"Şecere-i habise-i mel'une” ve “milleti mel'une” ittifakı

Kuds-ı Şerifin hürriyetine kavuşturulması kuşkusuz bütün müminlerin arzusudur. Böyle bir arzu taşımamak akideyi problemli hale getirir.

Yıllarca bu konu gündem edildi, yazıldı, çizildi. Şiirlere, tiyatrolara, filmlere, romanlara konu edildi. Fakat süreç boyunca melunların işgali büyüdü, büyüdü ve giderek katlanılamaz boyutlara geldi.

Son gelişmeler son noktanın konulması için yapılan hamlelerdir. Mescid-i Aksa Müslümanlara yasaklanacak, Müslümanlar Kudüs'ten tahliye edilecek bir sonraki aşamada da Gazze halkı Sina çölüne sürülecektir.

Mel'un bu işgal, katliam ve zulümlerini yaparken gücünü sadece ABD'den ya da diğer batılı devletlerden mi alıyor! Hayır. Bu gün artık çok daha ayan beyan oldu ki bu mel'unların arkasında başka mel'unlar var. Evet, Şecere-i habise-i mel'unenin ABD silah sektörünün asıl finansörü olduğu 350 milyar dolarla gün gibi açığa çıkmıştır.

Filistin'i müminlerden arındırmanın arkasındaki asıl güç Şecere-i habise-i melune ve şürekâsıdır. Mesela, bu şecereden bir örnek olan @AHMAD_S_ALGARNI adlı vaiz twitlerinde açıkça “Mescidi Aksa için direnmek anlamsızdır.  Mel'unlara terk edin” diyor. “Mescid-i Aksa'nın Allah katında bir Filistinlinin kanından daha hürmete laik olduğunu kim söyleyebilir?” diyor. “Sakın bu yolda ölenlere şehit demeyin” diyor.

Şecere-i habise-i mel'unenin sırf Hamas'a bir parça nefes aldırdığı için Katar'ı boğmaya çalıştığını görüyoruz. Bu melun taife neredeyse Arapların tamamına yakınını yanına almıştır. Bu taifeye karşı duranlar maalesef azınlıktadırlar. Halklar bazında olmasa bile devletler bazında bu taife Haçlı/Yahudi ittifakının bir parçası haline gelmiştir.

Şecere-i habise-i mel'unenin petrodolarla ayarttığı medya sayesinde Filistin'in işgalcisi rejim ümmet nezdinde “ehveni şer” görülmeye başlanmıştır. Maalesef artık Mescid-i Aksa'nın işgali “vahdete” vesile olacağına “tefrikaya” neden olmakta, bu taifenin ayarttığı kesim “şer” varken “ehveni şer” le uğraşılmaz anlayışıyla hareket etmektedir. Bu da işgalci mel'una muazzam bir hareket kabiliyeti sağlamaktadır.

Bu şartlarda “ümmet”ten neyin kast edildiği açığa kavuşturulmalıdır. Şecere-i habise-i mel'une ve şürekâsı tarafını belli etmiştir. Bunlar Ümmeti Muhammedin tam karşısında saf tutmakla yetinmemiş, saldırıların teşvik ve tahrikçisi olmuşlardırlar. Maalesef her yerde yeterince taraftarlarını da devşirmiş bulunuyorlar.

Şecere-i habise-i mel'une, Mescid-i Aksayı savunan, savunanlara destek olan herkesi düşman kabul etmekte ve tüm gücü ile onları imhaya çalışmaktadır. Mel'un işgalci ve müttefiki ABD'yi düşman göreni düşman kabul etmektedir.

Bize düşen de bu ümmetin hainlerini, müttefikleri olan melun işgalci ile birlikte hedefimize koymak, rejimlerini başlarına geçirmek, esir aldıkları halklarını tasallutlarından kurtarmak olmalıdır. Artık Allah'ın (cc) düşmanlarını dost kabul edenlerden teberri etmek onları da dostları ile aynı sınıfta kabul etmek mecburiyetindeyiz.

Biz de Allah düşmanlarının, hasımlarını dost görmek onlarla birlikte hareket etmek, terörist ilan ettikleri Hamas ve İhvan-ı Müslimini gözümüz gibi korumak zorundayız. Bu yolda ödenecek bedellerin mükâfatı Allah katında asla ölçüye ve tartıya gelmez.  

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.