Sağlık çalışanları manevi yönden de tatmin olmalıdır

Sağlık çalışanları manevi yönden de tatmin olmalıdır

Hekimlik mesleğinin oldukça zor bir meslek olduğunu belirten Doç. Dr. Zeynel Abidin Öztürk, meslekleri gereği sağlık çalışanlarının manevi yönden de tatmin olmaları gerektiğini söyledi.

Hekimlik mesleğinin zor bir meslek olmakla birlikte kutsal bir meslek olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Zeynel Abidin Öztürk, meslekleri gereği yaşadıkları tüm zorluklara rağmen tek kaygılarının sadece insan sağlığı olduğunu belirtti.

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Geriatri Uzmanı Doç. Dr. Zeynel Abidin Öztürk, hekimlikle ile ilgili İLKHA’ya önemli değerlendirmelerde bulundu.

Çok uzun süren ve yorucu tedavilerin sonunda hastanın birkaç kelime konuşabilmesinin ve tebessüm etmesinin kendileri için paha biçilemez bir mutluluk olduğunu söyleyen Dr. Öztürk, hastalarından ve yakınlarından aldıkları duaların hiçbir maddi karşılıkla ölçülemeyeceğine vurgu yaptı.

Hekimlik mesleğinin kutsal bir meslek olduğunu belirten Öztürk, “Hekimlik mesleğini gerçekten oldukça zor bir meslek olarak tarif etsek herhalde yeri olacaktır. Sadece üniversitede eğitim görmekle yeterli olmuyor. Daha sonraki süreç içerisinde ve yaşam içerisinde de sizi etkileyebilecek bir meslek olarak karşımıza çıkmaktadır. Belki birçok diğer iş alanlarında sınırlı bir dönem içerisinde çalışma söz konusu iken tıp eğitiminde ise ne yazık ki sadece iş yerinde çalışmakla sınırlı kalmamakta ve hastane dışındaki ortamlarda da hayatınızın bir parçası olarak bu devam etmektedir. Bununla birlikte bunun vermiş olduğu zorluklar ve sıkıntılar olmakla birlikte bunların sonucunda karşılaşabileceğimiz olumlu yansımaları da beraberinde olmaktadır. Bu açıdan baktığımızda ise hekimlik gerçekten oldukça zor, sıkıntılı alanları olmakla birlikte aynı zamanda bir o kadar insanları hem manevi yönden tatmin eden hem de meslek yönünden de hazza ulaştıran bir iş alanı olarak karşımıza çıkıyor.” dedi.

Mesleklerinin zorluklarını göze alarak bu görevi icra ettiklerini belirten Öztürk, “Bizim işimiz tamamıyla hastanede sınırlı kalmıyor. Ev, özel yaşantınızda ister istemez bir miktar bu durumdan etkilenebiliyor. Özellikle nöbet tutmakta olan hekim arkadaşlarımız ya da cerrahi branşlarda çalışmakta olan hekim arkadaşlarımız bu alanda çok ciddi bir şekilde bir efor sarf etmek ve fedakârlıklar yapmak durumunda kalabiliyorlar. Hafta sonu, hafta içi, gece, gündüz fark etmiyor. Bu sıkıntılarla karşılaşmak durumunda kalıyoruz. Ancak bizim bunları kesinlikle bir problem olarak görmememiz gerekiyor. Hayatın içinde karşılaşabileceğimiz tablolar var. Bir şekilde bunlara müdahale edilmesi ve bu sıkıntıların da çözülmesi gerekmektedir. Sonuçta muhatap olduğumuz, temas ettiğimiz kesim insan. Yapılacak müdahaleler ile birlikte insan yaşantısı üzerinde olumlu etkimiz bulunmaktadır.” ifadelerini kullandı.

Günümüzde giderek artan sağlık çalışanlarına yönelik şiddet olaylarına da değinen Öztürk, şunları dile getirdi:

“Bu konudaki çalışmalar ve bir efor sarf edilmesi bununla birlikte ise bir süre sonra ortaya çıkabilecek şikayetler, şiddetler gerçekten motivasyonu düşürebilmektedir. Bizler çok fedakâr bir şekilde çalışan meslektaşlarımızdan bahsetmekteyiz. Bununla birlikte tabi ki tedavi süreci her zaman istenilen şekilde sonuçlanmayabiliyor. Kişinin yaşam koşulları ve daha önceki hastalıklarına bağlı olarak da istenmeyen sonuçlar elde edildiğinde bunun olumsuz yansıması bizlerin motivasyonunu kırmaktadır ve buna bağlı olarak ise ilerleyen süreç içerisinde de mesleki anlamda daha sınırlı bir şekilde hareket etmemize yol açmaktadır. Özellikle tedaviye bağlı olarak gelişebilecek kompozisyonlar, bunların yasal sonuçlarının olumsuz olması hekimleri birçok müdahale noktasında sınırlı tutulmasına ve kısıtlı davranmasına yol açmaktadır. Bunların üstüne eklenebilecek hem fiziki hem de sözlü şiddet tabloları motivasyonu ciddi anlamda bozmaktadır. Bu hem hastalar açısından ve hem de çalışan sağlık personelleri açısından da olumsuz noktalarda sonuçlanabilmektedir.”

“Yaptığımız meslek itibariyle bizim manevi yönden de tatmin olmamız gerekmektedir” diyen Öztürk, “Çok uzun süren ve yorucu tedavilerin sonunda dahi hastanın ağzından birkaç kelime çıkarabilmesi ya da bir tebessüm edebilmesi bizi mutlu edebilmektedir. Bununla birlikte de daha başarılı sonuç elde ettiğimiz vakaları gördüğümüz zaman ise gerçekten yaptığımız işin ne kadar kutsal olduğunu görmüş oluyoruz.”şeklinde konuştu.

İLKHA






 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.