Minik bedenlerinde savaşın derin izlerini taşıyorlar

Minik bedenlerinde savaşın derin izlerini taşıyorlar

Suriye'deki iç savaşta evlerine düşen bombalar nedeniyle yüzleri yanan, ayakları, kolları sakat kalan ve dünyaya gözlerini yetim olarak açan çocuklar, minik bedenlerinde savaşın derin izlerini taşıyorlar.

Ülkelerinde 6 yıl önce başlayan iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan ve tarafı olmadıkları savaşın en büyük mağduru olan Suriyeli çocuklar, tüm zor koşullara rağmen yaşamlarına devam ediyor. Küçücük bedenlerinde savaşın en acı ve çirkin izlerini taşıyan çocukların tek hayali gözyaşının, acının, ölümün ve göçlerin olmadığı savaşsız bir dünya.

Binlerce insanı evinden eden, binlercesinin yuvasını dağıtan, kimini yetim, kimini öksüz ve kiminin ise yarınlarını çalan Suriye'deki iç savaş, geride kalan 6 yılda onlarca çocuğun hayatını kaybetmesine ve onlarcasının da bedenlerinde taşınması güç bir yüke mahkum etti.

2011 yılından beri devam eden iç savaş nedeniyle hayatta kalan yakınlarıyla Gaziantep’e sığınmak zorunda kalan Suriyeli çocuklar, savaşın acısını en fazla hissedenler arasında bulunuyor.

Çoğunluğu kendilerini hayata bağlayan ve her zorlukta da ellerinden tutan babalarını Suriye'de rejim güçlerinin gerçekleştirdiği saldırılarda kaybeden çocuklar, küçük yaşlarına rağmen yaşadıkları büyük acıları unutamamanın yanı sıra hepsinin ortak noktası ise vücutlarında taşıdıkları savaşın izleri.

Evlerine düşen bombalar ve yola döşenen mayınlar nedeniyle savaşın en acı ve çirkin yüzünü taşımak zorunda kalan çocuklardan kimisinin yüzü yanmış, kimisinin de kolları veya bacakları sakat kalmış. Bir çoğunun bu yüzden sokağa çıkmak bile istemediği çocuklar, başta ülkelerinde olmak üzere tüm dünya çocukları için barış dilerken, kendileri için de rahatça dolaşabilmek ve sağlıklarına kavuşmanın hayalini kuruyorlar.

Birbirinden farklı hikâyeleri ve hayalleri olan Suriyeli çocuklar ülkelerindeki savaşın bir an önce son bulmasını, çok özledikleri ülkelerine geri dönmeyi arzu ettiklerini dile getirdiler.

Savaşın, kan, gözyaşı ve acıdan başka bir şey getirmediğini belirten çocuklar, en büyük hayallerinin ise savaşsız bir dünya arzuladıklarını söylediler.

Geçtiğimiz yıl Halep’teki saldırılarda daha annesinin karnında savaşın acı ve çirkin yüzüyle tanışan ve dünyaya gözlerini yetim olarak açan Muhammed Rida (1), Suriye’deki savaştan dolayı yetim olarak dünyaya gelen çocuklardan sadece biri.

Dünyaya gözlerini yetim olarak açan Muhammed Rida'nın, annesi Hediye Rida (28) ile şu an Gaziantep’te hayata tutunmaya çalışıyor. Burada bir yandan acılarını unutmaya çalıştığını ve bir yandan çocuğunu sağlıklı bir şekilde büyütmek için hayatla mücadele ettiğini söyleyen Hediye Rida, Suriye’deki savaşın sadece kendi çocuğunu değil, birçok çocuğu yetim bıraktığını söyledi.

"Bu savaş birçok çocuğu yetim bıraktı"

Halep’teki evlerine düşen bomba sonucu eşini kaybettiğini anlatan Rida, “Annem, babam Halep’te kalıyor. Her ikisi de yaşlı. Kardeşlerim şu an Avrupa’dalar. Eşim vefat ettiğinde hamileydim. Çocuğumu Suriye’de dünyaya gelince zorlandım. Bende Türkiye’ye geldim. Şu anda Türkiye’de kalıyorum. Eğer imkan olursa belki kardeşlerimin yanına giderim. Ne olacağını bilmiyorum. Çocuğum dünyaya yetim olarak geldi. Bu savaş birçok çocuğu yetim bıraktı. Bu zulüm milletimizin üzerine geldi. Bizde çocuklarımızı yetim büyütmek zorunda kalıyoruz. Sadece Allah’a sığınıyoruz ve O ne güzel vekildir.”dedi.

"Biz savaşı değil, hayat istiyoruz"

Henüz 8 yaşında savaşın acı yüzüyle tanışan Şeyma Mahmut Tafiye, Azez’de rejim birliklerinin düzenlediği hava saldırısında yüzünden yaralandı. Tafiye, aynı bombardımanda kendisi gibi küçük olan kardeşini kaybetti.

Annesiyle beraber 3 yıl önce Gaziantep'e sığınan Tafiye, bir an önce eski haline kavuşmayı arzuladığını “Biz savaş değil, hayat istiyoruz” diyerek şunları söyledi:

 “Ben, annem ve kardeşlerim babamın yanına gidiyorduk. Üzerimize bomba düştü, bize bomba attılar. Kardeşim orada hayatını kaybetti. Biz çocuğuz, savaş istemiyoruz. Bu savaş bizim üzerimize geldi. Biz savaşı sevmiyoruz, savaş değil, hayat istiyoruz. Biz çocukluğumuzu istiyoruz. Eskisi gibi yine görmek istiyorum. Ben de diğer akranlarım gibi okula gitmek istiyorum. Okulumu ve arkadaşlarımı göreyim. Ben de diğer çocuklar gibi eğlenip oyun oynamak ve sadece gözlerimin görmesini istiyorum.”

"Savaş bitsin, artık ülkeme dönmek istiyorum"

Muhammed Selim Hüseyin de, eve giderken yola döşenen patlayıcının infilak etmesi sonucu sağ ayağı sakat kaldı. Azez’deki köylerinde henüz 13 yaşındayken savaşla tanışan ve 3 yıl önce tedavi olmak için Türkiye'ye sığınan bir süre hastanede tedavi edilen Hüseyin, bir an önce rahatça dolaşabilmek ve sağlığına kavuşmanın hayalini kuruyor.

3 yıldır Türkiye’de tedavi gören ve tedavisi biter bitmez özlediği annesi, babası, kardeşleri, arkadaşları ve ülkesine dönmek istediğini belirten Hüseyin, “her ne kadar sakat kalsam da ayağım kesilmediği için mutluyum” diyerek özetliyor.

Hüseyin, “Ayağım eskisi gibi olmasa da kesilmediği için mutluyum. Şu an istiyorum ki sadece ilaçlarımı kullanabileyim. Eski sağlığıma, tekrar ülkeme döneyim. Anneme, babama ve kardeşlerime kavuşayım. Ülkemi, ülkemde arkadaşlarımla oynamayı çok özledim. Annemi, babamı ve kardeşlerimi çok özledim. Uzun bir süredir buradayım. Bu savaş bitsin, artık ülkeme dönmek istiyorum.”diye konuştu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA) 






























 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.