"Namazda hissettiğim heyecanı alkışlanırken hissetmedim"

"Namazda hissettiğim heyecanı alkışlanırken hissetmedim"

Çok ünlü bir dansçıyken İslamiyeti seçen İsviçre asıllı yazar, namazda hissettiği heyecanı alkışlanırken hissetmediğini söyledi.

Adıyaman Üniversitesi (ADYÜ) Yeniler Topluluğu tarafından, Yazar Rabia Christine Brodbeck Sezai'nin konuşmacı olarak katıldığı "Uyanış ve Diriliş" adlı konferans verildi.

Üniversitenin merkez külliyesindeki M. Vehbi Koç Konferans Salonu'nda gerçekleştirilen konferansta katılımcılara hitap eden İsviçre asıllı Sezai, hayatında başına gelen en güzel şeyin İslam'la tanışıp, Müslümanlıkla şereflendirilmesi olduğunu söyledi.

36 yaşında Müslümanlığı seçen ve dönemin ünlü dansçılarından biri olan Sezai, daha namaz kılmadan namaza aşık olduğunu belirtti.

Sezai, "Her zaman peşinden gidebileceğim bir kılavuz aradım. Müslüman olduktan sonra peygamberimizi aradığımı anladım. İslamiyet'le tanışmamı şöyle özetliyorum: Ben aşka düştüm, aşık oldum. Önce namaza aşık oldum sonra şehadet getirdim. Şöhret, ben önemliyim ve değerliyim hissi veriyor. İlahi sahnede ise benliğiniz yok oluyor ve Allah'ın beğenmesini istiyoruz. Yurt dışında sanatım ve şahsım adına çok değer gördüm. Fakat aslında dünya sahnesinde alkışlanmak nefs için çok iyi bir şey değil. Ben namazda ve secdedeyken kendimi sahnede gibi hissediyorum. Namaza durduğumda hissettiğim heyecanı, dans ederken ve alkışlanırken hissetmedim. Dans ederken namaz için prova yapmışım. Namazın en önemli farklarından biri duruş ve disiplin. İbadetler arasında namaz en güzel ritüel." dedi.

"Müslüman olunca hayatım tamamen değişti"

1986 yılında ABD'nin başkenti New York'ta gezerken tevafuken mescide girdiğini ve tasavvufla tanıştığını anlatan Sezai, şunları söyledi:

"Müslüman olmam, İslam ile tanışmam elbette tevafuk. Profesyonel dans etmek için New York'a gittim. Şehri gezerken farkında olmadan Türk mescidine girdik. İçeri girer girmez bende bir elektroşok oldu. İslam diniyle ilgili hiçbir şey bilmiyordum. Orada bize çok sıcak yaklaştılar. Hayat boyunca aradığım şeyi orada buldum ve Müslüman olmaya o an karar verdim. İslamiyet bir yaşam dini. Müslüman olunca hayatım tamamen değişti. İslam'daki ibadetler benim hayat reçetem oldu. Kimse bana 'Namaz kıl.' demedi. Namazın çok önemli olduğunu içimde hissettim. Orada Allah'tan başka kimsem yoktu. İçim onunla dolu olduğundan kendimi yalnız hissetmedim."

"Müslüman olduktan sonra anne olmanın önemini kavradım"

Müslüman olduktan sonra anne olmanın önemini kavradığını vurgulayan Sezai, "İslam'ı 'mütevazı ahlak' olarak değerlendiriyorum. Bunu söylediğimde insanlara çok basit gibi geliyor ama hakikaten mütevazı ahlak. Hakiki kulu gördüğüm zaman ben eriyip yok oluyorum. Beni çok etkiliyor. Peygamberimizden de bu yüzden çok etkilenmiştim. Müslüman olmadan önce evlenmek gibi bir arzum yoktu. Müslüman olduktan sonra anne olmanın önemini kavradım ve içimde onu hissettim. Anneliğin kadının doğasının en önemli parçası olduğunu fark ettim ve Allah'ın nurunu çoğaltma düşüncesiyle çocuk sahibi olmak istedim. Merhamet, rahmet, cömertlik duygularını kazanıyorsunuz annelikle. Bunlar zaten İslam dininin de özü. Kitap bitince anne vasfıyla yazdığımı anladım." ifadelerini kullandı.

Konferansın sonunda ADYÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Talha Gönüllü tarafından, konuşmalarından dolayı Sezai'ye teşekkür edilerek, kendisine üniversitenin merkez külliyesi içerisinde adına dikilmiş fidanın sertifikası takdim edildi. (İLKHA)











HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.