Şehadetinin 19'uncu yılında Hüseyin Velioğlu

Şehadetinin 19'uncu yılında Hüseyin Velioğlu

Hizbullah Cemaati Kurucu Rehberi Hüseyin Velioğlu, şehadetinin 19'uncu yılında, yakınları ve sevenleri tarafından rahmet ve minnetle yâd ediliyor.

Hizbullah Cemaati Kurucu Rehberi Hüseyin Velioğlu, 17 Ocak 2000 tarihinde İstanbul Beykoz'da bulunduğu eve yönelik baskında şehid edilmesinin yıldönümünde, yakınları ve sevenleri tarafından rahmet ve minnetle yâd ediliyor.

Velioğlu'nun ailesi ve yakın arkadaşları, aradan geçen 16 yılın ardından, yaşamını ve kendilerinde iz bırakan hatıralarını İlke Haber Ajansı'na anlattı.

Velioğlu'nun tek gayesinin İslam'a hizmet etmek olduğunu ifade eden yakınları, onun, insanların İslami hayatı özümsemelerine ve yaşamalarına vesile olmak için çocukluğundan başlamak üzere tüm yaşamı boyunca mücadele ettiğini söylediler.

Velioğlu'nu yakından tanıyan arkadaşları da onun Hizbullah Cemaati'ni kurduğu 1979 yılından şehid olduğu 2000 yılına kadar İslami hizmet dışında bireysel bir hayatının olmadığını, kendisinin Müslümanlar ve bölge halkı açısından büyük bir kayıp olduğunu, 48 yıllık hayatına çok şey sığdırdığını, hayatının son 22 yılını İslami bir cemaat bina etmekle geçirdiğini vurguladılar.

"İslam'ın izzetini korumak ve Kur'an'ın hükümlerinin hâkim olması için mücadele etti"

Hayatını İslam davasına adayan, gece-gündüz demeden davası uğruna çalışan Hüseyin Velioğlu'nun İslam uğruna büyük sorumluluklar yüklendiğini belirten yakın arkadaşları, onun, ümmeti birleştirme ve vahdeti sağlamaya yönelik çabalarına da dikkat çektiler.

Merhum Velioğlu'nun gaye ve amacının İslam'a hizmet etmek olduğunu ifade eden Molla Enver Kılıçarslan, "Hüseyin Velioğlu'nun gayesi, hizmeti ve mücadelesi; İslam'ın izzetini korumak ve Kur'an'ın hükümlerinin hâkim olmasıydı. Bütün mücadelesi, bu halkı küfürden korumak içindi. Bu topraklarda ne kadar âlim, İslami yazar ve şahsiyet varsa onları ziyaret ederdi. Tüm hedefi İslam'ın hâkim olmasıydı. Bu yolda, ruhunu Allah'a teslim etti. Bu topraklarda halen İslam varsa ve İslam'dan bahsediliyorsa bunda onun payı büyüktür." diye konuştu.

"Müslümanların izzetli duruşunda payı çok büyüktür"

Hüseyin Velioğlu'nun yakın arkadaşlarından Ahmet Seyitoğlu, "Şehit Hüseyin Velioğlu'nun dile getirdiği fikirler insanların zihinlerinde yeni ufuklar açıyor ve onları harekete geçiriyordu. Onun insanlar üzerindeki en önemli etkisi, Müslümanların geleceğine dair fikirler üretmesiydi. Bu herkesin ufkunu açıyor ve insanları harekete geçiriyordu. Velioğlu'nun şu anda Müslümanların izzetli duruşunda payı çok büyüktür. İnşallah Allah-u Teâlâ, onun hizmetini kabul eder ve cennetiyle mükâfatlandırır. Bizim birlikteliğimizin olduğu dönemde Müslümanların gelecekteki izzetlerini koruyabilecek programlar üzerinde çok ciddi çalışmaları vardı. Ulema üzerindeki çalışmaları bunu net bir şekilde gösteriyordu. Herkesi harekete geçiriyordu. Çok muttaki bir insandı. Sünnetlerinin hiçbirini terk etmezdi." dedi.

"İslam ümmetini içerisinde bulunduğu durumdan kurtarmak için çabalıyordu"

Hüseyin Velioğlu'nun dava arkadaşlarından Şeyh Fatih ise "Onun mücadelesi, çalışması, emeği ve her anı İslam davası uğrunaydı." dedi.

Şehidin, köy köy, kasaba kasaba, şehir şehir, bölge bölge gezerek İslam'ı anlattığını bildiren Şeyh Fatih, "Bölgede âlim, seyda ve şeyh olup da Rehber'in ziyaret etmediği bir kişi olduğunu sanmıyorum. Mutlaka birbirlerinden istifade etmişlerdir. Şehit Rehber çok ileri görüşlü bir fikir adamıydı. Son zamanlarda çoğu kez beraberdik. Bir günde ancak 3 saat uyuyabiliyordu. İşi davasıydı. İnsanları Allah'a yöneltmek, kulluğa döndürmekti. Sürüsüne kurtlar düşen bir çobanın telaşı ve çabası gibi o da İslam ümmetini içerisinde bulunduğu durumdan kurtarmak için çabalıyordu. Gencinden yaşlısına kadar herkese koşuyordu. Bazen biz dinlenmesini, uyumasını istiyorduk. O ise ceketini yastık yapar, 10 dakika dinlenir ve tekrar çalışmaya başlardı. Kaldığı yerden devam ederdi." şeklinde konuştu.

"Dünya metaına ve sermayesine tenezzül etmeyen mümtaz bir şahsiyetti"

Şehidi yakından tanıyan bölge âlimlerinden Molla Mustafa Durgun, onun, dünya metaına ve sermayesine tenezzül etmeyen mümtaz bir şahsiyet olduğunu söyledi.

Durgun, "Şehit Rehber, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunuydu ancak kendisini tamamıyla davasına adadığı için bu alanda resmi bir görev almadı. Rehber Hüseyin, insanlığın ancak İslam'ı yaşayarak kurtulabileceğine inanır ve o istikamette hareket ederdi. Bu doğrultuda, insanları ziyaret ederdi. Ona destek çıkanlar da oldu çıkmayanlar da. Şehit Rehber'in tüm gayesi İslam'ı bir hayat nizamı olarak yaşamak ve yaşatmaktı. Tüm derdi buydu." dedi.

"Kendini İslam’a feda etti"

Şehit Rehber'in ağabeylerinden Hayrettin Velioğlu, her yıl 17 Ocak gününde kardeşinin kabrinin ziyaretçi akınına uğradığını aktararak, “Şehadet gününde aile olarak Rehberin mezarına geliyoruz. Onu sevenler de geliyor. Ziyarete gelenler Fatihalar, Yasinler okuyorlar. Hüseyin Kürdistan bölgesine kendini feda etmeseydi şimdi Kürdistan’ın yüzde 90’ı dağlardaydı. Gençlerimiz, çocuklarımız ve kızlarımız hepsi dağlarda olurdu. Bu açık açık ortadadır. Sadece İslam’ı kendine hedef gördü. Kendini İslam’a feda etti. ‘Ömrüm yetene kadar bu davayı yürüteceğim.’ diyordu. 'Benden sonra davayı yürütecekler olur.' derdi. Elhamdülillah bugün davayı yürütenler var. Allah hepsinin hayırlarını kabul etsin. Ben ondan 5 yaş büyüktüm. Hayatını ben biliyorum. Gece gündüz İslam’ı anlatmak için geziyordu. Bu insan İslam için güzel bir mücadele verdi. Arkadaşları da aynı şekilde mücadele ettiler. Allah-u Teâlâ tüm dünya Müslümanlarını birlik yapsın. Muhammedi dava üzerinde birleştirsin.” şeklinde konuştu.

"Yaşça ondan büyük olmamıza rağmen sürekli bize nasihatlerde bulunurdu"

Şehidin ağabeyi Seyfettin Velioğlu, "Biz 5 kardeştik ve Hüseyin bizim en küçük kardeşimizdi. Küçük yaşlarda dahi çok takvalı birisiydi. Biz yaşça ondan büyük olmamıza rağmen sürekli bize nasihatlerde bulunurdu. Çok dindar bir kişiliğe sahipti. Çok cesurdu. Kendi başına şehir şehir, köy köy, mezra mezra dolaşıp Allah'ın dinini anlatırdı. Bize 'Allah'ın bizler için takdiri neyse ondan başkası olmaz.' derdi. İslam'a hizmette çok çalışkandı. Her okul döneminin sonunda takdir belgesi alırdı. Hep iyi insanlarla arkadaşlık yapardı. Bizlere karşı çok merhametliydi. Bacılarına kendilerini örtmeleri için sık sık nasihatlerde bulunuyordu. Bize sürekli ölümü hatırlatıyor ve ölüme hazırlık yapmamızı söylüyordu. Konuştuğu zaman sürekli güzel şeylerden söz ederdi. Çok güzel bir ahlaka sahip olan kardeşimi babam çok severdi. Ölene kadar onu asla unutmayacağım." şeklinde konuştu.

Şehit Rehber'in bir diğer ağabeyi Serdin Velioğlu, "Kardeşimin ahlakı çok güzeldi. Dini için çok çalışkandı. Hiç korkmazdı, İslam'ın hâkim olabilmesi için çok çalıştı. İslam'ı yaymak için neredeyse Türkiye'de gezmedik yer bırakmadı. Birçok insanın hidayetine vesile oldu. Bu topraklarda dindar bir neslin yetişmesi için tohum attı." ifadelerini kullandı.

"Kimin yanına gitse onlara İslam'ı anlatırdı"

Şehit Velioğlu'nun kız kardeşi Saliha Hanım ise "Annem Hüseyin'e hamile olduğu zaman Mardin'de hapiste bulunan bir imam, yanında bulunan bir köylümüze, rüyasında annemi, başında nurlu bir başörtüsü olduğu halde gördüğünü söylüyor. Kesinlikle hiçbir zaman namazlarını kaçırmazdı. Hüseyin daha çocukken köyde bulunan hayvanlarımıza bakardı. Camide Kur'an-ı Kerim okuma vakti geldiği zaman beni çağırır, hayvanlara benim bakmamı söylerdi. Daha sonra gelir, tekrar hayvanlara bakardı. Hüseyin çok fazla ve gereksiz konuşmazdı. Batman'da iken okuldan eve dönünce hemen kafasına bir takke koyardı. Küçük yaşta bile İslam'ın şiarı olan şeyleri çok severdi. Annem ve babam ona çok muhabbet duyardı. Kız kardeşlerine nasihatlerde bulunur ve Allah'ın istediği şekilde örtünmemizi söylerdi. Özellikle akıllı gençlerle arkadaşlık eder ve onlarla sohbet ederdi. Tek başına köyleri, şehirleri dolaşır; şeyhleri ve âlimleri ziyaret edip, onlarla İslam'ı konuşurdu. Tek gayesi Allah rızası ve İslam'dı. Çok güzel bir ahlaka sahipti, akıllı ve zekiydi. İslam'ı tebliğ için dünyevi bazı makamlardan vazgeçti. Onun tek gayesi Kur'an'a, İslam'a hizmet etmekti. Her kimin yanına giderse onlara İslam'ı anlatırdı. İslam düşmanları dışındaki herkesi çok severdi. Onun yolundan gitmeyenler dahi onun çok iyi bir insan olduğunu halen bize anlatıyorlar." şeklinde konuştu.

Hüseyin Velioğlu kimdir?

Hacı Osman ve Fatma çiftinin 11 çocuğundan biri olan Hüseyin Velioğlu, resmi kayıtlara göre, 1 Ocak 1952 yılında Batman'ın Gercüş ilçesine bağlı Bağözü (Xiro) köyünde dünyaya gözlerini açtı.

Batman ve çevresinde kalabalık bir topluluğa sahip olan Habizbini aşiretine mensup olan ve İslami hassasiyete sahip bir anne ve babanın çocuğu olan Velioğlu, daha küçük yaşlardan itibaren İslami bir karakter edindi. 6-7 yaşlarında iken köy imamının yanında Kur'an-ı Kerim dersi alan Velioğlu, köylerinde okul olmadığı için orada kaldıkları süre içerisinde okula gidemedi.

Velioğlu 9 yaşına geldiğinde ailesi Batman'a yerleşti. İlkokulu Batman Devrim (şimdiki ismi Mehmet Akif Ersoy) İlkokulunda, ortaokulu Batman Site Ortaokulunda (Bu okul sonradan Batman Petrol Ortaokulu adını almıştır.), liseyi Mardin Yatılı Lisesinde okuyup ardından üniversiteye başladı. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümü'nü bitirdikten sonra resmi bir görev almadı ve Batman'a yerleşip, orada İslami faaliyetlere başladı.

Hüseyin Velioğlu daha üniversite öğrencisiyken 18 Mayıs 1978 tarihinde evlenmiş, bu evliliği 20 Kasım 1978 itibariyle resmi kayıtlara geçmiştir. Evlilik hayatı boyunca 7 erkek ve 4 kız olmak üzere toplam 11 çocuğu olmuştur.

1979 yılında beraberindeki arkadaşlarıyla Batman'da Hizbullah Cemaati'ni kuran Velioğlu, gizli bir şekilde cemaatsel faaliyetlere başladı. Bununla beraber, henüz okula devam ettiği için Ankara'dan ilişkisini kesmemişti ancak Batman'a sık aralıklarla gidip geliyor ve arkadaşlarıyla ilişkilerini canlı tutuyordu.

1999 yılında İstanbul'a gidip yerleşen Hüseyin Velioğlu, İstanbul'a yerleştikten bir yıl sonra, 17 Ocak 2000 tarihinde Beykoz'daki Kavacık Mühendis Sokak'ta bulunduğu evin ablukaya alınarak saatlerce uzun namlulu silahlarla taranması sonucu şehit edildi.

İLKHA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.