Ramazan ayı ve itikâfın fazileti

Ramazan ayı ve itikâfın fazileti

İtikâf; özellikle Ramazan ayının son on gününde eda edilen, Ramazanın hayrını tamamlayan ve müminler için kaçırılmaması gereken önemli bir fırsattır.

İtikâf, sözlükte haps olmak, yerinde kalmak, bir şey üzerinde devam etmek, ısrar etmek gibi manalara gelir. Şer'î örfte ise Allah'ın rızasını kazanmak düşüncesiyle belli şartlar ve adap çerçevesinde mescitte kalmaya denir.

İtikâfı erkekler mescitte yerine getirirler. İçinde cemaatle namaz kılınan camilerde daha iyidir. Evlerde itikâfa girilmez.

İtikâf, kitap, sünnet ve icma ile sabit olup nafile bir ibadettir. Ramazanın son on gününde ise müekked sünnettir. Sadece nezredilmek suretiyle vâcib olur. İtikâf senenin her ayında olabilir. İtikâfta oruç şart değildir. Ancak oruçlu olmak itikâfın adabından olup sünnettir. Hanefîlere göre vâcib olan itikâf için oruç şarttır ve beş vakit namazın kılındığı yerlerde olmalıdır. Şafiilere göre bütün mescitlerde itikâfa girmek caiz kabul edilmiştir. İtikâfa giren kişi mescitte kalır, namaz, tilavet, zikir ve tefekkür gibi ibadetin çeşitleriyle meşgul olur. Dünyevî meşguliyetleri terk eder. Kadına yaklaşmak tamamen yasaktır. Kadınlar da tesettüre ciddi bir şekilde riayet etmeleri halinde mescitlerde itikâfa girebilirler ancak bu Şafiilere göre mekruhtur.

Allah rızası için şu mescitte şu kadar müddet itikâf yapmaya niyet ettim demekle ve kalbinden geçirmekle bunu nefsine vacip kılar. Bu niyetle mescide giren kimse abdest almak, gusletmek, abdest bozmak gibi zaruret olmadıkça mescitten ayrılmaz. Aksi takdirde itikâfı bozulur, yeniden itikâfa girmesi gerekir.

Hz. Peygamberin (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Ramazan’da ve özellikle bu ayın son on gününde itikâfta bulunduğunu bildiren birçok hadis-i şerif vardır (Buhârî, İtikâf, 1; Müslim, İtikâf, 1-5; Ebû Dâvûd, Ramazân, 3; Savm, 77).

Nafile olan itikâfın en azı bir gündür. Ebû Yusuf en az süreyi, bir günün yarıdan fazlası olarak belirlerken İmam Muhammed itikâf için bir saati de yeterli bulur (Merğînânî, el-Hidâye, II, 290). Yukarıda izah edildiği şekli ile camide itikâf erkeklere mahsustur. Kadınlar ise evlerinin namaz kılmak üzere belirledikleri bir yerinde itikâfta bulunabilirler (Merğînânî, el-Hidâye, II, 291).

Şâfiî mezhebine göre ise, mescid dışında itikâf caiz değildir. Kadın, kocasından izin alarak mescitte itikâf yapar. Zira Hz. Peygamberin (s.a.s.) eşlerinin mescidde itikâfa girdikleri rivayet edilmiştir (Müslim, İtikâf, 6). Bu mezhebe göre itikâf sırasında oruçlu bulunmak da şart değildir (Şîrâzî, el-Mühezzeb, I, 350; Şirbînî, Muğni’l-muhtâc, I, 658-662). (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.