Parçalanmışlığın Bedeli

Parçalanmışlığın Bedeli

Türkiye sınırlarını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesiyle birlikte tansiyonun yükseldiği Suriye çıkmazında inisiyatif iç dinamiklerden ziyade küresel dış mihrakların kontrolüne girmiş bulunuyor. Akademisyenler tüm bu olup bitenler ve İslam ülkelerinde ya

Suriye'de savaş kördüğüm olmuş vaziyette. Türkiye'nin sınırını ihlal eden Rus uçağının düşürülmesiyle birlikte tansiyonun yükseldiği Suriye çıkmazında çözüm, iç dinamiklerden ziyade küresel dış mihrakların kontrolüne girmiş bulunuyor. Daha önce Amerika,  Suriye savaşına müdahale etmemekle birlikte arabuluculuk bahanesiyle bazen muhalifleri desteklemekte, bazen de bu desteği çekerek Esad rejiminin ayakta kalabilmesi için uğraş veriyordu.

ABD'nin bu oyunu eski Sovyet hayaliyle tutuşan Putin'i de etkilemiş olmalı ki Rusya da DAEŞ bahanesiyle Suriye'ye girdi, ancak başta siviller olmak üzere muhalif grupları vurdu ve hala vurmaya devam ediyor.

Şu ana kadar 350 bin insanın hayatına mal olan acı savaşta 10 milyondan fazla insan da çevre ülkelere sığınmış bulunuyor. Daha iyi bir yaşam umuduyla Avrupa'ya gitmek isteyen Suriyeli mülteciler ise denizlerde batılı ülke sahillerine ulaşamadan yine batılılarca bindikleri botları batırılarak katlediliyorlar.

Hemen sınırımızın dibinde gerçekleşen bu savaşa İran ve Lübnan Hizbullah'ı faktörünün de etkisiyle, gerek Türkiye gerek diğer İslam ülkeleri ise daha büyük bir savaşın çıkmaması adına direk müdahil olamazken batılı ülkeler ise bu durumu on binlerce kilometre uzaklardan gelerek kendi çıkar menfaatleri uğruna kullanmaktan çekinmiyor.

AKADEMİSYENLER   SURİYE SAVAŞINI DEĞERLENDİRDİ
Türkiye tarafından düşürülen Rus uçağı ile birlikte Suriye açmazını konuştuğumuz akademisyenler, Suriye'de savaşın Rusya ve batılı ülkelerce harmanlanmasına karşın İslam ülkelerinin sessiz ve pasif kalmasının İslam ümmetinin parçalanmışlığının bir bedeli olduğuna dikkati çektiler.

Gazi üniversitesi Uluslararası İlişkiler uzmanı ve Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Şahin ile Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler uzmanı ve Ankara Strateji Enstitüsü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Akif Okur, gazetemize Suriye'de devam eden savaşı ve kördüğüm olan çözümü anlattı.

DEVLETLERİN YAKLAŞIMI   ÇIKAR MERKEZLİ
Gazi üniversitesi Uluslararası İlişkiler uzmanı ve Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Şahin, İslam ülkelerinin Suriye için İslam merkezli değil de çıkar merkezli hareket ettiğini belirterek bunun da Suriye'nin geleceğini Suriyelilerin elinden alarak küresel güçlere verdiğini ifade etti. Doç. Dr. Mehmet Şahin, “Devletlerarasında İslam ekseni diye bir şey düşünmenin doğru olduğunu düşünmüyorum açıkçası. Niye biliyor musunuz? İslam ülkelerini temsilen bir ülke yok ki.

Yani İslam dünyası kâğıt üzerinde var mı? Fiili olarak İslam dünyasından bahsedebiliyor muyuz? Yok. İslam dünyası ile öbür tarafın da Hristiyan dünyası olarak baktığımız zaman bu sefer Amerika ile Rusya'yı aynı çizgiye koyabiliriz. Burada bence çıkar merkezli bakmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum.

Çıkar merkezli bakarsak ancak devletlerin davranışını anlayabiliriz. Bunların derdi İslam merkezli filan değil. Suudi Arabistan'ın derdi İslam merkezli mi? Değil. İran'ın derdi İslam merkezli mi? Hiçbiri değil. Daha çok kendi o dar çıkarları peşinde koşan devletler olarak görmenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. O zaman Suriye'yi daha iyi anlayabiliriz” diye konuştu.

ARTIK SURİYE'NİN GELECEĞİ SURİYELİLERİN ELİNDE DEĞİL
Suriye savaşının durdurulması noktasında bölge İslam ülkelerinin bir etkisinin kalmadığına dikkat çeken Şahin, “Suriyelilerin kaderi Suriyelilerin elinden alındı. Artık Suriye'nin geleceği Suriyelilerin elinde değil. Yani onu çoktan aştık bence, o geçti. Yani burada maalesef bölgedeki bazı güçlerin ve küresel anlamdaki güçlerin kendi ulusal çıkarlarının nasıl örtüşeceği ve bunların nasıl anlaşacağı Suriye'nin kaderini belirleyecektir” diyerek Suriye gerçeğini ortaya koydu.

ASIL SORUN; DAR ÇIKARLARIN ÜZERİNE ÇIKABİLEN BİR BİRLİKTELİĞİN SAĞLANAMAMASI
Giderek ülkeler arası bir savaşa dönüşme ihtimali olan Suriye'deki savaş hakkında gazetemize açıklamalarda bulunan bir diğer isim ise Gazi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler uzmanı ve Ankara Strateji Enstitüsü Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Akif Okur oldu. Okur, İslam dünyasının kendi sorunlarını kendi içinde halledememesinin temel sebebinin bir türlü dar çıkarlarının üzerine çıkabilen bir birlikteliğin sağlanamamasından kaynaklandığını belirtti.

Doç. Dr. Mehmet Akif Okur, “Bir coğrafyanın, İslam dünyasının kendi sorunlarının kendi içinde halledememesinin temel sebebi, içeride bir türlü dar çıkarlarının üzerine çıkabilen bir birlikteliğin sağlanamaması yatıyor. Yani ne kadar iyi adımlar atılsa da ne kadar iyi niyetli açıklamalar yapılsa da dönem dönem, iş fiiliyata dönüştüğünde rekabet dürtüsünün üstünde de hâkim olma, üste çıkma dürtüsünün galip geldiğini görüyoruz.

Şimdi burada, bu bölgede askeri, ekonomik olarak bir süper güç olabilseydi, bu coğrafyanın içerisinden diğerlerini de ortak hedefler etrafında örgütlemesi, organize etmesi, yönlendirmesi daha mümkün daha kolay olurdu. İslam coğrafyasına bakıldığında şu anda öyle bir şey de gözükmüyor. Dolayısıyla maalesef bu parçalanmış hal belli bir müddet devam edecekmiş gibi gözüküyor” şeklinde konuştu.

BİRLİĞİN SAĞLANMASI ŞART
Suriye meselesine yönelik çözümün ise geçmişte gizli olduğuna dikkat çeken Okur şöyle konuştu; “Maalesef geçmişe doğru baktığımızda bize bu büyük mücadelelerin içerisinden bir gücün üstün çıkarak birliği sağladığını gösteriyor. Şimdi bu tam ideal bir durum değil. İdeal durum, konuşarak, müzakere ederek, kim nerede geri adım atması gerekiyorsa onu kabullenip aracılar vasıtasıyla bir orta yolu bularak bu meseleler hallolsun ve bir coğrafya kendi meselesini, İslam dünyası kendi meselesini kendi içinde çözsün, arzu edilen bu manzaranın tarihe bakıldığında çok fazla öyle gerçekleşmiş örneği yok. Daha çok mücadele sürecinin dinamiği içerisinde bir aktörün aradan sıyrılarak diğerlerini etrafına toplamasıyla sağlanabilmiş. Ümit ederim çok acı süreçler yaşanmadan biz böylesine bir birliğin sağlandığını görelim.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.