileni yapabilecek bir örgüttü; ama “terör örgütü” listesinde olması can sıkıyordu.

PKK, IŞİD daha Musul’a girdiği günlerde planlamalarını yapmıştı. IŞİD’in Kürdistan’a en azından o süreçte saldırma niyeti yoktu. Açıklamalarında Maliki yönetimi hedef alınıyor ve Bağdat’ın ele geçirileceği söyleniyordu.

Tam o sırada bir provokasyon vuku buldu.

Kürdistan sınırları dışında ve merkezi hükümete bağlı olan PKK kontrolündeki Mahmur Kampından IŞİD’e yönelik bir saldırı oldu. IŞİD’in karşı saldırıya geçmesiyle PKK, Mahmuru boşaltıp kaçtı ve IŞİD’i bu kez de Şengal bölgesine çekti. İşin ilginç yanı Şengal bölgesi de Kürdistan sınırları içinde değildi ve Şengal Êzidileri zamanında “Kürt olmadıklarını” söyleyip Baas’a bağlılıklarını gösterdikleri için Kürdistan’dan kendilerine yönelik bir sempati yoktu.

IŞİD, Şengal’e yönelince yörenin erkekleri kadın ve çocuklarını bırakıp kaçtılar. Küçük karakolları bulunan peşmerge de ağır silahlara sahip olan IŞİD karşısında dayanamayacağını bildiği için geri çekildi. PKK tam o sırada kirli bilgi akışını hızlandırdı. Barzani’nin IŞİD’le ittifak kurduğunu, anlaşma yaptığını, peşmergenin Êzidi kadınlara tecavüz ettiğini iddia etti. Bölgede birkaç resim çektirip servis ederek IŞİD’e karşı kendilerinin direndiğini, peşmergenin kaçtığını söyledi.  IŞİD’i mağlup eden güç havalarına girdi.

Bunun üzerine IŞİD, yönünü Rojava’ya, stratejik önemi olan Kobani’ye çevirdi.

Sayıları IŞİD’in birkaç katı olan YPG güçleri, 300 köyün birçoğunda hiç savaşmadan çekildiler. Hiç sivil kalmamış olan Kobani’de Amerika’nın yoğun hava desteği ile savaşıyorlar.

Amerika açıkça PKK’ye silah ve mühimmat yardımında bulunuyor.

PKK, IŞİD üzerinden terör listesinden çıkarılıyor ve kendini meşrulaştırmaya çalışıyor.

Türkiye hükümeti, direniyor ve bunun karşısında duruyor; çözüm sürecinde adım atmayan ve silahlı güçlerini ülke dışına çıkarmayan PKK’nin bu hamle ile elinin güçlenmesinden çekiniyor ve devreye Barzani’yi koyuyor.

Barzani, Rojava’da infaz ve tehditlerle boşalttığı alana yeniden dönmek için Türkiye üzerinden peşmergeyi Kobani’ye göndermek istiyor. Barzani, peşmergeyi gönderiyor da şu ayrıntı gözden kaçırılıyor: Kobani’ye gönderilmesi düşünülen peşmerge Barzani tarafından eğitilmiş olan Rojavalılardan oluşuyor. 520 bin Kürdün PYD baskısıyla Rojava’yı terk edip Irak Kürdistan’ına sığındığı biliniyor.

Herkes farklı bir hesap ile bakıyor meseleye.

İran, Baas müttefikidir diye PYD’yi destekliyor. Sadece PYD’yi desteklemekle kalmıyor, PKK’nin tasfiye etmek istediği Türkiye Hizbullah’ına yönelik yalan bilgiler servis ediyor. Hizbullah’ın IŞİD’i desteklediği, bu yüzden PKK’nin saldırısına uğradığı yönünde iftiralar ediyor.

Amerika hem IŞİD’le savaşıyor hem “Kürt ve Müslüman düşmanıdır”, diye PYD ile ittifaka önem veriyor.

Barzani, PYD’ye hiç güvenilemeyeceğini bildiği için Rojava’da silahlı güç bulundurmak istiyor; ama İran’ın desteklediği Talabani’nin YNK’sından da çekiniyor.

Türkiye müttefik olarak gördüğü Barzani’nin Rojava’ya yerleşmesiyle hem PKK’nin elinin zayıflayacağını hem de Baas’ın önemli bir bölgeyi kaybedeceğini düşünüyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.