Mücadele FETÖ ile mi, İslam'la mı?

Kim bunlar?

Katı hiyerarşi üreten statükonun asalakları bunlar!

Ankara'nın karanlık dehlizlerine yüz yıldır sızmış olanlar.

Oligarşik bürokrasi ya da bürokratik oligarşinin oligarkları.

Kendilerini bu devletin hakiki sahibi görenler.

Hani vardır ya şu meşhur “Atatürkçü geçinenler”

Bunlar daha da ileri boyut:

“Atatürk'ten geçinenler.”

28 Şubat artıkları.

Tankların üzerlerine sürüldüğü kesimler noktasında FETÖ ile eylem birliğine sahip olanlar.

FETÖ'nün F'siz hali.

Dindarları stadyumlara doldurup tepelemek isteyenler.

Asit kuyuları, JİTEM'ci beyaz Toros sahipleri.

Cumhuriyeti kuran azınlığın paradigmasına sıkı sıkıya bağlı olanlar.

Kendilerini var ettiklerine inandıkları statükonun yılmaz bekçisi ve savunucusu olanlar.

“Eksen kayıyor, ordu göreve, tehlikenin farkında mısınız, laik yaşam tarzına saldırı var, saldırgan tekbir getiriyordu, genç subaylar rahatsız…

Bu ve buna benzer senaryoların hem senaristleri hem de aktör ve aktrisleri…

Yönetim şekli ne olursa olsun, her devletin yönetiminde mutlaka varlık gösteren mutlu azınlık.

Pozisyonlarını kaybetmek istemedikleri için her yeniliğe şiddetle karşı koyanlar.

“Beka”larını içerdeki çok farklı grupların birbiri ile çatıştırılmasında görenler.

“Emperyalizme karşıyız” mottosunu dillerine pelesenk edip emperyalizmin dayattığı hayat tarzını kutsayanlar.

Şimdilerde küllerinden yeniden doğduklarını düşünüyorlar.

Kendilerini tasfiye etmekle görevli FETÖ'nün tasfiyesinde aktif görev almışlar.

Daha doğrusu hükümet tarafından görevlendirilmişler.

Gerekçe ilginç: “Başka kimse yok!”

“Yalnızlık” ve “kandırılmışlık” sendromunun nimetlerini tepe tepe kullanıyorlar.

Bir dönemler çok aktif görevler üstlendikleri Seferberlik Tetkik Kurulu'nun bütün psikolojik harp yöntemlerini kontrollü olarak topluma enjekte ediyorlar.

Bazen monşer kılıklı mütekait bir diplomat.

Bazen vatansever(!) bir kurmay.

Bazen âteşin bir hatip.

Bazen de İslami bir camiayı terörle özdeş gösterme çabasındaki bir mitçi, emniyetçi, vali ya da kaymakam!

Parola belli: “FETÖ ile mücadele!”

Cesurca söylemek gerekiyor artık:

Amaçları, FETÖ ile mücadele kılıfı altında “İSLAM'LA MÜCADELE!”

Hiç şüpheniz olmasın!

Bu oligarklar adım adım milletin devrimini çalıyor.

Daha önce çaldıkları gibi.

Milletin uğruna ölüme gittiği değerlere açıktan düşmanlık ediyorlar.

FETÖ görünümlü işbirlikçi-emperyalist darbenin püskürtülmesinde bedel ödeyerek aktif rol oynayan İslami kesimleri bir şekilde denklem dışına itme peşindeler.

“Cemaatlerin kökünü kazıma” dedikleri tam olarak bu!

Açıkçası topyekûn bir kuşatma ile karşı karşıyayız.

Çok iyi bildikleri işi yapıyorlar.

Toplumda “güven” duygusunu zedeleme peşindeler.

Böylelikle memleketi uluslararası bir müdahaleye açık hale getirecekler.

Bahsettiğimiz şey kesinlikle sapla samanın veya at izi ile it izinin birbirine karışması değil.

Tam tersi, “Sistematik bir çökertme!”

Kaybettiklerini düşündükleri iktidarlarının köşe taşlarını adım adım döşüyorlar.

“İhtilal Satürn gibidir, kendi evlatlarını yer” diyen Büchner kehaneti mi?

Bunu zaman gösterecek.

Umarım aynı delikten bir kez daha ısırılmayız!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.