Sayın Başbakan! Dindar Neslin Yolu Kesiliyor!

Başbakan’ın geçmişte Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmadaki ‘dindar nesil vurgusu’ ve ‘dindar nesil özlemi’ makul çoğunluğun gerçekten takdirini celp etmiş, bu saf ve temiz nesil “geleceğimizin idarecileri olurlar” diye bir ümit belirivermişti.

Çünkü Başbakan’ın da ifadesinde yer aldığı gibi elbette ki bu neslin tinerci, içkici, hırsız, dolandırıcı olmasına göz yumulamazdı ve yumulmamalıdır. Mutlu bir toplum olmanın yolu; Allah’tan korkan, hak-hukuka riayet eden, kendisine istediğinin aynısını başkalarına da isteyen bir neslin peyda olmasından geçer.
Dindar bir nesil demek; herkesin her ferdin kendi yanlışlıklarını frenlemesi, başkasının belki de uyarısına gerek kalmadan toplumu ifsat edecek veya toplumu üzecek davranışlarına ket vurması bir vicdana, bir imana, bir anlayışa sahip olması demektir.

Herkesin kendi kontrolörü olması, kendini kontrol etmesi, akıl ve vicdan ve onların beslendiği kaynakların sesine kulak vermesinin etkisi azımsanmayacak güçte önemli olduğuna göre, saadet ve mutluluğun yolunun bu güzergâhtan geçtiğini sanırım teslim etmeyenimiz yoktur. Başbakan da bunu gayet iyi bildiğinden en köklü çözümün bu olduğunu ifade ediyordu.

Darbe yapanlar, haksız yere cana kıyanlar, gözünü kırpmadan anasını-babasını ve kardeşlerini bir çırpıda vuranlar sözüm ona güvenliğin en üst düzeyde olduğu bir memleketin bireyleriyse yaşananlar insan odaklı değil de güvenlik ve dış önlem odaklı tedbirlerin işe ne kadar yara(ma)dığının göstergesi olsa gerek. Yani insanı dıştan zincirlemek, nefsi duyguları kontrol altına almak kadar etkili olmadığı gibi sahici de değildir.

Buraya kadar toplumun huzur ve saadeti için insanların o ruhi arınmaya ne kadar ihtiyaç duyduğunu vurgulamış olduk ki bütün bunları söylerken bu neslin dört dörtlük olacağını da iddia etmiyoruz tabii. Bunların yanında, konulacak müeyyidelere de ara sıra başvurma ihtiyacı doğar/doğabilir ve böylece cürümler asgari seviyeye indirilebilir diyoruz.
Şimdi buraya kadar olması gerekende müttefikiz, ancak gelin görün ki bunu istemeyenler de var. Peki ya bunu istemeyenler sıradan birileri mi? Tabii ki öyleleri var olmakla beraber, sıradan kişiler olmayanlar da var.Güvenlik birimlerinin adları arkasına sığınarak bu Müslüman gençliğe çelme atanların da olduğu ifade ediliyor ve görülüyor.

Görevli kişiler adı altında, ha şurada ha burada dindar nesli rahatsız eden ve bu kadaaar sokak soytarısı, tinerci, alkolik, roketatarcı, lawcı ve bombacı varken beş vakit namazını kılan, günde en az bir kez Kur’an-ı Kerim okuyan, milletin şunun-bunun namusuna daha gencecik yaşta bırakın göz dikmeyi nazar eylemeyen dindar neslin yolunu kesenlerin olduğuduyuluyor, görülüyor ve biliniyor.

Fuhuş yuvaları, internet kafeler, kumar salonları, tiner sokakları, uyuşturucu pazarlarından geçilmeyen bir ortam ve zamanda, bula bula binlerce kişinin arasından bu dindar gençliği mi buldunuz? Peki, bu gençlerden ne isteniyor? Merak etmemek mümkün değil.

Hayır kurumları kapılarında nöbetleşeceğimize şu aile parklarına bir yönelsek daha doğru olmaz mı? Züppelerin korkusundan neredeyse ailelerin çocuklarını eve hapsedip gönderemediği şu aile parklarını bir takibe alsak ve oradan insanlara faydalı olacak bireyler devşiriversek daha iyi bir görev(imizi) yapmış olmaz mıyız?
Biraz da sigara kullanma yaşının 8’e, tiner koklama ve alkol kullanma yaşının 11’e, uyuşturucu kullanma yaşının 12’ye düştüğünü görün. Bir de bunları kurtarmaya bakın. Sokakta-caddede yürürken bir de bunları arkadan uyarıp tatlı bir dille “Temiz bir yerde bir çay içmeye ne dersiniz?” deyiverip iş bulma(verme)imkânlarından söz edin. Bir de bunları kurtarmaya bakın! İnanın çok daha sevaplı ve faydalı bir iş yapmış olursunuz.

Beş vakit namaz kılan, haram lokmadan uzak duran ve bütün müskiratlardan ateşten kaçar gibi kaçan gençlerden bir zarar gelmeeez. Sayın başbakan’ın söylediği sözlerin arkasında olduğuna bir kez daha inanmak istiyor ve böylesi görevini kötüye kullananlara karşı gerekenleri yapmasını her Müslüman gibi ben de bekliyorum. Yoksa kurdu, kuzuya çoban yapmış ve masum yavruların hakkına girmiş oluruz.
Selam ve dua ile…
 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.