Dicle Üniversitesi Diyarbakır Tarım, Sosyal ve Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu tarafından personele yönelik olarak düzenlenen “Mutlu bir hayat için stres, kaygı ve öfkeyi yönetmek” konferansı Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tahsin Kula’nın yaptığı sunumla Meslek Yüksekokulu konferans salonunda gerçekleştirildi.

“Yaşanılan hiçbir anın tekrarı yoktur”

Teknolojinin ilerlemesi ve cehalet seviyesinin düşmesiyle insanları maziyi arar hale geldiğini söyleyen Kula, dünyanın değişmediğini aksine giderek daha da bozulduğunun altını çizdi.

Kula, “İnsanların yeryüzüne yabancılaşması ve mutsuzlaşması artıyor. Dünyanın tamir edilmesi gerekir ve yaşayan bütün insanların da buna el atması gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“Strese ve öfkeye giden yol anı yaşayamamaktır. Anı yaşayın. Yaşanılan hiçbir anın tekrarı yoktur” diyen Kula, öfke bir sonuç olduğunu söyledi.

Kula, “Öfke sonuçtur, başlangıç değil. Günümüz yöneticileri de çalışanlar üzerinde stres oluşturuyor. Mikrobu olmayan ama bütün hastalıkların anası olan hastalık ise unutulmamalıdır ki strestir” uyarısında bulundu.

“İnsan yaşadığı hayatta hakkını ve haddini bilmeli”

İnsanın çift kutuplu bir varlık olduğunu, hem iyi yanının hem de kötü yanının olduğunu söyleyen Kula, insanın kendisiyle barışık olması gerektiğini söyledi. Stres ve öfkenin verimliliği düşürdüğünü, kararsızlık oluşturduğunu, hayattan zevk almayı engellediğini dile getiren Kula, en büyük kalp hastalığının kanaatsizlik, haset, gıybet ve mutsuzluk olduğunun da altını çizdi.

“İnsan iradeli bir varlıktır” diyen Kula, insanı mutsuz eden şeyin mükemmeliyet ve takdir duygusu olduğunu, bu duygunun da insanı yıprattığını söyledi.

Kula, şükür edilmesinin önemine değinerek, öfke ile birlikte kızgınlık, kin, hiddet, kaygı ve düşmanlık duygularının gün yüzüne çıktığını söyledi.

Kula son olarak, insanın yaşadığı hayatta hakkını ve haddini bilmesi gerektiğini de belirtti. (İLKHA)