Kudüs, ah Kudüs!

Küfür sardı dört yanımı, esir aldı insanımı

Bölük pörçük haritalar, parçaladı vatanımı

Kudüs bize yaban oldu, Mescid Aksa talan oldu

Neredesin Abdülhamid, zaman ahir zaman oldu

Kudüs, ah Kudüs, yürek sızım Kudüs!

Mescid-i Aksa bugün hazin, Mescid-i Aksa bugün ağlamaklı… İnsanımızın tarihiyle, geçmişiyle arasındaki bağlarını kesti Batılı emperyalistler. Çok değil, yüzyıl önce Kudüs bizim bir vilayetimizken Antep gibi, Adana gibi bizden bir parça iken bugün sorsanız Kudüs çok aksa, çok uzak geliyor insanımıza.

Kudüs bir akidedir, bir inançtır, bizim kültürümüz,  tarihimiz, edebiyatımızdır. Kudüs'ü marjinalleştiren, onu sadece elde taş intifada gösterilerine dönüştüren bizleriz. Sadece senede bir gün anma etkinliğine dönüştüren bizleriz.  Kudüs'ü şiir, tiyatro, resim, müzik vb. kültürel alanlara da taşımak gerekiyor.

Kudüs, ah Kudüs, yürek sızım Kudüs!

Batı-l dünya nerede varsa orada kan ve gözyaşı var. İnsanların geleceğini karartan, farklı kültürleri yok eden bir medeniyetle karşı karşıyayız. Batı medeniyeti hep üstten bakar, farklıyı yok eder, yok sayar. Oysaki İslam medeniyetimiz kardeşliktir, yaşatır, geliştirir, geleceğe taşır. Kudüs'ü tarihte iki defa fethettik. Her ikisinde de oradaki mekânları yaşatarak geleceğe taşıdık. İnşallah üçüncü kez fethetmek de nasip olur.

Evet, Kudüs'ü 1917'de kaybettik, ancak ilelebet yine bizimdir. 1099'da da kaybetmiştik, fakat 1187'de yine gittik, bir Miraç Kandilinde orada namaz kıldık ve orayı yeniden ihya ettik ceddimiz Selahaddin'in öncülüğünde. Biz yok etmeye değil, diğer dinlerin de Kudüs'e olan bağlarını yaşatmaya gideriz. Biz yaşatan bir medeniyet anlayışına sahibiz. Batı gittiği yerlerde kültürü, değerleri, bir nevi tarihi yok ediyor. Müslümanların dünya medeniyetine getirdiği güzellikleri anlatmaz, 1.Haçlı Seferinde Kudüs'te öldürdükleri yüz binlerce insanı, Müslüman, Hıristiyan ve Yahudi ayrımı yapmaksızın nasıl katlettiklerini anlatmaz. Batı, Müslümanları barbar ve cahil göstermek için elinden geleni tarihte yaptı, şimdi de yapıyor, diyor Prof. Dr. Adnan Demircan.

Kudüs, 1917 yılından beri Batı oyunlarıyla Yahudi devletinin merkezi haline getirildi. 1917 ile 1948 arasında İngilizlerin yönetiminde olan Kudüs sinsice Yahudiler için hazırlandı. 1948'den bugüne kadar bütün uluslararası anlaşmalara rağmen Batı dünyası israil'in işgalci kimliğinin arkasında durmaktadır. BM'nin israil'i işgalci gösteren kararlarına rağmen 1980 yılında israil, Kudüs'ü ebedi başkenti olarak ilan etti.

Kudüs, ah Kudüs, yürek sızım Kudüs!

Suriye'de, Mısır'da, Tunus'ta yaşananlar ortada. 15 Temmuz'da ülkemizde yerli ve yabancı derin güçlerin yapmak istediği ortada.   Müslüman halkların iradesinin siyasete yansıması istenmiyor, darbeler yapılıyor, darbeciler destekleniyor. Bunu yapanlar Batı kimliğiyle, demokrasi havariliğiyle hareket ediyor. Fakat ne yaparlarsa yapsınlar, İslam ümmetinin uyanışına engel olamayacaklar inşallah.

Evet, değerli dostlar, geçen ay İnönü Üniversitesi, Malatya-Yeşilyurt Belediyesi ve Milli Eğitim Müdürlüğünün birlikte düzenlediği “Peygamberler Şehri Kudüs” temalı şiir, mektup, resim ve bilgi yarışmaları yapılmış ve şiir dalında yazımızın başında bir kıtasını verdiğimiz eserle birinci olmak bize nasip olmuştu. Bu kapsamda dereceye girenler 2-7 Mayıs tarihleri arasında Kudüs seyahati ile ödüllendiriliyoruz. Bu nedenle Kudüs'ün manevi atmosferini hakkıyla teneffüs edebilmek için bir hafta yazılarımıza ara veriyorum. 11 Mayıs'ta Kudüs izlenimleri ile tekrar buluşmak dileğiyle, Allah'a emanet olun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.