DİYARBAKIR- Âlimler ve Medreseler Birliği olarak isim değiştiren Âlimler Cemiyeti’nin Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şenlik, yolculukta namaz kılmanın hükmü ve bazı otobüs firmalarının yolculuk esnasında namaz kılmak isteyen yolculara namaz için müsaade etmemeleri konuları hakkında İlke Haber Ajansı’na (İLKHA) açıklamalarda bulundu.

Namazın farz olduğunun unutulmaz bir gerçek olduğunu söyleyen Şenlik, yolculuk esnasında namaz kılmaya müsaade etmeyen firmaların, namaz kılanlara karşı saygılı olması gerektiğini belirtti.

“Seferde zorluk olduğu için namazlara kolaylık getirilmiştir”

Yolculukta namaz kılmanın hükmü hakkında değerlendirmelerde bulunana Şenlik Hoca, İslam âlimlerinin İslami teamüllere dayanarak, yolculuk esnasında namaz için kolaylık getirdiği hususlara dikkat çekti.

Şenlik Hoca, “Uzun bir yolculukta kasr, yani namazı kısaltma, yapılabileceği gibi iki namaz da bir aya getirilebilir. Öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı namazı birleştirilebilir. Buna namazı cem’ etmek denir.  Seferde zorluk olduğu için bu hüküm verilmiştir. Bazıları seferde namazı tam kılmak isterler. Bu, onların bileceği bir şeydir ama seferde asıl olan namazı kısaltmaktır. Âlimlerin büyük çoğunluğuna göre asıl olan kasır yapmaktır. Bu husus, İslam fıkhında geniş bir konu olarak yer alıyor.” dedi.

“Sabah namazının cem etme durumu yoktur”

Yolculuk esnasında sabah namazı dışındaki namazların cem veya kasr yapılarak kılınabileceğini kaydeden Şenlik, “Yolculuk yapanlar, ikindiyi öğleyle akşamı da yatsıyla birlikte kılabilir. Hanefiler, bu konuda Şafii mezhebini taklit edebilirler. Çünkü bu durumda zaruret vardır. Zaruretten dolayı taklit imkânı doğuyor. Ancak sabah namazı tek bir vakittir. Sabah namazını cem’ etme durumu yoktur.” ifadelerini kullandı.

“Namaz kılmaya müsaade etmeyen firmalara karşı tavır alınmalıdır”

Bazı otobüs firmalarının yolcuların özellikle sabah namazı kılma talebine karşı zorluk çıkardığı ile ilgili soruya ise Şenlik Hoca şöyle cevap verdi.

“Bu konuda gerçekten sıkıntı var. Zaman zaman bunun hükmü nedir şeklinde telefonlar alıyoruz. Namazın farz olduğu bir gerçektir. Farzdan taviz olmaz. Kılınması gerekiyorsa herkesin buna uyması lazım. Otobüs firmaları bu konuda duyarlı olmalıdır. Yolculara bu imkânları sağlamalıdır. İnsanların inançlarına saygılı olmak evrensel bir hukuktur. Sadece bir firmanın yaptığı uygulama bir hukuk meselesi değildir.  İnsanlara, özellikle inançlı kesime saygısızlıktır. Neden böyle yaptıklarını bilmiyorum. Bunların İslam düşmanlığı varsa inançlı insanları taşımıyorlar diye bunu ilan etsinler, herkes bilsin. İnançlı insanlar onların arabalarına binmesin. İnançlı kesimin de bu konuda bilinçli olması lazım. İnsanların inancına, ibadetine saygı duymayan firmalara bir ders olsun diye tavır olsun. Onların firmalarında yolculuk yapmasın.” (Hamza Adiyaman / M. Sıddık Bilge - İLKHA)