“Öcalan’ın mektubu Kemalist fikir dünyasının ürünü”

“Öcalan’ın mektubu Kemalist fikir dünyasının ürünü”

Yazdığı “PKK/Öcalan’ın Kürtlere/Kürdistanlılara İkinci Newroz Darbesi...” başlıklı makale ile 2015 Newrozunu değerlendiren Araştırmacı-Yazar İbrahim Güçlü, Newroz da okunan Öcalan’ın mektubunun Kemalist fikir dünyasının ürünü olduğunu söyledi.

Yazdığı “PKK/Öcalan’ın Kürtlere/Kürdistanlılara İkinci Newroz Darbesi...” başlıklı makalesinde 2015 Newrozunu değerlendiren Araştırmacı-Yazar İbrahim Güçlü, Newroz da okunan Öcalan’ın mektubu hakkında ilginç tespitlerde bulundu.

Öcalan’ın okunan mektubunun Kemalist fikir dünyasının bir ürünü olduğunu söyleyen Güçlü, mektubun, Öcalan ve MİT’in ortak ürünü olduğunu söyledi.

Güçlü, “Öcalan’ın 2013 ve 2015 Newroz’larında yazdığı iki mektup da Türk-İslam-Kemalist-Sol sentezi fikir dünyası ürünü. Bu mektupların Öcalan ve MİT ortak ürünü olduğu da tartışmasızdır.” dedi.

“2013 yılında verilen söz yerine getirilmedi”

Öcalan’ın, 2013 yılındaki mektubunda ‘silahlı mücadele bitmiştir’ şeklindeki sözünün yerine getirilmediğini belirten Güçlü, “2013 Newroz’un da Öcalan’ın silahlara veda edeceği beklentisi içine girildi. Yine hükümetin limanına sığınan Öcalan’ın bundan başka yapacağı bir şeyi de yoktu. Neticede bir mektup hazırlandı. O mektupta Öcalan ‘silahlı mücadele dönemi bitmiştir’ dedi. Güya demokratik siyaset yolunu kayıtsız-şartsız öngördü. PKK’nın da buna göre davranmasını önerdi. PKK’nın silah bırakması için pazarlığa gerek olmadığı da savunulmuş oldu. Kürtlerin millet olmaktan kaynaklanan hakları ile ilgili hiçbir belirleme ve önermede bulunmadı. 2013 Newroz’undan sonra PKK silahlarını bırakmadı. Devlet de Kürtlerin milli haklarını tanımadı.” ifadelerine yer verdi.

“Öcalan’ın Kürtlerin haklarıyla ilgili bir talebi yok”

Newroz açıklamalarında, Öcalan’ın Kürtlerin haklarıyla ilgili bir talebe yer vermediğini kaydeden Güçlü, şu sözleri kullandı:

“Kürtler, Türkiye’deki Kürdistan parçasında bütün milli haklarından mahrumdur. Kürtler ve Kürdistan sömürge altı bir statüde yaşamını sürdürmektedirler. Öcalan’ın Newroz açıklamaları incelendiği zaman, Öcalan’ın Kürtlerin ve Kürdistan’ın statüsünün değişmesini istemediği, Kürtlerin kolektif milli haklarıyla ilgili bir talebinin olmadığı hemen görülür. PKK’nın demokratik olmayan yapısının, zorbalığa ve şiddete, köylülerin katledilmesine, binlerce iç infaza yani PKK’nın kendi üye ve savaşçılarını öldürmesine, PKK’nın diğer parçalarda işgalci, saldırgan, hegemonik çılgınlığına yol açmakta olduğu bilinmekte.”

“PKK asla silah bırakmaz”

PKK’nin silahla var olduğunu ve hiçbir şekilde silah bırakmayacağını aktaran Güçlü, PKK’nin, çeşitli devletler tarafından oluşturulmuş bir örgüt olduğunu aktararak, “Öcalan’ın son Newroz açıklamasıyla silahlı mücadelenin bırakılmasını şarta ve pazarlığa, PKK kongre kararına bağlaması, silahların bırakılmasından yana olmadığını açığa çıkardı. Silahlı konumun devamı Kürtlerin milli haklarının kazanılması için değil, Kürdistan’da PKK diktatörlüğünün devam etmesi içindir. Başından beri PKK’nın silahı mutlak anlamda bırakmayacağını savunanlardan biriyim. PKK silahla var oldu. Silaha son verdiği zaman varlığı tartışmalı hale gelir. PKK, devletlerin yarattığı bir örgüttür. Bu devletlerin menfaatleri ancak silahla korunur. PKK elitinin çıkarları da Kemalist, Baasist, Stalinist ve diğer otoriter elitler gibi silahla bütünleşmiştir. Onların demokratik siyaset metoduyla siyasi mücadele sürdürmeleri, barutlarının son bulması demektir.” açıklamasını kullandı.

“PKK kongre kararıyla hareket etmez”

PKK’de kongre iradesiyle kararların alınmadığına dikkat çeken Güçlü, makalesini şöyle sürdürdü:

“PKK’de karar organı dün mutlak anlamda Öcalan’dı. Bugün gizliden Öcalan ve açıktan Kandil’deki PKK yönetimidir. Diğer organların hepsi, şekli ve kıymeti harbiyesi olmayan organlardır. Bundan dolayı Öcalan’ın, PKK’nın silah bırakmasıyla ilgili olarak topu, “PKK Kongresine” atması, silahların bırakılmasından yana olmadığını ortaya koyuyor. Ayrıca Öcalan devletle diyalog içine girmeyi ya da eskiden beri devletle çalışmayı Kongre’nin kararıyla mı yaptı? Baas Partisi, , Stalinist Sovyetler Birliği Komünist Partisi, Nasyonalist Faşist Partilerde ve Kemalist Cumhuriyet Halk Fırkasında kongre organları şeklidir. Kararları şefler alır, örgütlerine, üyelerine emir komuta ile dikte ettirirler ve benimsetirler. Bu PKK için de geçerlidir. PKK’da, kongresi iradesiyle kararlar alınmadığına göre, ‘Öcalan neden böyle bir önermede bulundu?’ sorusu önem kazanmaktadır. Bunun cevabı da Öcalan’ın da PKK’nın silahlarını bırakmasından yana olmamasıdır.” (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler