OD/TÜÜÜ

OD/TÜÜÜ!...

OD, yani nar-ı cehennem.

Cehennem yakıtı, ya da cehenneme giden her yolcunun yol azığı.

Zaten "her insan ateşini beraberinde götürür" der büyüklerimiz.

İnsanın yaradılışı ulvi, elhakk!

Hayvan ile melek arasında keskin bir çizgide ve tercihi iradesine bağlı.

Kimileyin melek olur, kimileyin sufliye dönüşür; alçalmakla yetinmez, çukurlaştıkça çukurlaşır.

İçlerindeki civanmertler olmasaydı, kocaman bir TÜ düşerdi suflileşen OD ehline.

Hey OD/TÜ'lü, OD'unu yanında taşıyan sefil, sana okkalı bir TÜ!

Neyse, sözü büyük şaire bırakmak icap eder.

Ne der şair bu sufli OD/TÜ yetmesine:

"Mey biter saki kalır. Her renk solar haki kalır.

İlim insanın cehlini alsa da, hamurunda varsa eşeklik; baki kalır."

Hamurun bozuk evlat!...

****

Raydan çıkan tren hedefindeki menzile varamaz, bu bir hakikat.

Yalnız Zaman gazetesi son birkaç yıldır menzilden mi çıktı, yoksa zaten kirli olan menzili "tedbir" adı altında makyajlanarak mı sunuluyordu, işte bu bir türlü anlaşılamadı..

Şahin ALPAY, Zaman'ın sol kanadında TOP koşturan bir kalem.

Erdoğan'a diktatör dedi, eyvallah dedik. Bulunduğu gazete sahipleri ve sahiplerinin sahipleri kendilerini Erdoğan'la bir savaşın içinde hissediyorsa, bu kadar hakareti kullanma hakkı var diye yorumladık.

Söz meclisten dışarı, ne de olsa it sahibine göre havlar, at sahibine göre kişner dedik.

"Mursi darbeyi hak etmişti" diye zırvaladı Mao'cu ALPAY, bu defa bize "oha!" demek düştü.

"ABD ve israil güzellemelerini anladık da Sisi'ye övgünün nedeni ne" demekten kendimizi alamadık.

Sonra Batı'ının Sisi'ye desteği ve darbenin arkasındaki Siyonist eli fark edilince, ALPAY'ın İHVAN'a ŞAHİN kesilme nedeni de anlaşıldı.

Biz ona  "Oha!" demekle yetindik, sürü topluluğu da te'vil yapma cehdine düştü.

Baş te'vilcinin tansiyonu tavan yaptı ve ceketin üstünde ölçülür oldu.

ŞAHİN bununla da yetinmedi, LGBTİ'nin avukatlığına soyundu.

Bu defa eşeklere hakaret olmasa "Çüş!" demek icap ederdi aslında.

ALPAY: "Eşcinseller, evlenemiyor, evlat edinemiyor, askerlik yapamıyor. Karşı karşıya oldukları en büyük sorun maruz oldukları yaygın önyargılar, ayrımcılık ve nefret söylemi. Hiçbir grup eşcinseller kadar aşağılanmıyor."

Şimdi Zaman'ın sol kanadında TOP koşturan ve topu ayağında tuta tuta diline dolamak durumunda kalan Şahin ALPAY ve aynı takımda TOP koşturan cenaha sormak gerek:

Aczimendiler, bu ülkede meczup muamelesi görürken hangi topun peşindeydiniz?

Hizbullah cemaati Şeytanlaştırılırken Şeytanın yangınına odun taşıma görevini sana ve gazetene kim vermişti?

Yakup KÖSE, on dört yaşında cezaevine alınırken eşdinseli görmeyip eşcinsele sarılmanız neyle yorumlanır?

Soruları çoğaltmak mümkün.

Sahi Şahin ALPAY, sen hiç evlenemeyen kimse biliyor musun?

Hayır, hayır...

GÜLEN'in dışında.

Sadece aklımda deli sorular.

 

*****

Meclis başkanlığı seçimi tam bir komediye dönüştü ve AK PARTİ'nin muhalefete röveşata biçiminde attığı golle neticelendi.

Gerekirse başbakanlığı MHP'ye dönüşümlü bırakırım diyen KILIÇDAROĞLU, meclis başkanlığını MHP'ye vermeyerek başbakanlık teklifinde ne kadar samimi(!) olduğunu herkese gösterdi.

Partisiyle birlikte MHP adayını destekleseydi, HDP de AK PARTİ'den kurtulma adına EKMELEDDİN'i destekler ve AK PARTİ'den kurtulmuş olabilirlerdi. Biz de samimiyetlerine inanırdık.

Ancak ne CHP o fedakârlığı yapabildi, ne de HDP o siyasi basireti gösterebildi.

Bakmayın DEMİRTAŞ'ın meclis başkanlığını AKPARTİ'ye MHP ikram etti deyişine.

DEMİRTAŞ, CHP'ye bir göz kırpıp MHP'nin adayını destekler ve AK PARTİ adayını saf dışı bırakabilirdi.

Çatı adayı hatırlatıldığında KILIÇDAROĞLU'nun "Çatı mı kaldı?" sözü, Moliere ilham kaynağı olacak cinsten.

Çatıyı kurduklarında bu binanın gecekondu olduğunu belirtmiştik. Gecekondu da kentsel dönüşüm projelerinin yanında doğal olarak yerle yeksan olur.

Kentsel dönüşüm de gecekondu da sonuçta vizyon meselesi.

*****

IŞİD, Kobani'de aylar süren bir çatışma sonrası şehri terk etmek zorunda kaldı.

Aynı IŞİD, PYD'ye Tel Abyad'ı altın tepside sundu.

İki tabloyu yan yana koyunca IŞİD'in ne iş yaptığını anlamlandırmak ve bunu us'a vurmak mümkün görünmüyor.

IŞİD, Tel Abyad'dan birkaç gün sonra PYD kıyafetiyle Kobani'ye girerek sayıları yüzleri geçen sivil halkı katletti.

IŞİD'in bu eylemi, PKK'nın 26 Haziran 1992'de Silvan'ın SUSA köyüne asker elbisesiyle baskın düzenleyip, cami içinde on mütedeyyin insanı katlettiği ve beş vatandaşı yaraladığı eylemini akıllara getiriyor.

IŞİD ve PKK aynı yerden mi yönetiliyor, ya da aynı yerde mi eğitiliyorlar?

Bu iddialar doğru değilse bile, zulmün dili farklı olsa da renginin aynı olduğunu gösteriyor.

Bu eylemden sonra güne damga vuran, Figen YÜKSEKDAĞ'ın "IŞİD'in Türkiye'den geçtiğini düşünüyoruz, hükümet aksini ispatlasın!" yorumu oldu.

Laf ola beri gele.

Maksadım hükümet avukatlığına soyunmak değil elbette. Aytaç BARAN'ın şehadetinden yarım saat sonra "Eylemi MİT yaptı." diye kesin bir dil kullanan zihniyeti ifşa etmektir asıl maksat.

MİT ve emniyet, görüntülerle eylemin MİT değil İT tarafından gerçekleştiğini tespit edip basınla paylaşınca, Mevlana'nın veciz sözünü zikretmekte fayda var sanırım.

"Suskunluğum asaletimdendir

Her lafa verilecek bir cevabım var.

Lakin bir lafa bakarım laf mı diye.

Bir de söyleyene bakarım adam mı diye?"

Siz bu "adam" yerine "madam" sözcüğünü yerleştirebilirsiniz.

Ancak ben asaletime ara verip suskunluğumu bozacağım ve madama basit bir soru yönelteceğim:

- Sayın YÜKSEKDAĞ, icazet aldığınız ve ancak müsaadesiyle yerinize oturabildiğiniz PKK, 1984'ten çözüm sürecine kadarki sürede dört yüzün üzerinde katliama imza attı mı atmadı mı?

Atmadı diyorsanız ispatlayın.

...

Bilindiği üzere ülkemizde zanlı, masumluğunu adli mercilere ispatlamadığı sürece suçludur.

Sizin bu bakış açınız, eleştirdiğimiz o mahkemelerin yansıması değil midir?

Zihniyetinize göre bir kadın masum olduğunu ispatlamadığı sürece fahişelikle suçlanabilir, söz konusu kadın masum olduğunu ispatlamak zorundadır.

Söyler misiniz Allah aşkına "masum olduğunu ispatla" diyenle Aysun KAYACI'nın oyu bir mi sayılacak?

Bu algı ve yorum düzeyinizle kitleler size tabi oluyorsa veyl olsun o kitlelere!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.