“Özgürlükçü bir laiklik anlayışına anayasamızda yer vereceğiz”

“Özgürlükçü bir laiklik anlayışına anayasamızda yer vereceğiz”

Başbakan Ahmet Davutoğlu, TMBM Başkanı İsmail Kahraman’ın Laiklik’e ilişkin yaptığı açıklamada yeni anayasada otoriter bir laikçilik anlayışı değil, özgürlükçü bir laiklik anlayışına yer vereceklerini söyledi.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genel Merkezde AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında yaptığı konuşmada Laiklik tartışmalarına değindi.

Yeni anayasa yazım faaliyetleri başladıkları söyleyen Davutoğlu, “Milletimize verilmiş bir sözümüz var,  dedik ve kendi anayasa taslağımızı hazırlamak üzere yola devam ettik. Geniş kapsamlı istişareler yaptık bu ay içinde. Akademisyenlerle, kanaat önderleriyle görüş alışverişinde bulunduk. Parti kurullarımızda enine boyuna sivil anayasamızı ve bu çerçevede yeni yönetim sistemi olarak başkanlık sistemini ele aldık. En sonunda hem bu istişarelere hem de AK Parti'nin daha önceki anayasa çalışmaları birikimine dayanarak anayasa yazım heyetimizi belirleyerek bu haftadan itibaren yazım faaliyetine başladık."

“Otoriter bir laikçilik anlayışı değil, özgürlükçü bir laiklik anlayışına anayasamızda yer vereceğiz.” Diyen Davutoğlu şöyle konuştu: “Milletimizin ihtiyaçlarını özlemlerini biliyoruz. İnsan onuruna saygılı, demokratik bir anayasa istiyoruz. Demokrasi ve hukuk devletinin gelişmesi için müşterek vicdanı esas alacağız. Milletimizin demokrasi ve özgürlük taleplerini karşılayacağız. Devletin nitelikleri bizim için tartışma konusu değildir. Devletin nitelikleri AK Parti iktidarı sayesinde esas anlamına kavuşmuştur. AK Parti kamuoyuna sunduğu taslaklarda laiklik ilkesine yer vermiştir, laiklik ilkesi devletin tüm inanç gruplarına eşit mesafede olacağını ele alacaktır. AK Parti bu konuda farklı bir arayış içinde değildir, spekülasyona izin vermiyoruz. Bunun nihayete erdiği kanaatindeyiz.” diye konuştu.

28 Şubat sürecine de değinen Başbakan Davutoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

"Yok sayılmak, ötekileştirilmek sıradanlaşmıştı. En önemlisi de devlet ile millet arasında bir uçurum vardı. Vatandaşımız devlete erişemiyordu, devlet vatandaşımızın yüreğine girmekte zorlanıyordu. Devlet hiçbir yerde yoktu ama sert yüzünü göstermek gerektiğinde her yerde karşımıza çıkıyordu. Öyle bir hale gelmişti ki devlet, karakolda dayak ve işkence, devlet dairesinde azarlanma, hastane kapısında ölüme terk edilme ile eş anlamlı görülüyordu. Devlet kapısı ifadesi olumsuz kullanılıyordu. Devlet-millet uyumu diye bir şey kalmamıştı, devlet milletine güvenmiyor, milletini fişlemeye çaba gösteriyordu. Milletin devletine güveni ise neredeyse, yok denecek kadar azalmıştı. Siyaset belli kadroların elinde kulislerle, kumpaslarla, perde gerisinde yapılan vesayetçi güçlerin çabalarıyla teslimiyet gösterilerek yapılan faaliyet haline gelmişti."

Başbakan Davutoğlu, "Siyaseti siyasetçiler yapmıyordu, yönlendirilmiş bir siyasetin nesneleri haline gelmişlerdi. İşte yakın zamanda tanığı olduk bir kez daha. 90'lı yılların isimlerinden birisi, hem de ANAP gibi bir partiye genel başkanlık yapmış bir isim, sözleriyle bu marazi zihniyeti bir kez daha bize hatırlattı. Rahmetli Erbakan Hocam, o dik duran 28 Şubat'ta rahmetli Hocamızı itham ederek, mesnetsiz, tamamen dönemin medyasının kara propagandası olan sözleri yeniden dile getirdi. Bu ve bunun gibi şahsiyetler hiçbir zaman millet için siyaset yapmamıştır. Bu vesileyle, Erbakan Hocamı bir kez daha rahmetle anıyoruz, onun direndiği 28 Şubat şartlarının bir daha bu ülkeye kara bulut gibi çökmesine hiçbir zaman izin vermeyeceğimize buradan haykırıyoruz." diye belirtti. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.