"Kur’an-ı Kerim’in her ayeti düşünceye hitaptır"

"Kur’an-ı Kerim’in her ayeti düşünceye hitaptır"

İnsanın, beyniyle değil kalbiyle düşündüğünü söyleyen Şair ve Yazar Metin Önal, Kur’an-ı Kerim’in her ayetinin düşünceye hitap ettiğini vurguladı.

İlim Yayma Cemiyeti Muş Şubesi tarafından düzenlenen "Düşünmek Farzdır" konulu konferansta konuşan Şair ve Yazar Metin Önal, İnsanın, sadece beyniyle değil kalbiyle de düşünebileceğini belirterek, Kur’an-ı Kerim’in her ayetinin düşünceye hitap ettiğini vurguladı.

İlim Yayma Cemiyeti Muş Şubesi tarafından "Düşünmek Farzdır" temalı bir konferans düzenlendi. Öğretmenevi konferansa salonunda düzenlenen konferansa AK Parti Muş Milletvekili Emin Şimşek, Muş Belediye Başkanı Feyat Asya, akademisyen ve öğrenciler katıldı.

Kur’an-ı Kerim tilavetiyle başlayan programda İlim Yayma Cemiyeti Muş şubesi başkan yardımcısı Cahit Karaalp açılış konuşması yaptı.

Konferansta bir konuşma yapan Metin Önal, düşünmenin önemine vurgu yaparak, “İnsan beyni ile düşünmez. İnsan kalbiyle düşünür. Sadece Kur’an demiyor, ilkel zannedilen ve kavimler içerisinde de bunu tespit etmişler. Düşünce caddesinden geçmeyen hiçbir insan iman edemez. Yürümemiş insan, dogmatik bir bağlam olabilir ama düşünce caddesinden geçilmemişse iman değildir. Bunun için düşünmek farzdır. Her hitap mutlaka bir muhataba karşı sarf edilir. İnsan düşünerek muhatap oluyor. İlahi hitaba düşünerek muhatap olduğumuz için Kur’an-ı Kerim’in her ayeti düşünceye hitaptır. Düşüncenin ilahi hitapta karşılıkları vardır. İsim olarak ilahi kelam, akıl diye bir organdan söz etmez. Akletmekten söz eder. İlahi hitaptaki kalp, insana yaratılışının son safhasında insanda mevcut olan varlık sonucu, ilahi muhataba muktedir olabilmedir." ifadelerini kullandı.

Düşünme evresinden sonra imana ulaşıldığını söyleyen Önal, “DEAŞ ve Boko Haram gibi örgütler Müslümanların düşünce noksanlığından dolayı ortaya çıkmıştır. Düşüncenin duyudan, duyunun düşünceden farkı anlaşılması lazım ki sonuca varalım. Düşünme sonrasında da imana erelim. Bütün çıkmaz sokaklar insanı bir bağlanmaya taşıyabilir, taşımıştır. İslam dünyası düşünce üzerinde durmadığı için maalesef taklitle oyalanmıştır. Tarih boyunca kelamcıları kendi arzuları istikametinde konuşturmuşlardır.” dedi.

Düşünmenin asaletten olduğunu ifade eden Önal son olarak şöyle konuştu: "Taklit, boyunduruk demektir. Şu anda mevcut olan imanımızı sorgulamak zorundayız. Alnımızın teriyle olmamışsak, bireysel iradeyle kaygıları ortadan kaldırmamışsak sayılmaz. Robotik davranışlarla, robotlaşmış, uydunun peşinden koşan insanlar 15 Temmuz’u var etti. İman akılla olmaz, gönülle olur. Onun için ben kalp ile düşünmekten söz ediyorum. İnsanoğlu kıymetli mülkünü, malını emaneten sürdürebilir. Külçe altını varsa komşusunun kasasına emanet edebilir. İnsanın emaneten sürdüremeyeceği ancak asaleten sürdüreceği davranışı, düşüncedir. Bunun, 'akl etme' sonu da imandır."

Konferans soru cevap kısmının ardından son buldu. (Ayetullah Tarhan-İLKHA)












 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.