Ölen Fetih Ruhu ve İntikam

Haftalık gazeteyiz ve maalesef her hafta büyük bir katliamı yazmak ve yorumlamak zorunda kalıyoruz.
Mısır ve Suriye’deki katliamlar için tarifsiz acılar bir yana, neden sorusuna sürekli cevap bulmaya çalışırken ister istemez geçmişle bugünü kıyaslamak zorunda kalıyoruz.


İslam ümmeti eskiden fetih için seferden sefere, cepheden cepheye koşardı. Çünkü yeryüzü Allah’ın olduğu için Allah’ın arzında, Allah’ın dini hâkim kılınmalıydı. Fetih ruhu, kaynağını “Fitne kalkıp, din yalnız Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın”(Bakara: 193, Enfal: 39) “Size ne oluyor da,- Allah yolunda ve ‘Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver’ diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocukların uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?”(Nisa: 75) mealindeki ayetlerden alıyor(du).


Ve bugün islam ümmetinin yaşadığı acıların en açık sebeplerinden biri Müslümanların bu fetih ruhundan fersah fersah uzaklaşmalarıdır.
İslam ümmeti savaşı terkettiği için fitne kalkmadı, büyüdü, yayıldı ve geri döndü.
Fetih için savaştığında öldürüleceğinden korkan İslam ümmeti, bugün savaşmadan katlediliyor. Şerr-i kalilden kaçıp şerr-i kesire tutulmuş gibi…


Dünya değişti diyen yalan söylüyor. Her şey aynı, hem de daha hızlı olarak.
ABD ve AB eskiden Roma ve Bizans olarak vardı. Doğu bloku da aynen Sasani, Çin ve Hind olarak yine vardı. Ve Peygamber Efendimiz(SAV) döneminden başlayarak Müslümanlar o zamanın Bizansına karşı savaştaydılar, fetihte idiler.
Değişen dünya değil, zalimler ve firavunlar değil. Değişen bir şey varsa o da dünyaya, hayata ve olaylara bakışımız.
Fetih ruhu ölen kişi sadece kendi gününü, kendi geçimini, kendi geleceğini kurtarma telaşındadır; alabildiğine duyarsız, ilgisiz ve diğerleri hakkında gamsızdır. Üstadın dediği gibi hodgamdır, hodendiştir, hodpesenddir, hodfüruştur.


En önemlisi de fetih ruhu ölen kişi, “Ey Musa! Sen ve Rabbin gidin savaşın, biz burada oturacağız” (Maide: 24) sözleriyle ifade edilen hastalığa müpteladır. Rahatını bozmadan ‘zalimleri Allah’a havale etme marazına’ maruzdur.
Fetih denildiğinde milliyetçi duyguları tatmin eden nostaljik hikayeler söyleyen zevatın lügatinde, bırakın fethi intikam da hoş görülmez. Çünkü intikamdan bahsedince batılı demokratlar İslam’dan ürkerler, soğurlar ya.


Öyle ya hangi katliamın intikamı alındı ki? Halepçe’nin mi? Bosna’nın mı? Hama’nın mı? Gazze’nin, Arakan’ın, Irak’ın, Afganistan’ın, Mısır’ın, Suriye’nin ve daha sayamadığımız hangi birinin hayfı alındı?
Fetih sadece silah ve savaşla sınırlanamayacağı gibi intikam da öldürme ve kısasla sınırlanamaz.
Zalimlerin çıkardığı her engele, her yasağa karşı bir duruşumuz, bir tavrımız, bir çabamız ve bir gayretimiz varsa orada fetih ruhu dirilmiştir ve intikamımızı bir nebze de olsa almaya başlamışız demektir.
Şimdi fetih ve intikam zamanı, birileri hoşgörmese de.
 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.