Mü'minin Yuvası, Onun Tuva'sıdır

Hamd âlemlerin Rabbine, salât ve selam da Sevgili Peygamberimiz'e olsun.

Boşanmaların tarih boyunca en çok arttığı ve boşanmayanların da büyük çoğunluğunun mutsuz bir şekilde evliliğini sürdürdüğü şu dönemde, İslam'ın son kalesi olan ailenin önemi daha çok anlaşılır oldu. Ne var ki, dinini yaşamaya çalışan aileler bile bu huzursuzluk dalgasından nasibini almaktadır.

Mü'minin yuvası, onun Tuva'sıdır. Mûsâ(as)'ın Allâhu Teâlâ ile konuştuğu mukaddes vadidir Tuva vadisi. Kur'an-ı Kerim'de iki yerde geçer ve ikisinde de ‘mukaddes' olarak vasıflandırılmıştır. Müfessirler Tuva'nın iki kez mukaddes kılındığını söylüyorlar ancak sanki Tuva, sayısını Allah'ın bildiği kadar mukaddes kılınmıştır. Zira iki ayetin ikisinde de mukaddes vasfı geçiyor.

Evet, müminin yuvası onun Tuva'sıdır. Bunun böyle olduğu, o yuvaya atılan ilk adımdan bellidir, zira eve girerken ilk iş, ayakkabıları çıkarmaktır.

"Haydi, ayakkabılarını çıkar. Çünkü sen mukaddes Tuvâ Vadisi'ndesin." (Taha, 12) Hz. Musa'nın Tuva vadisine girdiği gibi, ayakkabılarını çıkararak yuvasına girer insan. Zira müminin yuvası mukaddestir ve maddi-manevi kirden, pislikten, çalıdan, dikenden beridir. Ayaklar o mukaddes yere çıplak temas etmelidir ki feyzinden nasiplensin. Yine o yere edeple girmelidir ki muhabbetinden payını alsın.

Mü'minin yuvası, onun Tuva'sıdır. Orada konuşulur Hakk'la, en güzel orada alınır Kur'an'ın mesajları. En güzel orada baş başa kalınır Hakk'la, secde secde eğilinir, dua dua yakarılır…

Mü'minin yuvası, onun Tuva'sıdır; orada dönüşür eller “yed-i beyza”ya… Orada kazanır eller, gözleri kamaştıran nezafeti. Evinde huzuru olanın işi düzgün, eli becerikli, yazısı etkili olur. Evinde huzurlu olan kişi, dostu da düşmanı da şaşırtacak güzelliklerin sahibi olur.

Musa (as) Sina Dağı tarafında bir ateş görmüştü ve ailesine ‘Siz durun, ben ondan ya bir haber yahut bir ateş getireceğim.' demişti. Bilen için aile ocağı, Musa(as)'ın ateş veya haber almak için gittiği Sina dağıdır. O evin içinde karşılaşılır müjdelerle...

Musa(as), Rabbini görmek istemişti de, görememişti. Ancak insan kendi evinde Hakk'ın tecellilerini müşahede edebilir. Efendimiz(asv), “Şüphe yok ki, Allah, insanı rahman suretinde yarattı.”(Buharî, İsti'zân, 1) buyuruyor. Ayette de eşler arasına meveddet ve rahmet konulduğu bildiriliyor. Demek ki insan, Allah'ın en azından Rahman ve Vedud isimlerinin tecellilerini görebilir yuvasında. Dışarıda bakamadığı suretler vardır; haramdır. Ancak evinde baktığı her şey ve her yüz helaldir. Bu manada da kişinin evi özgürlüğün mekanıdır.

Hz. Musa Rabbiyle konuşmasında bütün beşeri zaaflarını rahatça dökmüştü ortaya. Müminin hanesi, yuvası da böyledir. Orada çekinmeden, sıkılmadan çıkarılır bütün güçlü gösteren kostümler, maskeler…

Ev, hane, beyt, yuvamız… Ne ad verirsek verelim, ayakkabılarımızı çıkardığımız gibi, kötü duygularımızı, dilimizdeki kötü sözleri de çıkaralım ve lütfen edeple girelim. Edeple ve şükrederek adım atalım ki, dönüşsün asalarımız ejderhaya. Yutsun ejderhalarımız bütün sahte yılanları… Vesselam.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.