Okumadan, Öğrenmeden Başaramayız

Okumadan, Öğrenmeden Başaramayız

Kendimize, ailemize, akrabalarımıza, komşularımıza, kısacası tüm insanlığa karşı sorumluluğumuzu bilmemiz gerekir.

“... Kulları içinde Allah’tan ancak âlimler korkar.” (1)

“De ki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (2)

Allah-u Teâla’dan, O’nun buyruklarından, emir ve nehiylerinden bihaber olanları, Hz. Resulullah aleyhisselatu vesselam’ın sünnetini ihyada gevşek davranan ve ihmalkârlık yapanları, bunun neticesinde ahiretini heba edenleri gafletten kurtarmak için çalışan, kendini İslam’a adayan, Allah-u Teâla ve Hz. Peygamber Sallallahu aleyhi vesellem’in övgüsüne mazhar olan bir topluluk ve bu topluluğun birer ferdi olanların herkesten daha çok Allah-u Teâla’dan, kabir azabından, mahşerin dehşetinden, cehennemin şiddetinden korkmaları gerekmektedir. Bunun için de herkesten daha çok Allah-u Teâla’nın emir ve nehiylerini, Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’i ve onun sünnetini bilmelidirler.

Kendimize, ailemize, akrabalarımıza, komşularımıza, kısacası tüm insanlığa karşı sorumluluğumuzu bilmemiz gerekir. Bilmeyen, kendisine de başkasına da faydalı olamaz. Başkalarına doğruyu götüremez, doğruyu gösteremez ve doğru yolda yürüyenlere faydalı olamaz. Bilmeyen söyleyemez, anlatamaz, öğretemez. Daha mühimi, bilmezse yaşayamaz. Bilinmeyen ve yaşanmayan bir şeyi başkalarından beklemek ve istemek doğru değildir. Ayrıca yaşamadığımız bir şeyi söylemenin ve istemenin mükellefiyeti ve mesuliyeti vardır.

İnsi ve cinni şeytanların hile ve oyunlarını, taktiklerini, hile ve taktiklerine karşı korunmanın nasıl olduğunu bilmemiz gerekir. Bu konuda duyarlı, hassas ve uyanık olmanın gerekliliğini Kur’an-ı Kerim’de ve Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in sünnetinde ve hadislerinde görüyoruz. Dolayısıyla kendimizi ve Müslüman kardeşlerimizi insi ve cinni şeytanlardan korumak ve sorumluluklarımızı yerine getirmek için öğrenmekle mükellefiz.

Bildiğimiz zaman belki en güzel şekilde işlerimizi ve mükellefiyetlerimizi yapabiliriz. Hak ve batılı birbirinden ayırabilir, doğru ameli, iyilik ve kötülüğün ne olduğunu gösterebiliriz.

Muhatap olduğumuz topluma İslam’ın emir ve nehiylerini, İslam akidesini saf ve berrak bir şekilde götürebilmeliyiz ki, dışımızdakiler söylemlerimizde ve aktarımlarımızda “Yanlış yoldadırlar, yanlış anlatıyorlar, sahiplendikleri ve sahip çıktıkları düşünceyi bilmiyorlar, yanlış yapıyorlar…” düşüncesine kapılmasınlar.

Muhataplarına nasıl gideceğini, nerede ne zaman ne yapacağını, ne konuşacağını, ne söyleyeceğini, tepkileri, İslam dairesi içinde “Yer, zaman ve şahsa” gitmenin nasıl olacağını bilmeyen biri hem kendisine, hem de başkasına zarar verebilir. Yolumuzda yürüdüğümüz müddet içerisinde vasatı yakalamayı, istikrarlı gitmeyi, müspet ve menfi sınırı, güzel şekilde idare etmeyi, örnek yaşantı ve ahlak sahibi olmayı ancak biliyorsak yapabiliriz.

Yazdıklarımız ve daha başka mükellefiyetlerimizi en güzel şekilde yerine getirmek için bilmemiz gerekir, bilmek için de okumamız gerekir, okutmam›z gerekir. Okumak için program›m›z ve okutmak için de gayretimiz olmas› gerekir.

Burada okuma ve okumanın gerekliliği ile ilgili kastımız, her müslümanın farzları yerine getirmek için zorunlu olarak bilmesi ve yapması gereken bilgiler değildir. Zaten bunları bilmekle mükelleftir. Aynı şekilde Hz. Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’in varislerinden olabilmek, kıyamet gününde şefaat edebilecek konuma gelebilmek, meleklerin onlardan memnun olarak kanatlarını onlar için açan, yer ve göktekilerin hatta denizdeki balıkların bile onlar için istiğfarda bulunduklarından olmak için bütün zamanını ve ömrünü sadece ilme veren, ilmiyle amil olanları da kastetmiyoruz. Cenab-ı Allah gayretlerimiz ve çalışmalarımız neticesinde başta çocuklarımız olmak üzere bu özelliklere mazhar olacak insanlar çıkarsın.

Yazımızın başından beri “Okumalıyız, okutmalıyız, bunun bir gereklilik olduğu”nu söylediğimiz husus; farzlarını en güzel bir şekilde yerine getirmek için gerekli bilgileri öğrenmiş, buna ek olarak “Allah ve Resulü’nün övgüsüne mazhar olma” hedefi içinde olan topluluklardan birer fert olan ve olmak isteyen öğrenci, işçi, memur, esnaf, çiftçi, şehirli, köylü… durumunda olan Müslümanlardır, kardeşlerimiz ve okuyucularımızdır.

Beraber oturduğumuz, gezdiğimiz ve dertleştiğimiz kardeşlerle her yan yana geldiğimizde;

Onlara sarılırsak hiçbir zaman yolumuzu şaşırmayacağımız Kur’an ve sünnete sarılmanın gerekliliğini,

Bir cesedin birer azası mesabesinde olan Mü’minlerin maddi ve manevi sıkıntılarına katlanmanın gerekliliğini,

İslam coğrafyasındaki Siyonist, ABD ve İngiltere öncülüğündeki işgal, katliamlar, zulüm ve yerli işbirlikçileriyle kurmak istedikleri tezgâh ve oyunları,

Yerel, bölgesel, ulusal ve uluslar arası çapta İslam’dan uzaklaştırmak ve Müslümanları iğfal çalışmaları içinde olan şahıs, topluluk, kurum ve müesseselerin gayretlerini, onlara karşı korunma tedbirlerini,

İslami mükellefiyetimizi, buna bağlı olarak İslam’dan uzaklaşmış, İslam’ı bilmeyen, İslam’ı yaşamayan çocuklarımız, yakın ve uzak akrabalarımız, komşumuz, köylümüz, iş, okul, mahalle arkadaşlarımız ve ulaşabileceğimiz herkese İslam’ın gereklerini nasıl ulaştırabileceğimizi,

Bir zamanlar tanıştığımız, konuştuğumuz ve dertleştiğimiz halde şimdi ulaşamadıklarımız, yine çeşitli sebeplerden dolayı İslami duyarlılığını koruyamayan veya göstermeyen eski dost ve arkadaşlarımıza nasıl yardımcı olabileceğimizi,

Konuşmalarımıza ek olarak;

Bu aralar ne okuduğunu,

Okuduğu kitabın isminin ne olduğu,

Okuduğu kitabın değerlendirmesi,

Kitapla ilgili tavsiyeleri,

Tavsiye edebilecek kitap ve konular konusunda da birbirimize hatırlatma ve tavsiyelerde bulunalım.

Cenab-ı Allah, bizleri; insanlarımıza, toplumumuza Allah’ın kitabını okuyabilecek, öğretebilecek, Hz. Peygamber aleyhisselatu vesselam’ın sünnetini gösterecek ve öğretebilecek, onları günahlardan koruyabilecek, İslam’da bilinmesi gereken bilgileri bilmeyenlere öğretme gayreti, kabiliyeti ve bilgiyi nasip etsin. Allah’a emanet olun.

DİPNOTLAR

(1) Fatır: 28

(2) Zümer: 9

İnzar Dergisi

diyarbakır haber

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.